Çözüm sürecini bitiren, polise silahlı saldırı davasında 6 çocuk beraat etti
23 Temmuz 2015’te trafik polisi Tansu Aydın’ın şehit edilmesine ilişkin davada yargılanan altı çocuk üç yıl sonra beraat etti.
Türkiye’de, üç yıl önce ‘Çözüm Süreci’nin son bulup PKK tarafından hendeklerin kurulduğu sürecin köşe taşı terör eylemlerinden biri, Diyarbakır’da 23 Temmuz 2015’te trafik polisi Tansu Aydın’ın kaza ihbarı üzerine geldiği sokakta şehit edilmesi, bir polis arkadaşının da yaralanmasıydı. Altı çocuğun tutuklu yargılandığı dava bugün sonuçlandı. Mahkeme, tek kanıtın yüzde 50 oranında zihinsel engelli olduğu anlaşılan A.Ç. adlı çocuğun anlatımlarından oluştuğunu, suçlanan diğer beş çocuğun olay anında şehrin başka noktalarında bulunduğunu belirterek, beraata karar verdi.
Ceylanpınar'da şehit 2 polisle ilgili davada savcı, ağırlaştırılmış müebbet istedi
IŞİD'in 20 Temmuz 2015’te Suruç’ta canlı bomba saldırısı düzenleyerek, 33 genci katletmesinden sonra PKK tarafından eylem çağrıları yapılmıştı. Bir gün sonra Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde iki polis memuru evinde uyurken şehit edildi. 23 Temmuz’da da Yenişehir Belediyesi çöp kamyonunun karıştığı trafik kazasına müdahale için giden polis memuru Tansu Aydın şehit edilirken, arkadaşı yaralandı.
Saldırıdan sonra 17 yaşındaki A.Ç. adlı bir çocuk gözaltına alındı. A.Ç., saldırıyı arkadaşları H.K. ile M.A.’nın planladığını; N.A., Y.K. ve M.C.B.’nin olay yerinde olduğunu ileri sürdü. A.Ç., “M.A., Kobani için toplantı yapacağımızı söyledi. Bir kahveye gittik. Y.K., H.K. ve M.C.B. de oradaydı. Kahvede, polise eylem yapacağımızı söyledi. Polislere ateş edilirken oradaydım. M.A. ve H.K. ateş etti” dedi. İddianamede, eylemin PKK’nın gençlik yapılanması YDG-H tarafından yapıldığı iddia edildi.
OLAY YERİNDE DEĞİLLER
Hürriyet gazetesinden İsmail Saymaz'ın haberine göre, Diyarbakır Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın 21 Ocak 2018’de görülen 11. duruşmasında savcılık, sanık çocuklara beraat verilmesini istedi. Mütalaada, polis Aydın’ın bu sanıklar tarafından öldürülmesine ilişkin şüphenin A.Ç.’nin beyanları üzerine doğduğu, bu kişinin savcılık aşamasında ilk ifadesini baskı altında verdiğini söylediği belirtildi. N.A.’nın o gün evden hiç çıkmadığı; kamera kayıtlarına göre Y.K., H.K. ve M.C.B.’nin olay yerine hiç gelmedikleri, 250 metre ile iki kilometre uzakta görüldükleri, M.C.B. ile Y.K.’nin farklı adreslerde bulundukları ve birbirlerine ters yönde hareket ettikleri ifade edildi. Bu nedenle “Her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği” için beraata karar verilmesi istendi. Bugün görülen karar duruşmasında, delil yetersizliğinden beraata karar verildi.
En Çok Okunan Haberler
- 9 sayfalık not bırakmışlar
- İki ünlü markanın balları sahte çıktı!
- 'Üs bölgesi' kamera görüntüleri ortaya çıktı
- Atatürk 'sticker'ına basan kişiyi uçarak dövdü
- 'Sessiz katil' konusunda önemli uyarılar
- İzmir’de 13 yaşındaki çocuk AIDS nedeniyle öldü
- Yazarımız Meydan'dan, Acemoğlu'na 'Atatürk' yanıtı
- Mansur Yavaş'tan ilk açıklama!
- 'Alnı secdeye düşenlerin iktidarında...'
- Bahçeli'nin videosu neye işaret ediyor?