Ümraniye davası: Başkandan müştekiye fırça

Gazi katliamını protesto edenlere ateş açtıkları öne sürülen 244 polis memurunun yargılandığı dava olaydan 23 yıl sonra başladı. Duruşmada konuşan müşteki Necip Bulut, hastanede sivil polislerin önceden hazırladığı ifade tutanağını zorla imzalatmaya çalıştığını fakat imzalamadığını söyledi. Mahkeme Başkanı, Bulut’un emniyet ve savcılık ifadesini okudu. Bulut ifadenin ve imzanın kesinlikle kendine ait olmadığını söyledi. Avukat Cemal Yücel önceden alınan ifadelerdeki imzaların incelenmesini ve sonuca göre ifadeyi alanlar hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.

‘İfadeyi zorla imzalattılar’

 Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma kimlik tespitinin ardından başlandı. Bir haftadır süren duruşmada bazı sanıklar ve müştekiler dinlendi. Düne kadar dinlenen sanıkların hepsi ateş etmediğini söyledi. Duruşmanın 7.günü dinlenen müştekilerden Suna Kaban cenazelerinden dönerken vurulduğunu belirterek, “Ameliyat oldum. Vücudumdan çıkan kurşunu polisler almış. Olay anında seri şekilde halkı tarar gibi ateş ediliyordu” dedi. Mahkeme Başkanı sert tepki göstererek ısrarla, “Bu beyanınızda ne söylemek istediniz?” dedi. Kaban ise, “Her yeri polis sarmıştı. Halk kendi kendini vurmadı. Beni vuran kişi eğer polis olmasaydı vücudumdan çıkan kurşun şuan burada olurdu” yanıtını verdi. Omzundan yaralanan İsmail Saplanmaz’ın ise emniyet ve savcılık ifadesini mahkeme başkanı okudu. Saplanmaz o ifadelerin alanlar tarafından yazıldığını, zorla imzalatıldığını ve mecbur olduğunu söyledi.

‘İfade ve imza bana ait değil’

 Sırtından vurulan Necip Bulut, “Basın açıklaması sırasında çevik kuvvet cop ile kalkanlara vurdu. Halk yuhaladı. Çevik kuvvet havaya ateş etti. Resmi kıyafetli polisler ateş etmeye başladı. Kendimi yere atarken sırtımdan vuruldum. Hastaneye sivil polis gelerek önden hazırladığı ifadeyi imzalatmaya çalıştı. Ben imzalamadım” dedi. Duruşma 14 Mayıs’a ertelendi.

Davanın geçmişi

 Gazi katliamını Ümraniye Mustafa Kemal Mahallesi’nde protesto eden gruba polisin ateş açmasıyla 5 kişi ölmüş, 20’den fazla kişi yaralanmıştı. Soruşturma aşamasında takipsizlik verilirken AİHM 2005 yılında yeterli bir soruşturma yapılmadığına karar verdi. AİHM kararına 10 yıl sessiz kalan yargı 2015 yılında 20 yıllık zaman aşımının dolmasına 5 gün kala davayı açtı. Mahkeme heyeti ilk duruşmada zamanaşımı nedeniyle davanın düşürülmesine karar verdi. Müşteki avukatlarının itirazı üzerine dosya Yargıtay 1.Ceza Dairesi’ne gitti. Yüksek Daire, ‘kanuna aykırı zaman aşımı kararı var’ diyerek dosyayı bozdu