‘Suriye’de üçlü yapı yerleşiyor’
Türkiye’nin Afrin ve Cerablus harekatlarıyla birlikte Suriye’deki en önemli üç güçten biri haline geldiğini savunan Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ahmet Kasım Han, Washington’ın ise Mınbiç konusunda Ankara tarafından ikna edilebileceğini düşünüyor.
TSK’nin Afrin’in merkezine girmesinin ardından Suriye’de sahada oluşan yeni tablonun siyasi duruma etkisi ve Ankara’nın bir sonraki harekat hedefi olarak işaret ettiği Mınbiç’in ABD-Türkiye ilişkilerine olası etkileri hakkında Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ahmet Kasım Han ile görüştük. Türkiye’nin Afrin ve Cerablus harekatlarıyla birlikte Suriye’deki en önemli üç güçten biri haline geldiğini savunan Han, Washington’ın ise Mınbiç konusunda Ankara tarafından ikna edilebileceğini düşünüyor.
Afrin harekâtında kent merkezine girilmesine ilişkin değerlendirmelerini sorduğumuz Doç.Dr. Han, “Afrin’de beklenen oldu. Ama asıl mesele harekatın önce can ve daha sonra maddi maliyetiydi” ifadelerini kullandı. Bir diğer önemli konunun harekatın Türkiye’nin uluslararası konumuna etkisi olduğunu düşünen Han’a göre “Kamu diplomasisi açısından Türkiye’nin zarar görmediği bir durum oluştu. Türkiye’nin uluslararası pozisyonunda oluşabilecek riskler YPG/PKK’nin ricat etmesiyle ortadan kalktı.”
‘Bilek güreşi sürecek’
Suriye’nin siyasi geleceğine ilişkin de değerlendirmelerini Cumhuriyet okurlarıyla paylaşan Han, bu ülkedeki tablonun giderek üçlü parçalı kompozisyona doğru gittiğini savunuyor. Önce Cerablus ve ardından Afrin harekatlarıyla Türkiye’nin sahadaki en önemli üç aktörden biri haline geldiğini düşünen akademisyene göre, Türkiye ve ÖSO’nun yanı sıra, ABD ve müttefikleri ile Şam-Moskova-Tahran şeklindeki kompozisyonda “kaygan pozisyonlar sahadaki konuma göre belirleniyor.” Bundan sorna önemli olanın alan kontrolü üzerinden önümüzdeki dönemde gerçekleşecek müzakerelerde etki yaratma kapasitesini muhafaza etmek olduğu yorumunda bulunan Han’a göre, sahadaki pozisyon bu nedenle de çok önemli. Sahadaki üç önemli aktörün de artıları ve eksileri olduğunu savunan Ahmet Kasım Han, Türkiye’nin zaaflarını “Öncelike İdlib ve Kuzey Suriye’deki YPG/PKK varlığı” olarak belirtiyor. İdlib’den Türkiye’ye ciddi bir göç dalgası yaşanabileceğini düşünen Han ayrıca bu bölgedeki cihatçı güçlere işaret ederek “İdlib’de ne olup bittiğine dikkat etmek gerekir. Türkiye’nin pozisyonu halen dikkatlice yönetilmesi gereken bir durumda” ifadelerini kullanıyor. Suriye’de üç parçalı yapının yerleşmekte olduğunu söyleyen Han, “bilek güreşinin” devam edeceğini ve kamu diplomasisi, stratejik akıl ve askeri kart seçenekleri arasından “alet çantasından en uygun aracın seçilmesi gerektiğini” vurguluyor. Türkiye’nin olası Mınbiç harekatına ilişkin “ABD’nin ikna edilebilir olduğunu düşünüyorum” diyen akademisyene göre, “ABD açısından NATO üyesi bir ülkeyle işbirliği seçeneği başka alternatiflerle kıyas kabul etmez”. ABD’nin Türkiye’ye verdiği sözlerin bulunduğunu savunan Han, karar aşamasında ABD’nin iç dengelerinin de etkisi olacağını düşünüyor.
En Çok Okunan Haberler
- Ayşe’yi siz öldürdünüz!
- 'Erdoğan dönemi artık kapandı'
- AKP’li üyeler bütçe oturumunu terk etti
- Ölüm nedeni belli oldu
- İstanbul'da metro yangını
- AKP döneminde ne kadar harcanmıştı?
- 5 çocuğunu kaybeden anne yalanladı
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne soruşturma!
- Bahçeli profil videosu, el yükseltme, şifre çözme
- İşte AKP'li belediyelerin 'etkinlik' harcamaları!