Taksim'de protesto

Taksim Tramvay Durağında toplanan grup, ''Tekel, İtfaiye, Demiryolu İşçilerine Yapılan İnsanlık Dışı Saldırıyı Kınıyoruz'' yazılı pankartın arkasında çeşitli sloganlar atarak Galatasaray Meydanı'na kadar yürüdü.

Burada Türk-İş İstanbul şubeleri adına bir açıklama yapan Rabia Özkara, ''AK Parti hükümetinin haklarını arayan Tekel işçilerine işgalci güç muamelesi yaparak başkentten püskürtmek için adeta savaş açtığını'' öne sürdü.

Hükümetin ''Biat eden toplum yaratmak istediğini'' söyleyen Özkara, ''Toplumun fikir beyan eden, talep eden ve 'hayır' diyen kesimlerinin baskı ve zorbalıkla sindirmeye çalıştığını'' iddia etti.
''AK parti hükümetinin 1 Mayıslarda işçi ve emekçilere uyguladığı şiddetle faşizan yüzünü gösterdiğini'' savunan Özkara, şunları kaydetti:
''AK Parti, emek ve demokrasi mücadelesinde yer alan toplumun tüm kesimlerine baskı ve gözaltılarla, tutuklamalarla, tehditlerle sindirmeye çalışmaktadır. AK Parti hükümetini, emekçilere ve sendikalara yönelik saldırgan tutumundan vazgeçmeye, toplantı ve gösteri hakkına saygı duymaya, işçi ve emekçilerin örgütü olan sendikaların sesine kulak vermeye çağırıyoruz.''

Hava-İş Sendikası Genel Başkanı Atilay Ayçin de yıllarca ''Susma, sıra sana gelecek'' dediklerini ancak işçi sendikaları olarak hep sustuklarını, ''özelleştirme topyekun saldırıdır'' dediklerini ancak özelleştirme konusunda topyekun cephe oluşturmadıklarını ifade etti.

''Bağlı oldukları işçi konfederasyonunun partiler üstü politikayı savunduğunu ve işçi sınıfını uyuttuğunu'' ileri süren Ayçin, şöyle konuştu:
''İçimizde böyle genel başkan varken ve Türk-İş varken devletin bizi denetlenmesine gerek yok. Biz barış içinde bir arada olmasını biliriz ama biz, bizi topyekun imha etmek isteyenlerle kavga etmesini de biliriz. Üreten biziz, yaratan biziz, bu asalakları sırtında taşıyan biziz. Türk-İş, AKP'nin arka bahçesi olmaktan vazgeç, gel bu sınıfın önüne düş'' Grup, basın açıklamasının ardından olaysız dağıldı.

"DTP'nin kapatılması zaten sorunlu olan demokrasimizi bir kez daha yaralamıştır"

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy, ''Siyasi iktidar toplumsal sorunların çözümüne dair barışçı yöntemlere dayanan, demokratik bir çizgi izlemek istiyorsa öncelikle sürüklendiğimiz kaos ortamına derhal müdahale etmelidir'' dedi.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ve TTB üyeleri, Taksim tramvay durağından Galatasaray Meydanı'na yürüyerek son günlerde yaşanan olayları protesto etti.

Galatasaray Meydanı'nda yürüyüşe katılanlar adına basın açıklaması yapan TTB Merkez Konseyi Başkanı Gürsoy,Türkiye'nin bir kez daha savaş ve barış ikilemine sıkıştırıldığını, siyasi iktidarın demokratik açılım adıyla başlattığı sürecin yerini bir kez daha çözümsüzlüğün egemen olduğu, savaş çağrılarının yeniden yükseltildiği, halkların birbirine karşı kışkırtıldığı bir gündeme bıraktığını savundu.
Gürsoy, şunları kaydetti:
''Sorumsuz ve şoven politikacıların gündeme getirdiği ve esasen toplumsal sorunlarımızın çözümünün önünü tıkamayı amaçlayan politikaların halk katmanlarında yankısı sokağın ısınması, toplumsal gerilimlerin artması ve linç kültürünün sokağa egemen olması olarak yaşanıyor. Tam da böyle bir noktada DTP'nin kapatılması durumu daha da ağırlaştırmış, demokratik açılım süreciyle ortaya çıkan toplumsal beklentiler yerini güvensizliğe bırakmıştır. DTP'nin kapatılması zaten sorunlu olan demokrasimizi bir kez daha yaralamıştır.

Eğer siyasi iktidar toplumsal sorunların çözümüne dair barışçı yöntemlere dayanan, demokratik bir çizgi izlemek istiyorsa, öncelikle sürüklendiğimiz kaos ortamına derhal müdahale etmeli, halkların bir aradalığını zedeleyecek, savaşın ve nefretin dilinin toplumsal hayatımızın merkezine yerleşmesini engelleyecek adımlar atmalıdır.''