Ürdün gerçekten duruldu mu?

Ülkede rejime muhalefet ettiği, bu amaçla bir komplo düzenlediği için kısa süreli ev hapsine alınan Prens Hamza Kral’a bağlılık mektubu yazdı. Prens Hamza neden isyankar davrandı? Bağlılık açıklamasıyla ülkede kriz bitti mi?

Ürdün gerçekten duruldu mu?
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 09.04.2021 - 15:24

Ürdün Kralı Abdullah ülkede kargaşaya yol açan eski Veliaht Prens Hamza merkezli krizin sona erdiğini “fesat bitti” sözleriyle duyurdu. Saray karşıtı komploda yer aldığı ileri sürülen, bir süre de ev hapsinde tutulduğu ileri sürülen Prens Hamza yazdığı bir mektupla Kral Abdullah'a bağlılığını bildirdi. Mektupta, "Anavatanın çıkarları her şeyden önce gelir. Hepimiz majestelerinin ve Ürdün'ün ulusal çıkarlarını koruma çabalarının arkasında durmalıyız” deniyordu. Ayrıntılarını tam bilemesek de “Fesat”ın ne olduğuna ilişkin bilgimiz var, iyi kötü. Ürdün kraliyet ailesinde yaşanan sorunlar halka pek yansımaz. Ama yaşanan bu son krizi duymayan kalmadı dünyada.

ŞİMDİLİK BİTTİ

Görünüşe bakılırsa tam olarak ne olduğu bilinmeyen kriz bitmiş gibi ama buna aslında “şimdilik” demek yerinde olur. Yaşanan kriz hayli derin çünkü. Ürdün ABD’nin Ortadoğu’daki en sadık müttefiki, malum. ABD ile Batılılar için bölgedeki istikrarın en önemli unsuru sayılıyor. O nedenle mevcut krala yönelik bir girişim karşısında ortak tutum alındı, Abdullah’a destek yağdırıldı. Sonrasında ne olur bilinmez ama Kral’ın bu krizden karlı çıktığı nokta hem Saray içindeki en aykırı ses olan Prens Hamza’yı erken susturmuş, hem de ülkede gittikçe gelişen muhalefeti bastırmış olması. Ama bunun uzun süreli olacağını söylemek saflık olur. Çünkü kraliyet ailesi içindeki çatışmalar kontrol alınamayacak kadar derinleşmiş durumda, halk muhalefeti de öyle.

Kral Abdullah ile Prens Hamza arasındaki gerilimin tarihi hayli eski. Abdullah’ın 1952’den beri hüküm süren babası Kral Hüseyin, kardeşi 34 yıldır veliaht olan Prens Hasan’ı veliahtlıktan azletmiş, yerine büyük oğlu Abdullah’ı atamıştı. Hüseyin’in ölümü üzerine tahta çıkan Abdullah Veliaht olarak da üvey kardeşi Prens Hamza’yı atamıştı. Aslında bu da sürpriz sayılıyordu, çünkü iki prens çok yakın sayılmazdı birbirlerine. Bu kararıyla Abdullah babasının isteğini yerine getirmiş oluyordu kimilerine göre.

Ancak ülkede dizginleri ele aldıktan, aşiretlerin tam desteğini kazandıktan sonra, Kral Abdullah 2004’te Prens Hamza’yı veliahtlıktan azletti. Hamza’ya yazdığı bir mektuptaki gerekçe çok nazik gibi görünüyor: “Veliahtlık onursal bir unvan ve özgürlüğünüzü kısıtlıyor, bu da size yetkili olduğunuz konularda güvenmemizi zorlaştırıyor. Bu nedenle sizi özgür bırakıyorum.” Sonra da 2009’da büyük oğlu Prens Hüseyin’i veliaht ilan ederek babasının belirlediği veraset çizgisine uydu.

Baba Kral Hüseyin tam dört kez veraseti değiştirmişti. Yıllar geçtikçe Prens Hamza bir tehdit olamayacak kadar marijinalleşmiş bir figür olarak kaldı. En çok yapabildiği alçak tondan eleştiriler dile getirmesiydi. 2018'de sesi daha gür çıkmaya başladı. Hükümeti, işçiler üzerindeki vergileri artıran, binlerce kişinin protesto için sokağa çıkmasına neden olan bir yasayı geçirdiği için “başarısız” olmakla suçladı. Kral Abdullah buna benzer eleştirilere pek önem vermese de Prens Hamza’nın ülkenin güçlü kabileleri arasında popüler hale gelmesi üzerine “tehdit”i fark etti. Prens Hamza giderek bir “yolsuzlukla mücadele savaşçısı” olarak kabul edildi kimi kesimlerce.

SUÇLAMALAR TEMELSİZ

Ürdün hükümeti tarafından Hamza’ya yönelik suçlamalar güçlü kanıtlara dayanmıyor. Ortak kanı, Hamza’nın ulaştığı popülaritenin Kral Abdullah’ı aceleyle üvey kardeşini suçlama noktasına getirdiğidir. Öylesine zorlama suçlamalar var ki anlamak zor. Örneğin Ürdünlü yetkililer, Prens Hamza ile arkadaşlarına yabancı bir hükümetin destek sağladığını ileri sürdüler. Bunlardan biri İsrail, ilişkileri iyi olsa da komploya dahil olması şaşırtıcı gelmez bu ülkenin, ikincisi de Kral’a hemen destek mesajı yayınlayan, Dışişleri Bakanı’nı alelacele Ürdün’e yollayan Suudi Arabistan, işte bu şaşırtıcı. Prens Hamza’nın “komplo”daki arkadaşlarından birinin Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman’ın danışması olması buna gerekçe gösteriliyor. 

İsrail’le en iyi ilişkiye sahip Arap ülkelerinden biri olan Ürdün’de İsrail’le ilişkisi olmayan yönetici yok gibi. Prens Hamza’nın da var tabii. Yakın dostlarından birinin İsrailli iş adamı Roy Shaposhnik olduğu biliniyor. İddiaya göre Shaposnik Hamza ile ailesine Ürdün'den kaçmaları için özel bir uçak teklif etti. İsrail istihbaratı ile bağlantısı olduğu iddia edilen Ürdün merkezli haber sitesi Ammon, Shaposhnik'in eski bir Mossad üyesi olduğunu ileri sürüyor. Facebook'ta yaptığı açıklamada Shaposhnik de iddiaları doğrular oldu bir anlamda: “Ürdün Prensi Hamza Bin Hüseyin ile dostluğum sürüyor. Hamza’nın ve ailesinin güvenliğiyle ilgili endişelerim ifade etmek ve Avrupa’daki evimde kalmalarını önermek için onunla konuştum”.

Ancak bunlar Hamza’dan kuşkulanmak için yeterli değil. Ürdün kraliyet ailesinin herhangi bir üyesinin yabancı bağlarının olması şaşırtıcı bulunmuyor. İsrail’li bir figürle ilişkisi olanın sadece Prens Hamza olduğunu söylemek tuhaf.

Kral Abdullah, 2018’deki vergi karşı protestolardan bu yana muhalefete karşı daha da sertleşti Geçen yıl rejim tarafından bürolarının kapatılmasını protesto eden Ürdün Öğretmenler Sendikası’nın 1000 üyesi tutuklandı örneğin. Ama buna rağmen protestolar durmadı. Ülkede koronavirüs salgını iyi yönetilemedi. Geçen ay bir devlet hastanesinde oksijensizlik yüzünden altı Covid-19 hastası öldü. Bu konularda Prens Hamza’nın yüksek sesle eleştiriler yaptığı kamuoyunda biliniyor.

Bu nedenle Kral Abdullah’ın Prens Hamza’yı bir süre de olsa ev hapsine alma kararı, muhalefet eden kraliyet ailesinden de olsa konuşturulmaz mesajını içeriyordu. Prens Hamza’nın bir hak savaşçısı, bir yolsuzlukla mücadele kahramanı gibi sıfatları kendisine yakıştırması onun gerçekten böyle olduğu anlamına gelmez. Kral Abdullah’a muhalefetinin “hakkı yenilmişlik” duygusundan kaynaklandığı ortada. Dolayısıyla yıllardır “hakkı yenen” kesimlerle beraber gibi olması akıllıca bir tutum.

Filmin ilk bölümü sona erdi. Zaten kırılgan olan, bir millet yaratamamış, mülteci topluma sahip, her an bozulacak aşiretler arası dengenin ayakta tuttuğu ülke yeni sorunlara yelken açmış durumda.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler