Tek yönlü kültür alışverişi

600. yılda Polonya ile Türkiye arasında tek yönlü, tek biletli bir kültür alışverişi söz konusu. Polonya Türkiye’de pek çok etkinlik düzenleyecek, düzenliyor da. Ama Adam Mickiewicz Enstitüsü yetkilileri, iki yıldır Kültür ve Turizm Bakanlığı’yla diyalog kuramadıklarını, bakanlıktan bir heyetin 2013’te hazırlıksız geldiğini vurguluyorlar.

Tek yönlü kültür alışverişi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 14.05.2014 - 11:57


VARŞOVA  - “Piyanist” filmini hatırlıyorum… II. Dünya Savaşı’nda Nazi Almanyası’nın işgali altındaki Polonya’da şans eseri hayatta kalmayı başaran piyanist Wladyslaw Szpilman’ı anlatan Polanski’nin o ünlü filmi…

Filmin final sahnesinde, piyanist, bir konser salonunda piyano çalar. Bu, hayatta kalmanın, Polonya’nın zaferinin sesidir... Varşova Ulusal Radyosu’nda aklıma geliyor tüm bunlar. Krzysztof Komeda’nın bestelediği Polanski filmlerinin müziklerinin çalındığı caz konserindeyim. Radyonun konser salonunda gerçekleşen bu konserde öğreniyorum Polonyalıların radyoyla aşk yaşadığını! Bugün Polonya’da 200’ün üzerinde radyo istasyonu var. Polonyalılar günde ortalama 4 saat radyo dinliyor…

Varşova’da bizi Chopin karşılıyor! Fryderyk Chopin Havalimanı’na iniş yapıyoruz. Polonyalılar, ülkenin yaşadığı tüm savaşlara, altüst oluşlara, yıkıntılara rağmen, Chopin ile Adam Mickiewicz gibi kültürel kişiliklerin şekillendirdiği güçlü vatanseverlik duygusunu korudukları için bugün ayakta kalmayı, savaşlardan, büyük yıkıntılardan çıkıp her şeyi yeniden inşaa etmeyi başarabilmişler.

Bu vatanseverlik duygusu bugün daha pragmatik bir durumda. Ülkelerle kültürel işbirliği içinde olmak istiyorlar. Bu yüzden Polonya-Türkiye diplomatik ilişkilerinin 600. yılı nedeniyle düzenlenen kültür programı kapsamında bir grup gazeteci Adam Mickiewicz Enstitüsü'nün davetiyle Polonya’da bir bakıma kültür diplomasisi yapıyoruz.

‘Ulusların İsa'sı’

Polonya’yı “Ulusların İsa’sı”, “Avrupa’nın şehidi” olarak betimleyen şair Mickiewicz aslında hiç de yabancmız değil. İstanbul’da Tarlabaşı’nda Tatlı Badem sokağının köşebaşındaki 29 nolu binada hayata gözlerini yuman Mickiewicz, Polonyalıların ulusal şairi. Polonya’nın her yerinde heykeller ve anıtlarla anılıyor. Ülkenin en büyük şairi olarak görülen Mickiewicz, eserlerinde Polonya’nın bağımsızlık ateşini körüklemiş. “Baladlar ve Romanslar” (1882) adlı eseriyle de Polonya’nın romantik dönemini başlatmış.

II. Dünya Savaşı’nda konut olarak, daha sonra da Polonya Bilim Akademisi olarak kullanılan Adam Mickiewicz Enstitüsü’nde Polonya-Türkiye kültür ilişkileri toplantısına katılıyoruz. Toplantı sonrası, Nissan 1958 model Polonya üretimi arabayla Varşova’da turluyoruz.
Rehberimiz Rafael gezi boyunca Sovyet dönemi Polonyası’nı iğneliyor. Sokaklarda yükselen binaları anlatırken Sovyet mimarisi yapılarını adeta “ucube” olarak tanıtıyor. Rafael, bizim TOKİ yapılarını görse ne der bilemiyorum…

Sokaklarda, savaş sırasında ayakta kalan birkaç binadaki kurşun deliklerini görebiliyoruz. Zaten Polonya’da duvarlarda ya kurşun izi ya da grafiti çalışması görebilirsiniz. “Sokak kültürü” turu devam ediyor. Dinlenmek için banklara oturuyoruz. Yine Chopin karşılıyor bizi! Bazı banklara oturunca, yerleştirilen elektronik sistem aracılığıyla Chopin dinleyebiliyorsunuz.

Kültür-sanat projeleri

Varşova merkezli Adam Mickiewicz Enstitü’nün direktörü Pawel Potoroczyn toplantıda, Enstitü olarak dünyanın dört bir yanında düzenledikleri kültür ve sanat projeleri ile Polonya’nın hikâyesini anlattıklarını söylüyor.
Potoroczyn, Mickiewicz’in ruhundan yola çıkarak oluşturdukları enstitünün işleyişinin bağımsız olduğunu üstüne basa basa vurguluyor. “Politikacılar kültüre zarar verebilir. Kültür konuları ile bizler ilgileniyoruz; para versinler bizi rahat bıraksınlar mantığı… Biz propaganda makinesi değiliz. Kültür diplomasisi gerçeği söylemek için kullanılır” diyor.

Diyalog yetersiz

Kültür ürünlerinin ihracatını yapmıyoruz, değişimin alışverişini yapıyoruz” diyorlar, ancak bu değişimin karşılıklı olduğu söylenemez. Polonya ile Türkiye arasında tek yönlü, tek biletli bir kültür alışverişi söz konusu. 2014 yılı boyunca Polonya Türkiye’de pek çok etkinlik düzenleyecek, düzenliyor da. Peki, Polonya’da neden Türkiye kültürünü yansıtan az sayıda proje yer alacak? Çünkü ülkemizin bu dönemdeki Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kültürel çalışmaları son derece yetersiz.

Enstitü yetkilileri, iki yıldır Kültür ve Turizm Bakanlığı’yla diyalog kuramadıklarını söylüyorlar. Bakanlıktan bir heyetin 2013 yılının Kasım ayında hazırlıksız geldiğini, bu heyetin de sadece yasal yolla alınmadığı belirtilen tarihi eserleri geri almaya çalıştığını vurguluyorlar.

Polonya sanatı Türkiye'de

2014 yılı boyunca Polonya sanatı ve kültürü 100’ü aşkın konser, tiyatro, dans gösterisi, sergi, söyleşi, panel ve film gösterimleri ile Türkiye’ye konuk oluyor. Mart’ta da Sabancı Müzesi’nde açılan “Uzak Komşu, Yakın Anılar” sergisi ile başlayan Polonya etkinlikleri, İstanbul, Antalya, Adana, Bursa, Ankara, İzmir, Mersin, Mardin, Eskişehir, Konya ve Bodrum’da düzenlenen konserler, sergi ve söyleşi dizisi ile devam ediyor.
Haziran’da da sergiler galerilerden sokaklara taşınacak. 1-5 Haziran’da Kadıköy sokakları alternatif bir etkinliğe ev sahipliği yapacak. Street Art Common Experience adını taşıyan projede Polonyalı grafiti sanatçıları M-City ve Chazme 718, bir grafiti çalışması gerçekleştirecek. Bu kapsamda düzenlenecek bir diğer sergi de “Polonya resim, çizim ve grafiklerinde Oryantalizm” sergisi olacak. Sergi, 23 Ekim’de Pera Müzesi’nde açılacak.
(http://turkiye.culture.pl/tr)



Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler