Tsunami nedir, Türkiye'de tsunami olabilir mi?

İzmir'in Seferihisar ilçesi açıklarında yaşanan deprem sırasında, minik bir tsunami oluştuğu düşünülüyor. Peki yeryüzünde bilinen en yıkıcı doğa olaylarından biri olan tsunami nedir? Türkiye'de tsunami olabilir mi?

Yayınlanma: 31.10.2020 - 18:02
Abone Ol google-news

Tsunami, genellikle depremler, volkanik patlamalar ve diğer su altı patlamaları (örneğin insan yapımı patlamalar, su altı heyelanları, buzul parçalanmaları, meteorit çarpması ve diğer yıkıcı unsurlar) etkisiyle çok miktarda suyun yer değiştirmesi sonucu okyanus, deniz ve büyük göllerde meydana gelebilen, sıra dışı yükseklikteki ve uzunluktaki dalgalara verilen isim.

Tsunamiyi en sık tetikleyen unsur depremler olsa da, tsunaminin tetiklenmesi için illâ depremlere veya su altı olaylarına ihtiyaç yok; su yüzeyindeki olaylar da tsunamileri tetikleyebiliyor.

NORMAL DALGADAN NE FARKI VAR?

Evrim Ağacı'ndan Çağrı Mert Bakırcı'nın haberine göre, bir tsunamiyi; rüzgarlar veya gelgitlerin sebep olduğu, daha aşina olunan yüzey dalgaları veya gelgit dalgalarından ayıran ana unsur, tsunamilerdeki iki dalga tepesi arasındaki mesafenin (dalgaboyunun) aşırı büyük olması.

Yüzey dalgalarının gerçekte şöyle hareket ediyor:

Derin deniz dalgalarında meydana gelen Stokes akıntısını gösteren bir grafik. (Wikipedia)

Tsunamilerde ise iki dalga tepesi arasındaki mesafe yüzlerce kilometreye çıkabilecek kadar uzun. Bu durum, tsunamiler öncesinde kıyı sularının çekilmesine neden oluyor.

Bu, aşağıdaki görseldeki kırmızı parçacıklar takip edilerek görülebilir (dalga gelmeden önce parçacık geriye hareket ediyor):

Dalga önündeki su ritmik olarak geri çekiliyor. Bu işaret, çok kısa bir süre içinde kıyıya tsunami vuracağının en önemli işareti. (Wikipedia)

TSUNAMİ NEDEN OLUR?

Genel olarak tsunamilere en çok sebep olan fay hatları, bindirme fay hatları ve ters fay hatları. Yıkıcı tsunamilerin yüzde 10-15'ine doğrultu atımlı depremler sebep oluyor. Bu tür depremlerde okyanus tabanı yatay olarak hareket ediyor. Bunun ana sebebi depremler veya su altı heyelanları olabilir. Ancak bu tür yıkıcı tsunamiler, genellikle sadece civardaki kıyıları etkiliyor.

Kimi zamansa kıyılarda yaşanan büyük heyelanlar, kaya düşmeleri, buzul parçalanmaları vb. olaylar tsunamileri tetikleyebiliyor. Bu tür tsunamiler daha nadir; ancak kayan malzemenin miktarı, hızı, ne miktarda suyu hareket ettirdiği ve ne kadar derine battığı gibi faktörler, tsunami oluşum ihtimalini etkiliyor. Bu tür tsunamileri tehlikeli yapan, depremlerin aksine hiçbir uyarı vermeksizin (zelzele olmaksızın) yaşanabilmeleri ve civar kıyılarda büyük yıkımlara neden olabilmeleri.

17 Temmuz 1998'de Papua Yeni Gine'de olduğu gibi, 7.0 büyüklüğündeki bir deprem de heyelanları tetikleyebiliyor ve buna bağlı olarak tsunamiler oluşabiliyor. Papua Yeni Gine'de, 20 dakika içinde kıyıya ulaşan tsunami, 2.200 kişiyi öldürmüş ve 10.000 kişiyi evsiz bırakmıştı.

Kimi zaman su altı ve su üstü volkanik faaliyet de tsunamileri tetikleyebiliyor. Özellikle de lav fışkırmaları, deniz altı volkan patlamaları, kaldera oluşumları (volkan çöküntüleri), volkanik heyelanlar ve yatay fışkırmalar, çok miktarda suyun yer değiştirmesine sebep olarak tsunamileri tetikleyebiliyor.

Hava olayları da tsunamilere neden olabiliyor. Özellikle de şiddetli hava basıncı değişimleri, meteotsunami adı verilen tsunamileri tetikleyebiliyor. Bu tür tsunamiler, hava akımlarının gücü, yönü ve hızına bağlı olarak deniz yüzeyinde basınç farkları yaratabilirliyorlar. 

YÜKSEK DALGALARLA OLUŞMAK ZORUNDA DEĞİL

Tsunamiler genellikle dalga büyüklüğü ile biliniyorlar ancak bir tsunamide dalgalar her zaman büyük gözükmek zorunda değil; önemli olan, yüzeyin altında çok büyük miktarda suyun yer değiştiriyor olması. Bir fay hattı kırılıp da kısa bir süre içerisinde metrelerce yer değiştirdiğinde, üzerinde taşıdığı su kolonu birdenbire olduğu yerde "zıplıyor". Bu, normalde yüzeyde sürtünme yoluyla yaratılan yüzey dalgalarından çok daha büyük miktarda suyun yer değiştirmesi demektir - ki tsunamiye ismini veren de budur.

Birçok tsunamide görülen, özellikle de kıyıya yaklaştıkça su derinliğinin azalmasına bağlı olarak dalga yüksekliğinin artması. Rüzgarlarla oluşan yüzey dalgalarında, iki dalga arası mesafe çoğunlukla 100 metre kadar oluyor ve dalgaların yüksekliği 2 metreyi bulabiliyor. Derin okyanusta yaşanan tsunamilerde ise iki dalga arası mesafe 200 kilometreyi bulabiliyor ve açıkta kimi zaman sadece 30 santimetre ila 1 metre büyüklüğe sahip bu dalgalar, saatte 800 kilometreye ulaşan hızlarda hareket edebiliyorlar; yani koca bir okyanusu 1 günden kısa sürede aşabiliyorlar. Bu ufak boyutları nedeniyle, gemiciler altlarından geçen tsunamiyi fark etmeyebilirler bile.

BU DURUMLARDA KIYIDAN UZAKLAŞILMALI 

Kıyıya ulaşan dalgalar, hızla yavaşlayarak saatte 30-50 kilometre hıza düşüyor ve kıyıya vurmadan önce, kıyı sularının adeta bir gelgitte olduğu gibi geri çekilmesine neden oluyor. Ancak gerçek gelgitlerde buna sebep olan Ay ve Güneş'tir; tsunamilerde ise bu gök cisimlerinin hiçbir rolü yok. Bu nedenle tsunamilere "gelgit dalgası" adı verilmesi hatalı. Öte yandan, Ay ve Güneş'ten kaynaklı gelgit döngüleriyle örtüşmeyen su çekilmeleri, tsunamilerin en belirgin işaretlerinden. Bu tür anormal kıyı suyu aktivitesi görülmesi halinde, asla gelgitin yaşandığı kıyıya ve suyun çekilmesi sonucu çıplak kalan sahile gidilmemesi; tam tersine, yüksek bir yere ulaşmaya çalışılması ve kıyıdan uzaklaşılması gerekiyor.

Sonrasında dalganın gücüyle bir anda kıyıya hücum eden bu su, genellikle giderek büyüyen dalgalar oluşturuyor; ancak bu büyüme kimi zaman sadece birkaç santimetre veya metre de olabiliyor; hatta birçok tsunami sırasında oluşan dalgalar yaklaşık 3 metre yüksekliğe sahip. Tsunamiler, her zaman dev dalgalarla kıyıya vurmazlar; önemli olan, açık denizde yer değiştiren bol miktarda suyun, kıyıya vuruyor olması.

Kıyıya ulaşan tsunamiler, genellikle devasa dalgalardan ziyade, çok güçlü bir sel veya çok şiddetli bir gelgit dalgası gibi gözüküyorlar.

Elbette bir tsunami, ufku dolduran bir su duvarı olarak da görünebiliyor. Tüm tsunamilerin aynı şekilde görülmeyebileceği hatırlanmalıdır. Aşağıda, kameraya yakalanan tsunamiler görülmektedir:


TÜRKİYE'DE TSUNAMİ OLABİLİR Mİ?

Bir tsunaminin oluşması için illâ bir okyanusa gerek yok. Bugüne kadar Akdeniz'de ve Ege Denizi'nde çok sayıda tsunami meydana gelmiş, bunların önemli bir bölümü Yunanistan ve Anadolu yarımadalarında yıkıma sebep olmuştur. Örneğin 1999 depremi sırasında da İzmit Körfezi'nde tsunami faaliyeti gözlenmiştir.

Tarihte Akdeniz ve Ege'de meydana gelen tsunamiler. Kırmızı noktalar büyük yıkımlara, sarı noktalar orta düzeyde yıkımlara, beyaz noktalar hafif yıkımlara karşılık geliyor. Kaynak: Tsunami Alarm System

Büyük göllerde bile tsunami oluşabiliyor. Bugüne kadar göllerde yaşandığı kaydedilen tsunamilere örnek olarak şunlar verilebilir:

* 4 Temmuz 1929 tarihinde Michigan Gölü'nde, bir fırtınadan kaynaklandığı düşünülen, 6 metrelik tsunamiler oluştu (bunlara meteotsunami deniyor) ve 20 kişinin boğularak ölmesine neden oldu.

* 26 Haziran 1954 tarihinde aynı gölde 3 metrelik bir diğer meteotsunami yaşandı ve 7 kişi hayatını kaybetti.

* 4 Temmuz 2003'te yine aynı gölde büyük dalgalar oluşturmayan tsunami yaşandı ve 7 yüzücü boğularak öldü.

Michigan Gölü 58.000 kilometrekarelik alana yayılıyor. Kıyas olması bakımından, Marmara Denizi 11.300 kilometrekarelik bir alana sahip. Devasa göllerde de tsunamiler olabiliyor. 4 Temmuz gününde daha çok ölüm yaşanma nedeni, ABD'nin Bağımsızlık Günü kutlamalarının yapıldığı bu günde, yaz sıcağında daha çok sayıda insanın göllere gitmesi ve bu sırada yaşanan tsunamilerde boğulma riskinin artması.

SEFERİHİSAR

30 Ekim 2020'de İzmir'in Seferihisar ilçesi açıklarında yaşanan deprem sırasında, minik bir tsunami oluştuğu düşünülüyor. Öyle ki, deprem sonrasında Sığacık/İzmir'de dışarı çıkarılıp, tekerlekli sandalyeye oturtulan bir yurttaş, bu depremden kaynaklı tsunaminin etkisiyle boğularak hayatını kaybetti. Bu olay, depremlerle tsunamilerin el ele gittiği ve 30 metrelik dalgalarla olmasa bile, tsunaminin aslen ölümcül olabilecek sel etkisinin Türkiye'de de (depremin yerine ve niteliğine göre) görülebileceğini gösteriyor.

TSUNAMİ OLUŞMASI İÇİN GEREKEN KOŞULLAR

Bir tsunaminin oluşabilmesi için 3 ana kritere ihtiyaç var:

1- Tsunamiyi tetikleyen bir deprem ise, deniz tabanına çok yakın bir yerde meydana gelmeli. Eğer yerin onlarca kilometre altında bir deprem meydana gelirse, tsunami oluşma ihtimali düşük; ancak yine de yüksek dalgalar üretmeyen tsunamiler oluşabilir.

2- En küçük seviyeli tsunamiler, yüzeye yakın ve 4 büyüklüğünden büyük depremlerle oluşuyor. Bilinen anlamıyla bir tsunami oluşması için, en az 6.5 büyüklüğünde bir deprem yaşanması gerekmekiyor. Çoğu tsunami ise 7.5 ve üzeri büyüklükteki depremler sonucunda yaşanıyor. 1900 yılından beri yapılan ölçümlere göre Dünya'da her yıl ortalama 9 adet 7.5 ve üzeri deprem oluyor ve bunların Türkiye'ye isabet etme ihtimali düşüktür. Ancak isabet ederse (örneğin Büyük İstanbul Depremi yaşandığında veya benzeri bir deprem yaşanacak olursa) ve bu deprem denizde, tabana yakın bir noktada meydana gelirse, Türkiye karasularında da tsunami oluşabilir.

3- Deprem sırasında yer değiştiren suyun miktarı, bir tsunami yaratabilecek kadar büyük olmalı. Okyanusların derinliği denizlerden, denizlerin derinliği de göllerden (genellikle) daha büyük olduğu için, tsunamiler de daha sıklıkla okyanuslarda, sonrasında sıklıkla denizlerde ve göllerde yaşanıyor.

Kaynak: Evrim Ağacı


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler