Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye gelen Suriyelilerin yaşadığı dram!
Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye geldiler. “Geçici koruma” statüsündeki 3.6 milyon Suriyelinin dramını konuştuk.
Her biri daha önce mühendis, avukat, doktor, sanatçı veya terziydi. Hepsi geride kaldı. Yaklaşık 9 yıldır süren Suriye’deki iç savaş tüm ülkeyi savurduğu gibi milyonların yaşamını da değiştirdi. Yarım milyondan fazla insanın hayatını kaybettiği savaştan dolayı yollara düşen 6 milyona yakın Suriyeli mülteciden 3 milyon 635 bini Türkiye’de “geçici koruma” statüsü altında.
Kimi zaman “güvenli bölgeye” yerleştirileceği, kimi zaman da “kapıları açarız” denilerek Avrupa’ya gönderileceği söylenen Suriyeli mülteciler, gerçekten de iddia edildiği gibi yüksek meblağda para yardımı alıp refah içinde mi yaşıyor? Bu sorunun cevabını İstanbul’a göç eden pek çok mültecinin yolunun düştüğü Tarlabaşı’nda görüştüğümüz Suriyeli ailelerden aldık.
Muhammed İbrahim (34) ailesini geride bırakarak 2013’te kaçak yollarla Türkiye’ye geldi. Önce Adana’ya ardından İstanbul’a göç eden Muhammed, o sürece dair “2 bin dolarla geldim. Sınırda her birimiz bir yere kaçtık. Tekstilde ‘ortacı’ olarak en az 12 saat çalışmaya başladım. Diğer işçilerle aynı işi yapmama rağmen daha az para alıyordum. Suriyeli olduğum için ‘Buna güvenilmez. Kumaşı eğik keser vs.’ diyen, çalışma izin belgesini kendisi çıkarması gerekirken bunu benden isteyen gibi birçok işyeri sahibi ile karşılaştım” diyor.
YIKINTILAR ARASINDA
Boyası dökülen ve çatlaklıkları alçıyla kapatılmaya çalışılan odanın duvarlarına bakan Muhammed savaş öncesi hayatlarına ilişkin “Çok iyiydi. Evimiz vardı. Güzeldi. Ama hayallerimizle birlikte yıkıldı” diyor. Savaşla birlikte 18 yaşını tamamlamış erkeklerin askere alındığını söyleyen Muhammed, “Evliliğimin birinci yılıydı. Beni de çağırdılar. İnsan öldürmek istemediğim için askerlikten kaçtım. Yakaladılar. 2 ay boyunca birçok ağır işkence gördüm. Suriye’de kalamazdım” diye konuşuyor.
“Hastaneye gittiğimizde para alınmıyor. Başka da hiçbir yardım almıyoruz” diyen Muhammed, keyfi bir şekilde ülkelerini bırakmadıklarını ekleyerek “Kim ailesini, çocuklarını bırakıp mülteci olmak ister? Şu an Suriye’ye gitsem askerlikten kaçtığım için öldürüleceğim. Savaş bitse ve genel bir af çıkarsa gideriz” ifadelerini kullanıyor.
Türkiye’nin, Suriyeli ailelere üç çocuk sahibi olma şartıyla bir miktar para desteği yaptığını ama kendisi iki çocuk sahibi olduğu için bu desteği almadığını söyleyen Muhammed, “2 çocukla geçinemiyorum, 3 çocukla nasıl geçineceğim” diye soruyor. Bize çay yapmak için yerinden kalkan Muhammed’in eşi Şadiyet’in ardından ben de mutfağa gidiyorum. Şadiyet, mutfak dahi olduğu anlaşılmayan evin kırık dökük küçük bir bölümüne giriyor. Herhangi bir dolap olmadığı için de eski püskü tencere ve tabakların da yerlere savrulmuş olduğunu görüyorum.
KOMŞUYA BORÇLA YAŞAM
Yere yapışmış olan ince bir minderin üzerinde oturan Muhammed’in annesi Hanife Şeyh Ömer (71) de Türkiye’ye 2017’de, kaçak yollarla gelmiş. İstanbul’a geleceğine hiç ihtimal vermediğini söyleyen Hanife Teyze, “Üç kere sınırda yakalandım. Çocuklarımın her biri bir yere göç etti” diyor. Şeker hastalığı ile kalp rahatsızlığı olan ve yürüyemeyen Hanife Teyze, kimi zaman yaşamak için komşulardan borç aldıklarını vurgulayarak “Ekmek alacak paramız yok” ifadelerini kullanıyor.
İLK GÜNDEN BERİ ÇIPLAĞIZ
Bir alt sokakta bir başka Suriye’li mülteci evine gidiyorum. Kapıyı iki küçük çocuk açıyor. Baba Cuma (33), 6 yaşındaki oğlu Recep ile 2014’te Türkiye’ye gelmiş. Savaş öncesi Suriye’de terzilik yaparken 7 saat çalışan Cuma, şu an ise iş bulduğunda en az 12 saat çalışarak garsonluk yaptığını söylüyor. Aylık sadece 240 TL yardım aldıklarını belirten Cuma, “Söyledikleri gibi bir para almış olsaydım 12-14 saat çalışmazdım” diyor. Savaş bittiği takdirde ülkesine döneceğini söyleyen Cuma, “Ülkemizden ayrılmak zorunda kaldığımız ilk günden beri her yönüyle çıplağız. Bahsedilen ‘güvenli bölgeye’ de gitmek istemiyoruz. Allah kimseyi orada bulunan ‘muhaliflerin’ eline düşürmesin” diye konuşuyor.
SAVAŞLA YOLLAR AYRILIYOR
İsmini söylemek istemeyen Cuma’nın eşi ise Suriye’de ziraat mühendisliği okumuş. Eşi Cuma’ya bakıp 7 yıldır evli olduğunu belirterek “Evlilikten bir yıl sonra, savaştan dolayı eşim evden ayrıldı. İki yıl birbirimizi göremedik. Türkiye’ye gelirken çocuğumla birlikte 12 saat boyunca yürüdük. 4 yıldır Türkiye’deyim, tek bir yardım almadık. Olumsuz herhangi bir şey olduğunda da ‘Suriyeliler yaptı’ diyorlar. İsteğimiz ülkemizdeki savaşın durması ve ülkemize ya da Avrupa’ya gitmek” diyor.
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin en ünlü tekstil devi kapandı
- SMA'lı bebeğin babası intihar etti!
- Muğla'da helikopter kazası: 4 kişi öldü!
- Soğuk havada TIR kuyruğu 30 kilometreyi geçti
- CHP'den Erdoğan'a sert yanıt!
- Öğrencisinin Suriye'de Bakan olduğunu öğrendi
- Evini kiraya verecekler için geri sayım
- 'Su sorununu çözmek, DSİ'nin görevi değil'
- İstanbul Barosu hakkında soruşturma!
- 'Ev hapsi' kararının ardından ilk kez konuştu