TÜRGEV’e ‘rüşvet havuzu’ şoku

Yargıtay, Bilal Erdoğan’ın yöneticiliğini yaptığı dönemde TÜRGEV’i ‘rüşvetin merkezi’ olarak gösteren Kılıçdaroğlu’na verilen üç tazminat cezasını, ‘açıklamalarında kamusal çıkar vardır’ diyerek bozdu.

TÜRGEV’e ‘rüşvet havuzu’ şoku
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 18.02.2019 - 22:03

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 17-25 Aralık operasyonlarının yaşandığı dönemde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticisi olduğu TÜRGEV’i “rüşvet havuzu” olarak nitelendiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na üç ayrı davada verilen toplamda 27 bin 500 TL tazminat cezasını bozdu. Kılıçdaroğlu’nun dile getirdiği iddiaların “kamusal çıkarlarla ilgili olduğuna” dikkat çeken Yargıtay, gerekçesinde açıklamaların “ifade özgürlüğü sınırları içerisinde kaldığını” bu nedenle davaların Kılıçdaroğlu lehine reddetilmesi gerektiğini vurguladı.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarının ardından o dönem Bilal Erdoğan’ın yöneticisi olduğu TÜRGEV’i ağır sözlerle eleştirmişti. 24 Haziran 2014’te partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdarolu, “Bir de rüşvet havuzu vardı; nüfuz ticareti kullanılarak para aktarılan yer. Onun yeri de TÜRGEV’di. Başbakanın çocuklarının yer aldığı vakıf. Nasıl bir rüşvet havuzu ki Bakanlar Kurulunca kamuya yararlı sayılıp vergiden muaf tutuluyor. Nüfuz ticareti şu demek arkadaşlar; bulunduğun mevkii kullanarak yakınlarına veya kendine çıkar sağlamaktır. TÜRGEV’e en büyük rüşvet yine Royal Protokol’den gelmişti. Yine bu kürsüden TÜRGEV’e gelen paraları açıklamıştım. Kuruşu kuruşuna 99.999.990 dolar, 100.000.000 dolardan 10 dolar eksik. Neden eksik hala çözebilmiş değilim” demişti. TÜRGEV, bu sözler nedeniyle CHP lideri aleyhinde tazminat davası açmıştı. İstanbul 16. Asliye Hukuk Mahkemesi, 22 Mart 2016’da Kılıçdaroğlu’nu TÜRGEV’e 7 bin 500 TL tazminat ödemeye mahkum etmişti.

İki mahkemeden de ceza çıkmıştı

İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesi ise başka bir programında “TÜRGEV rüşvetin merkezidir. Devletten ihale alanlar, ihale almadan önce TÜRGEV’e para veriyorlar. Bunun adı nüfuz ticaredir.. Rüşvetle beslenen bir yapı var orada” dediği gerekçesiyle Kılıçdaroğlu’nun TÜRGEV’e 10 bin TL tazminat cezası ödemesine karar vermişti. İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesi da, Ağustos 2014’te yapılan Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaptığı iki açıklamada yine “TÜRGEV’i rüşvetin merkezi” olarak gösteren Kılaçdaroğlu’na 10 bin TL tazminat cezası vermişti.

Avukatı itiraz etti

Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, CHP liderinin açıklamalarında kamu yararı olduğu, eleştiri sınırları içerisinde kalındığı gerekçesiyle cezaları Yargıtay’a taşıdı.

Üç ceza da bozuldu

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, her üç tazminat davasında verilen kararların bozulmasına hükmetti. Bu kararların gerekçesinde, Kılıçdaroğlu’nun iddialarının İstanbul Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmaya dayandığına işaret edildi. Olayın meydana geldiği dönemde bir yanda, ana muhalefet görevinde bulunan partinin lideri olan Kılıçdaroğlu, diğer yanda ise dönemin iktidar partisi lideri Erdoğan’ın oğlu olan Bilal Erdoğan’ın yönetiminde olduğu TÜRGEV bulunduğuna dikkat çeken Yargıtay, “Yönetimindeki kişilerin toplumsal konumu ve tanınırlılığı, hem de bağış toplamada ve topluma çeşitli hizmetler sunmada bir kısım kamusal ayrıcalıklara sahip kamuya yararlı vakıf olması nedeniyle makul eleştiri sınırları daha geniş kabul edilmelidir. Temsil ettiği seçmenlerin talep, endişe ve düşüncelerini politik alana aktaran ve onların çıkarlarını savunan seçilmiş kimseler için ifade özgürlüğünün özellikle değerli olduğu açıktır. Bu sebeple ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlama, özellikle ana muhalefet partisi genel başkanının ifade özgürlüğüne yönelik ise dava konusu istemlerin çok daha sıkı bir denetimden geçirilmesi gerekmektedir” değerlendirmesini yaptı.

Kamusal çıkar vurgusu

Dava konusu olayda, göz önünde tutulması gereken ikinci hususun ise “davalının konuşmalarında dile getirdiği iddiaların kamusal çıkarlarla ilgili olması” olduğu vurgulanan kararda, şöyle denildi:

“Toplumu yakından ilgilendiren konuşmaların çerçevesinin baskın bir şekilde politik alanda kaldığı açıktır. Bu çerçevede kamuya yararlı vakıf sıfatıyla önemli kamusal hizmetler sunan davacı TÜRGEV’in adının geçtiği soruşturmaların bir siyasi parti lideri olan davalının sıkı ve yakın denetimi altında olması doğaldır. Bu nedenle de adı geçen vakfın şöhret ve itibarı ile davalanın ifade özgürlüğünün çatıştığı mevcut davada dengelemenin yapılması sırasında kamunun menfaatlerinin gözetilmesi hayatidir.”

Kararda, Kılıçdaroğlu’nun TÜRGEV’e yapılan yardım ve bağışlara yönelik eleştirilerde bulunduğu, davaya konu ifadelerin Yargıtay, AYM ve AİHM’in istikrar bulmuş içtihatlarına göre, ifade özgürlüğü sınırları içerisinde kaldığı ve TÜRGEV’in şöhret ve itibarına saldırı oluşturmadığı kaydedildi.
Yargıtay, ayrıca TÜRGEV’in açtığı ancak Kılıçdaroğlu’nun kazandığı iki davadaki kararları da onadı.

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon