Suluboyaya egemen bir ressam
Suluboya resimleri ile tanınan Hasan Kırdı’nın son sergisi, Ankara’da, Sevgi Sanat Galerisi’nde açıldı.
Yapıtlarını kırsalın doğallığından etkilenerek gerçekleştirdiğini aktaran Hasan Kırdı, 19 Mart’a değin açık kalacak sergisi ilew ilgili sorularımızı yanıtladı:
Resimleriniz daha çok doğaya yönelik. İnsanlarınız da o doğanın içinde. Pastoral çalışmayı özellikle yeğliyorsunuz... Bir kaçış mı bu?
Hayatım kırsal bir ortamda geçti. Bu ortamdaki yaşantıların yalınlığı, doğallığı ve saflığı her zaman beni etkilemiştir. Yolculuklarımız sırasında yanı başından geçip gittiğimiz ya da uzaktan sadece bir görüntü olarak algıladığımız hayatları insanların görmesini ve etkilenmesini ve o hayatları düşünmeleri amacıyla bu konuları işliyorum. İnsanların kırsaldan şehirlere kaçışını ve tekrar o yerlere özlemlerini ironik bir şekilde onlara anlatmaya çalışıyorum aslında.
‘EN ZOR TEKNİK’
Siz suluboya resimlerle tanınıyorsunuz. Suluboyada ayrı bir ışık mı buluyorsunuz?
Suluboya, en zor resim tekniğidir. Beni en çok çeken yanlarının başında bu gelir. Suluboya zariftir, naiftir. Ne yazık ki ülkemizde, hatta diğer ülkelerde de yeni yeni değerini buluyor. Her türlü teknikte resim yapabilirim, ama elim suluboyadan başkasına gitmiyor.
Resimleriniz, izleyeni içine çekiyor. Orada olmak istiyorsunuz sanki. Bu duyguyu yaratmanın özel bir nedeni var mı?
Evet, hemen hemen herkesin ortak fikri bu. Resimlerim insanları içine çekiyor. Resimlerimi herkesin duygu dünyasını etkilemesi üzerine yapıyorum. Benim gördüklerimi anlama çabası içine girmelerini amaçlıyorum. Sanırım bunda da başarılı oluyorum.
En Çok Okunan Haberler
- Ünlü ton balığı markalarında 'yasaklı' madde!
- Ünlü peynir markasından 'konkordato' kararı
- Diyanet'in rekor ihalesi 'Cengiz'e verildi
- Demokrat Parti Kurultayı’nda adaylık krizi!
- Narin cinayetinde 'demir kapı' ayrıntısı
- AKP'nin 'asgari ücret' formülünü duyurdu
- Süleyman Soylu 'tarafını' seçti
- Grip nedeniyle hastaneye gitti, hayatının şokunu yaşadı
- Muazzez İlmiye Çığ hayatını kaybetti
- Dünya’nın bütün çöplerini neden Güneş’e fırlatmıyoruz?