Stat çıkışında ölüm-kalım çizgisi

Stat çıkışında ölüm-kalım çizgisi

Stat çıkışında ölüm-kalım çizgisi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 12.12.2016 - 07:20

Beşiktaş - Bursaspor maçı yeni bitmiş; Siyah-Beyazlı taraftarlar, futbolcuları “Beşiktaş’ım el ele, hep beraber tribüne” diye çağırıp selamlaştıktan sonra Vadofone Arena’yı terk etmeye başlıyor. Yıllar sonra ilk kez İstanbul’a gelen Bursasporlular ise güvenlik gerekçesiyle beklemede...

Stat güvenliğinden sorumlu Emniyet Müdürü Vefa Karakurdu, maç öncesi olduğu gibi Bursalıları kavgasız dövüşsüz yollama telaşında. Telsizden ‘emri’ veriyor; kapılar açılıyor, konuk taraftarlar, güvenlik tünelinden otobüslerine yürüyor.

Gazeteciler, haber ve fotoğraflarını yetiştirme; TV’ciler, maç sonu serbest alan röportajı kapma telaşında. BJKTV, müdürleri Bülent Ülgen ve eski futbolcu Ali Cansun’la 91. dakika yayınında. Güzel bir ciro yapan Kartal Yuvası artık gün sonu hesabı yapıp satış elemanlarını evlerine yolluyor. Yani mutlu bir cumartesi akşamı... İşte o sırada hain bir patlama. Hedef Çevik Kuvvet ve Spor Büro Müdürlüğü personeli. 45 saniye sonra bu kez ikinci hain Maçka Parkı’ndan koşup 1903 tribünü tarafına yönlenmeye çalışıyor. Ama polis eş zamanlı saldırının farkına varıp silahına davranınca canlı bomba kendini patlatıyor.

Bilanço ağır; otobüs bekleyen polislerin neredeyse tamamı şehit; yine 2. saldırganı durduran ekip de canlarını vatan toprağına bırakıyor.

Pascal Tunç artık yok

İşinden çıkan Kartal Yuvası çalışanı, ‘Pascal’ lakaplı Tunç Uncu, stattan uzaklaşırken yakalanıyor ölüme. Geçenlerde gazeteci Ufuk Tuncaelli, solbek Caner’le fotoğrafını çekince, “hayatımın hediyesi”ni aldım demiş, anılarda kalıyor artık. Futbolseverlerin ‘Vefalı’ ağabeyi, Emniyet Müdürü Vefa Karakurdu, personelini otobüslerine uğurlarken şehit düşüyor. Hepsinin yaşamöyküsü birer dram.

Ve kurtulanlar... Kurtulduklarına sevinemiyorlar. Örneğin Habertürk çalışanı, yılların Beşiktaş muhabiri Kartal Yiğit, bir dizi tesadüf sonucu hayatta kalan bir meslektaşımız. Eğer maç öncesi sohbet ettiği Beşiktaş Kongre üyesi ve Stat Koruma Müdürü Vefa Karakurdu’yla yarıda kalan lafı tamamlamak üzere buluşsa ya da Fanatik’ten meslektaşı Orhan Yıldırım, “Arabayla bırakırım seni” demese ve/veya Orhan kardeşimiz tünele girişi karıştırıp Süzer Plaza’nın arkasına sapmasa bugün yasımız daha da büyüyecekti. Keza Ufuk Tuncaelli, keza Raşit Ateş, keza Emre Zabunoğlu, Orhan Can, Gülengül Altınsay, Fırat Aygüner, Ali Aydın ve diğerleri...

Olay anını meslektaşlardan dinliyoruz:

Kartal Yiğit (Gazeteci): Vefa müdürle maç öncesi sohbet ettik, “Bursalılar olaysız geldi, olaysız gidecekler, sonra görüşürüz” dedi. Eve metroyla gideyim hem de Vefa Abi’yle laflarız diyordum, Fanatik’ten Orhan Yıldırım, “Seni bırakırım” dedi. Tünele mi girelim, Gümüşsuyu’na mı çıkalım derken Bursasporlu seyirciler çıktığı için yolu kesti. Önümüzde de polis otobüsü vardı. Sonra yol açıldı, biz tünel tarafı kalabalık diye Süzer Plaza’nın arkasına hareket ettiğimiz anda patlama oldu. Eğer tünel tarafına gitsek şu an biz de olmayacaktık. Ya da ben Orhan’a rastlamasam Vefa Abi’yle şehit olacaktım.

Şuayip Yücel (Gazeteci adayı): - Bursaspor maçını izlemek için Arena’daydım. Maç bittikten sonra arkadaşlarımla evimize gitmek için yola koyulduk. Birden art arda gelen iki patlama sesi duyduk. Yüksek bir yerde olduğumuz için stadı apaçık gördük. Alevler ve yükselen dumanlar adeta gökyüzünü kaplamıştı. Tam anlamıyla bir can pazarı yaşandı. Korkunç bir geceydi. Stattan 1 kilometre uzaktaydık ama kaçanlar, panikleyenler, ağlayanlar tam bir dram ortamı yaratmıştı.