Şule Çet davası: Boyundaki kırık elle boğmadan
Üniversite öğrencisi Şule Çet'in ölümüyle ilgili 2 sanığın, "cinayet", "nitelikli cinsel saldırı" ve "hürriyeti tahdit" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 39'ar yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın üçüncü duruşmasına başlandı. Sanık Çağatay Aksu'nun annesini küçükken kaybeden genç kızla ilgili "Şule’nin Twitter paylaşımları vardı annesiyle gitmekle ilgili. Annesinin yanına gitmek istemiş olabilir mi" sözleri tepki çekti.
Üniversite öğrencisi Şule Çet’in şüpheli ölümüyle ilgili Çağatay Aksoy ve Berk Akand’ın tutuklu yargılandığı davanın üçüncü duruşmasında, bilirkişi Hakan Kar, “Vajinal bölgede bir erkeğe ait DNA olduğunu tespit ettim. Şule’nin boyun kemiğindeki kırık biçimi daha çok elle boğmada görülen bir kırıktır” dedi. Bir sanık yakınının, duruşmaya katılan AKP Ankara Milletvekili Arife Polat Düzgün’e “Davanın özetini içeriyor vekilim” diyerek bir dosya vermesi de dikkat çekti. Düzgün dosyayı alarak inceledi.
Vajinada DNA
Uzman mütaalası hazırlayan Mersin Üniversitesi’nde görevli Profesör Doktor Hakan Kar, otopsi bulgularını ve ölü muayene belgelerini incelediğini belirtti. Kar, “Tespit ettiğim sonuçlara göre maktulün anal bölgesinde ekimoz, sıyrık tespit ettim. Anal bölgesinde erkek prostat sıvısı ve tükürük tespit ettim. Vajinal bölgede bir erkeğe ait DNA olduğunu tespit ettim” dedi. Kar, “Erkek DNA’sı ne kadar canlı kalır” sorusunu “DNA’sı kısa sürede geçmez. Anal bölgede tespit edilen prostat sıvısı yeni ilişki göstergesidir” yanıtını verdi.
‘Sert boğuşma var’
Kar’ın tırnak altı sert doku geçişinin olduğunu ve bunun sert boğuşma ile olabileceğini söylemesinin ardından sanık Akand’ın avukatı Paşa Büyükkayaer, “Tırnak altı sert doku geçişinin sert boğuşma halinde olduğunu söyledi. Hastane raporlarında müvekkilimde darp unsuru yok. Maktulle boğuşma oluyorsa böyle bir şey mümkün mü? Çünkü müvekkilimde en ufak bir kızarıklık bile yok” dedi. Kar ise “Tırnak altına doku geçmesi için iki tarafın da darp edilmesi gerekmiyor” yanıtını verdi.
Şule Çet’in arkadaşı Zehra, tanık olarak ifade verdi. Çağatay Aksu ifade veren Çet’in arkadaşına, “Kaba tarif etmek istemiyorum. Tanıklar nasıl getiriliyor. Şule’nin Twitter paylaşımları vardı annesiyle, gitmekle ilgili. Annesinin yanına gitmek istemiş olabilir mi” diye sordu. Tanık Zehra, “Buna benzer şeyleri ben de paylaştım ama intihar etmedim. İnsanlar bunları paylaşınca intihar etmiş olmuyor. Bunun ruhsal sağlığıyla alakası yok” dedi. Aksu’nun “Hiç mutlu şiir okumamış mı?” demesi üzerine salondan tepki yükseldi.
‘Mezun olacaktı’
Müdahil avukatlardan Onur Tatar “Karşı taraf avukatı, Şule’nin ders notlarından dolayı moralinin bozuk olduğunu söyledi. Biz Şule’nin transkriptini istedik. Şule Çet yaşasaydı mezun olacaktı” dedi. Olay yeri fotoğraflarını mahkeme salonunda gösteren avukat Ferhat Gebeş olay yeri bulgularına göre hazırlanan rapordan şu bilgileri verdi: “Sanık avukatı Levent Ekmen delillerin polis tarafından karartıldığını iddia etmişti. Keşif esnasında olay yerinde inceleme yapan polise bunu söylediğimizde, olay yerini olduğu gibi muhafaza ettiğini belirtti. Sanıklara soruyorum, delilleri kim kararttı, ikiniz birlikte mi kararttınız? Şule’nin 4 metre açığa düşmesinin imkânı yok. En kuvvetli ihtimal de atıldığı. Şule’nin sol ayakkabısının önceden atıldığı açıktır. Sağ ayakkabısı da ya sonradan atıldı ya da düşme esnasında çıktı. Olay yeri görüntüsünde görüyoruz ki Şule’nin kazağı uzun fakat düşme görüntüsünde kazağı katlanmış halde. Atılmadan önce kazağı giydirilmeye çalışılmış.”
Sanıkların tutukluk haline devam kararı veren mahkeme heyeti, duruşma tarihini 16 Ekim 2019 olarak belirledi.
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!