Türkiye bize bangır bangır değiş diyor
Çekimleri mayısa kadar sürecek olan işsiz bırakılan gazeteciler konulu belgeselin setinden ayağının tozuyla gelen gazeteci Tekelioğlu’yla kadın cinayetleri, Türkiye’de kadın olmanın zorlukları, medya ve siyasilerin kullanması gereken ortak dili konuştuk.
Kararlaştırdığımız saatten tam 10 dakika önce tahta masasında oturduğum kafenin kapısından giren gazeteci Tuluhan Tekelioğlu... Sıcak bir merhabanın ardından, gazetecilik refleksiyle zaman kaybetmeden gündemi, medyadaki değişimleri ve “işsiz bırakılan gazeteciler” konulu mayısta bitireceği yeni belgeselini nefes almadan konuştuğumuz dakikalar... Sonra bir sessizlik... Bu sohbette ikimizin de canını yakan eksik bir şey...
Tuluhan durdu, daldı ve yutkunup, ardından da, “Konuşacak çok şey var Demet ama biz en önemlisini konuşmalıyız” diyerek, suskunluğumuzu şu cümlelerle bozdu.
“Ben 2008’de köyleri boşaltılan Kürtlerin oluşturduğu mahallelerde röportajlar yaptım. O mahallelerden birinde çok sesli bir koro kurulmuştu. O çok sesli koro çok kısa zamanda büyük başarı kazandı. Yoksul semtli gençlerin yeteneklerine bakılarak alındıkları, çok kısa imkânlarla oluşturulan bir koroydu. O koroya bir baba iki kızıyla gelir... Baba şarkı söylemek istediğini söyler... 13 yaşındaki kızın ses rengi daha çocuk bulunur ve koroya alınmaz. Ancak babayla büyük kız kabul edilir. Fakat o küçük kız hiçbir provayı, konseri kaçırmaz. Hatta büyük kız burada Boğaziçi Üniversitesi’nin sınavlarına gelip katılır. İleride en büyük isteği soprano olmaktır. Baba kızlarına hep şunu söyler: Sizin iç dünyanızda çok büyük hedefleriniz ve hayaliniz olmalı. Ve çocuklar hep böyle büyür. Hep babayla iç içe samimi, konuşarak... 17 yaşındaki kızın adı Beste. Adana’da son sınıfta. Küçük kızda Çağlayan Üniversitesi Psikoloji bölümünü kazanan Özgecan Aslan... Baba da o baba, Mehmet Aslan.”
O an anladım ki konuşacağımız en önemli konu kadın cinayetleri, Türkiye’de kadın olmanın zorlukları... Elbette ki Türkiye’nin en ünlü psikoloğu olmayı hayal ederken yaptığı milatla hepimize büyük ders veren Özgecan Aslan’ı konuşmalıydık. Konuşmalıydık ki başka babalar ağlamamalıydı... Özgecan’lar ölmemeliydi.. Böylece ben sordum, Tekelioğlu cevapladı.
Türkiye’de son 10 yılda kadın cinayetlerinde artış oldu. Bir gazeteci ve araştırmacı olarak bunu neye bağlıyorsunuz?
Devletin, iktidarın, erklerin kadın kimlikleriyle bakmaları gerekiyor. Kadın saygındır, doğurgandır, güçlüdür. Eğer bu ülkede, son yıllarda kadına karşı işlenen cinayetler yüzde dört arttıysa, kadını sadece aile içinde görmekten vazgeçip kadını kadın olarak tanımlamak gerekir. Hükümetler öncülüğünde ceza kanunları değişmeli.
Erkekler ifşa edilmeli kadınlar değil!
Kadın cinayetlerini manşetlerine taşıyan medyanın nasıl bir dil kullanması gerekir dersiniz?
Kadın bakış açısıyla yapılmalı haberler... Kadınların fotoğraflarını basmaktansa, bu cinayeti yapan erkeklerin çarşaf çarşaf fotoğrafları basılıp, onların aile öyküleri yayımlanıp, katil kimliğinin ortaya konup onların teşhir edilmesi gerekir. Özgecan bir millattır çünkü. Özgecan olayı çok üzücü ve hepimizi kalpten sarsan bir cinayet. Ancak o ülkenin en ünlü psikoloğu olmayı istiyordu. Bence o insanlara çok büyük bir ders verdi hem de tek başına... Babası da tabii... O bilge, o vakur kişiliğiyle...
Çok kolaydır erkeğin cüzdanına yaslanmak
Kadınlar özeleştiri yapıp daha çok üretip çalışsalar, belki de erkek egemenliği kendiliğinden kalkacaktır. Ne dersiniz?
Çok kolaydır bir erkeğin cüzdanına yaslanmak ama çok da bedel ödüyorsun. Neden kendinden güç almıyorsun? Herkesin bir yeteneği ve herkesin bunu bir ekonomiye dönüştürme gücü vardır. Sadece bunun için çabalamak lazım.
Beynimizdeki kadın platformunun neresinde duruyorsunuz?
Kadınların değişime zamanı geldi. İyi ki Meclis’te yaşanan şiddeti görüyoruz. Ve iyi ki bize kendilerini gösteriyorlar. Bütün bunlar bize bir ayna. Türkiye bize bangır bangır değiş diyor. Her bir bireye değişmemizi söylüyor. Bütün bu Gezi olayları, 17-25 Aralık süreci, söylemler, kadınlara karşı cinayetlerin artması, iktidarda bulunan erkeklerin kadın söylemleri, kutuplaşmalar... Her şey bize kendimizi gösteriyor aslında, değişme zamanın geldi diyor. Birlik olma zamanı... Kutuplaşma hiçbir işe yaramaz. Benden değilsen, bertaraf ol söylemi hiçbir işe yaramaz.
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!