'Asıl failler' nasıl kurtuldu?
Almanya’daki davanın özeti mahkeme kayıtlarına şu sözlerle düşülecekti: “Asıl failler Türkiye’de. Bu nedenle cezalar düşük tutuldu!”
Deniz Feneri davası. 2007 yılının Nisan ayında Almanya’da patlak verdiğinde gözler Türkiye’ye çevrilmişti. Deniz Feneri e.V’nin yöneticileri Firdevsi Ermiş ve derneğin son başkanı Mehmet Taşkan Alman yargısına “yüzyılın dernek yolsuzluğuyla ilgili önemli itiraflarda” bulunmuş, 2008 yılının Eylül ayında 3 önemli isim bu ülkede hapis cezalarına çarptırılmıştı. Almanya’daki davanın özeti mahkeme kayıtlarına şu sözlerle düşülecekti: “Asıl failler Türkiye’de. Bu nedenle cezalar düşük tutuldu!”
İşte bu sözlerin üzerinden tam 7 yıl geçti. Ve dün İstanbul’da Deniz Feneri e.V bağlantılı soruşturmanın Türkiye ayağıyla ilgili savcı “beraat” isteyen mütalaasını sundu. 7 yılda neler yaşandı, kısaca sıralayalım:
- Almanya’nın davayla ilgili adli yardım talepleri reddedildi. Frankfurt’tan dava dosyasında yer alan belgelerin istenmesi, daha sonra da gelen belgelerin tercümesi yaklaşık bir yıl sürdü. Soruşturmayı yürüten Savcı Nadi Türkaslan ve ekibi belgeleri inceleyebilmek için Almanya’ya 2011 yılının ilk ayında gidebildi.
- Savcılar için çoktan düğmeye basılmıştı. Haklarında HSYK tarafından soruşturma başlatılan 3 savcı soruşturma görevinden alındı. Sanıklar yargılanmadan savcılar Yargıtay’da yargılandı.
- Yeni savcıların atanmasıyla hazırlanan iddianamede ilk iş suç vasfının değişmesi oldu. Sanıklar, soruşturmayı yürütürken görevden alınan 3 savcının mahkemeye sevk yazılarında olduğu gibi “çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve yönetmek”, “çıkar amaçlı suç örgütüne üye olmak”, “evrakta sahtecilik” ve “nitelikli dolandırıcılık” yerine “özel belgede sahtecilik”, “hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak” ve “kamu görevlisinin evrakta sahteciliğine iştirak” gibi suçlarla yargılanacaktı.
Dava kapsamında savcının mütalaasında en dikkat çeken noktalardan birisi de Almanya’da 5 yılı aşkın tutuklu kalan Mehmet Gürhan adına Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman için çıkartılan sahte vekâletnameyle ilgili bölümdü. Savcı, Gürhan için hapis cezası talep ederken Karaman için “kuşkudan uzak delil elde edilemediği” için beraat istedi.
Peki sahte vekâletin düzenlendiği gün (Mayıs 2007) Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın akrabası Zekeriya Karaman ne yapmıştı? Karaman elindeki o vekâletnameyle Frankfurt’ta hapiste yatan Gürhan’ın İstanbul’daki Haliç Deniz Şirketi’ndeki hisselerini Kanal 7’nin tepe yöneticilerinden İsmail Karahan’a devredip yine aynı gün hapisteki Gürhan şirketin genel müdürlüğünden istifa ettirtmişti!..
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Mahruki yine yandı
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!