Sözcüklerle Rodin ve Rilke (14.10.2020)
Rodin’in ve Rilke’nin kim olduğunu, sanat yaşamlarını ve onları buluşmaya götüren süreci, tarihi bilgiler eşliğinde ve ikilinin yaşamını paralel anlatımla okura sunan Rachel Corbett, Hayatını Değiştirmelisin’de, bu büyük sanatçıların öyküsünü ayrıntılarıyla ortaya koyuyor.
Bir heykeltıraş Auguste
Rodin’in ve bir şair Rainer Maria Rilke’nin dünyanın hızla değiştiği bir
dönemde buluşması kültür tarihi açısından çok önemliydi.
Paris’in ev sahipliğinde,
biraz da dünyaya meydan okurcasına yan yana gelen ikilinin yol arkadaşlığı,
Rilke’nin Rodin’e yönelttiği soruyla zirveye çıkmıştı: “Nasıl yaşamalıyım?”
Bu soruya gelene kadar,
Rodin’in ve Rilke’nin kim olduğunu, sanat yaşamlarını ve onları buluşmaya
götüren süreci, tarihi bilgiler eşliğinde ve ikilinin yaşamını paralel
anlatımla okura sunan Rachel Corbett, Hayatını
Değiştirmelisin’de, bu büyük sanatçıların öyküsünü ayrıntılarıyla ortaya
koyuyor.
İKİ
SANATÇININ BULUŞMASI
Rodin ve Rilke, bakıp görmeyi
zamanla öğrenmiş, başkalarıyla olmadığı kadar birbiriyle içten bir ilişki
kurmuş ve ömrünü sanata adamış önemli kültür insanlarıydı. Corbett, iki
sanatçının ruhuyla birlikte, dostluğa uzanan yolda başlarına gelenleri çözümlüyor.
Gözleri iyi görmeyen Rodin’in
bakmayı öğrenişini, matematik sevmemesi nedeniyle okuldan soğumasını, mimar
Hausmann’ın yanındaki çıraklığını, kendinden önceki sanatçıların eserlerine bakışını
ve duygularını yapıtlarla dışavurma yeteneği kazanışını okuyoruz.
Rilke ise ölümle, kaderle ve
metafizikle yoğuruyor gençliğini. Tüm inceliklerini, annesinin verdiği şiir
eğitimine borçlu olan şair, daha sonra askerliğe yöneliyor. Şiirin inceliği karşısında
üniformanın sertliği tam bir ironi, tam bir çelişki…
Yirmi altı yaşında Paris’e
gelen Rilke’nin, altmışlık Rodin’le tanışması ise ikiliyi çabucak
yakınlaştırıyor ve uzun yürüyüşlerde heykeltıraş, şaire hayatını anlatıyor. Bir
bakıma hayat dersleri veriyor ona. Rodin’in atölyesi de tıpkı yürüyüş
güzergâhları gibi Rilke için öğrenilecek pek çok şeyin olduğu bir mekân hâline
geliyor.
İki sanatçının birbirini
keşfetme hikâyesi böyle şekillenirken elleriyle hayal kuran Rodin ve
hayallerini sözcüklerle anlatan Rilke, Paris sokaklarında ve heykel atölyesinde
yeni bir hayat yaratıyor âdeta. “Empati”, bu hayatın anahtar kelimesine
dönüşüyor.
NÜKTELİ
VE ÖZLÜ SÖZLERİN KAYDI
Corbett’yi bu hikâyeyi
yazmaya iten şey, annesinin ona hediye ettiği ve yıllarca elinden düşürmediği Genç Bir Şaire Mektuplar. Corbett’nin,
Rilke’nin Rodin’e yazdığı mektuplara ve ikilinin dostluğuna dair notu şöyle:
“Rodin, bu
tanınmayan yazarın hayatına girmesine izin verdiğinde gücünün zirvesindeydi;
Rilke, önce etrafında dolaşıp duran öğrencisi olacak, üç yıl sonra ise en
güvendiği yardımcısı hâline gelecekti. Rilke, tüm bu süre boyunca ustasından
duyduğu her özlü ve nükteli sözü kaydetti, ardından onları Kappus’a iletti.
İşte bu sebeple Rodin’in sesi mektup sayfalarının ardından yüksek sesle
yankılanır, bilgeliği Rilke aracılığıyla Kappus’a, o zamandan bu yana da Mektuplar’ı
okuyan, arayıştaki milyonlarca genç zihne ulaşır.”
Akılcı Rodin ile
yirmilerindeki Alman romantik Rilke’nin buluşması, ikilinin farklı yönlerini de
bir araya getiriyor: Eserleri melekler âleminde yüzen, metafiziksel ve tinsel
Rilke ile yapıtları cehenneme dalan, bedensel ve duyumsal Rodin…
Corbett, ikiliyi anlayıp
anlatmaya çalışırken o eşsiz benzetmeyi yapıyor: “Birinin sanatsal gelişiminin ötekine
nasıl yansıdığını ve zıt doğalarının nasıl birbirini tamamladığını gördüm; Rodin
bir dağsa Rilke, onu kuşatan sisti.”
Yazar, bu iki etkileyici
kişiyi okura sunarken Rodin’in ve Rilke’nin hayata bakışına, ayrı düştükleri
noktalara, Rilke’nin Rodin’i şovenist diye nitelemesine, ikilinin kadınlara
dair farklı görüşlerine kadar pek çok ayrıntıya yer veriyor kitapta.
Corbett, kitabının “kısa
hikâyesi”ni açıklayarak bir bakıma meselenin özünü ortaya koyuyor: “Bu kitap,
Paris’in dağınık sokaklarında el yordamıyla yürüyüp ustalığa giden yolu bulan
iki sanatçının portresi. Ama bunun da ötesinde, yaratma arzusunun genç
sanatçıların en büyük yürek acılarını bile atlatmasını nasıl sağladığının ve
eserlerini ne pahasına olursa olsun nasıl ortaya koyduğunun hikâyesi. Hayatını Değiştirmelisin, sadece
Rilke’ye yöneltilmiş bir öğüt değildi; aynı zamanda onun, bir gün ürkek
yumruğunu havaya kaldırmayı, bir araç edinerek harekete geçmeyi umut eden,
hapsolmuş, kırılgan ve açgözlü gençliğe verdiği bir öğüttü.”
Hayatını Değiştirmelisin / Rachel Corbett / Çeviren: Kerime Dalyan / YKY / 312 s. / 2020.
En Çok Okunan Haberler
- Futbolda pis kokular yükseliyor
- CHP’de çelişen başkanlara uyarı
- AKP’li vekilin PKK yöneticisiyle fotoğrafı gündem oldu!
- 'Erdoğan bize göre tek seçenektir'
- TÜPRAŞ'ta patlama: 12 kişi yaralandı
- Serdar Ortaç son malını da satışa çıkardı!
- 'Atatürk ile Cumhuriyet ile bayrak ile...'
- Hekimlerin istifaları hızlandı
- İşte sıfır faizli kredi veren bankalar…
- 'Erken seçim' çağrısı: CHP tarih verdi