Suskun, suçlu, pişman...
Suskun, suçlu, pişman...
Güneş doğarken Sivas Cumhuriyet Meydanı’nda indim otobüsten. Saat sabahın 5’i ve temizlik işçileri meydanda çalışıyor. Bir işçi meydanın ortasındaki havuzu temizliyor. Bir kaç işçi kaldırımları süpürüyor. Meydana hakim bir noktada bir polis otosu, içinde iki polis oturuyor. Çifte Minare’nin arkasında kalan Cıbırlar Parkı’nın etrafına polis bariyerleri dizilmiş. Güneş doğuyor, serin bir rüzgar esiyor, bir yandan üşüyorum. “Çiçekleri, çimleri korumak için önlem alan, etrafını bariyerle kapatan polis 22 yıl önce neredeydi?” diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Arkasından “Bu kara leke süpürmekle temizlenir mi?” diye düşünüyorum Madımak Oteli’ne doğru yürürken.
‘Ölenlerin yarısı Müslümandı!’
Kent henüz uyanmamış, akşamdan kalma sokaklar. Dikilitaş’ta bir sabahçı kahvesine gidiyorum. Bir masada üç diğer masada iki kişi oturuyor. Bir dertli türkü yankılanıyor kahvehanede. Ramazan nedeniyle kahvehanenin bütün pencereleri örtüyle kapatılmış. Üç kişi 2 Temmuz’u konuşuyor, aralarındaki sohbete kulak misafiri oluyorum. Genç olan biri konuşuyor; “Ben o zaman 18 yaşındaydım, gözümün önünde oldu her şey. O kadar kişi galeyana gelmiş, otelin önünde toplanmış, içeridekilere bağırıyorlardı. Yıldızelili biri vardı, vurdu camları kırdı, birileri içeri zor etti” diyor. Masada oturanlardan biri “Ölenlerin 17’si Alevi ama 17’si de Müslüman kardeşim, orada Müslümanlar da öldü” diyor, donup kalıyorum.
‘İtfaiye bile gelmedi’
Genç olan konuşmasını sürdürüyor; “Orada saatlerce bekledi insanlar, akşam beş oldu, polis yok, jandarma yok. Otelin perdelerini tutuşturdular, otel yanmaya başladı. Saatlerce itfaiye gelmedi, itfaiye niçin gelmedi? Memleketin adını çıkardılar. Nereye gitsek bize adam yakanlar diyorlar. Yazık oldu memlekete, memleketin adı çıktı” diyor. Üç kişinin yanına gittim, Cumhuriyet Gazetesi muhabiri olduğumu söyledim ve sohbetlerine katılmak istedim ama sohbet bitti. Sorularıma cevap alamadım, isimlerini sordum “Aman ağabey ne olur adımızı yazma” diye uyarıyorlar. Yanlarından ayrılıyorum. Madımak katliamını ölenleri anma etkinliğinin haberini yapmak için 13. gelişim. Sivaslı yananların “yarısı Alevi yarısı Müslüman” derken yananların insan olduğunun, can olduğunun ayrımına varamamış durumda. Bu Sivas’ın, Sivaslının psikolojisi bu; suskun, suçlu, pişman.
Teröristler gelecek!
Madımak Oteli’nin önüne varıyorum. Birazdan anma törenleri başlayacak. Anmaya gelenlerle konuşuyorum. Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Ortaköy ve Saraca köylerine giden jandarmanın muhtar ve köylülere “2 Temmuz’da Sivas’a aşırı uçlar gelecek, teröristler gelecek, sakın anmaya gitmeyin” dediğini anlatıyorlar. Bir kez daha donup kalıyorum. Madımak yüreklerde yanmaya devam ediyor. 33 can ateşle semaha dönüyor. Koray Kaya hala 12 yaşında. Nesimi Çimen barış türküleri söylüyor. Muhlis Akarsu eşlik ediyor ona. Hasret Gültekin de orada. Suçlular bir türlü yakalanamıyor, adalet yerini bulmuyor, yakanları savunanlar milletvekili seçiliyor, dönemin başbakanı zaman aşımı kararı karşısında çıkıp ‘Milletimize hayırlı olsun’ diyor ve canlar daha çok yanıyor. Canı yananlar Türkiye’nin dört bir yanından, Avrupa’dan on binlerce, elli binlerce can Seyrantepe’den Madımak’a akıyor. Madımak’ta yaşamını yitiren şair Metin Altıok’un kızı Zeynep Altıok Akatlı da orada Madımak’ın önünde dimdik duruyor. Onbinler Madımak’ın utanç müzesi yapılması için yürüyor. Heryeye rağmen barış ve kardeşlik için yürüyorlar. 22 yıldır devlet sağır, devlet dilsiz, devlet kör. Canı yananlar haykırıyor, canı yananlar Sivas Cumhuriyet Meydanında Madımak katliamının 22’ci yılında ateşle semaha duruyor.
En Çok Okunan Haberler
- Almanya'da 'Noel pazarına' araçlı saldırı
- Gazeteci Özlem Gürses gözaltına alındı
- 'Neredeyse 2 hafta oldu'
- Tel Aviv’i balistik füze ile vurdular
- Yoğun bakımdaki Emre'den acı haber
- 'Kanlı Noel' saldırganı hakkında neler biliniyor?
- Otel ve villa yapılacak
- 10 milyon dolarlık ödülü kaldırdılar!
- Üniversiteden skandal ilan
- 'Ekonomist Erdoğan'ı sordu, yanıt İmamoğlu oldu!