Selfie’ye inanmıyorum ama bir özçekim var
Tanıdığım iyi bir özçekimi olmayan tek insandım. Peki neydi bu kendi suretini internetin her köşesine çakma arzusu? Niye beni sarıp sarmalayamıyordu ve dahası neden bana şık bir sosyal sunum olanağı vermiyordu?
Açık konuşmak gerekirse, ben bu selfie, yani TDK’nın 2014 Mayıs’ında karara vardığı üzere özçekim furyası başlamadan önce, kendini güzel sanan biriydim. Boyuma posuma güvenir, hiçbir zaman çok iyi çıkmasam da, sosyal mecrada başkaları tarafından etiketlendiğim suretlerimi önemsemezdim. Özçekimin tüm dünya kızları gibi etrafımdaki kadınları da ele geçirmesiyle, benim ne kadar tipsiz, hatta kompozisyonsuz ve ışıksız biri olduğum ortaya çıktı. Facebook yahut Instagram’da insanların birbirinden hoş, birbirinden vintage efektli suretlerine baktıkça, kara kara nerede hata yaptığımı, doğru fonda, doğru açıyla nasıl da bakmayı beceremediğimi düşünmeye başladım. Bunu düşünen bir ben de değildim üstelik; tanıdığım iyi bir özçekimi olmayan tek insandım ve bu da, çok çekici özçekimleri olanların dikkatini çekiyordu. Profil fotoğrafımı hiç değiştirmediğim için bana ufak ufak takılanların, “Sen amorstan daha iyi poz veriyorsun” diye laf çarpanların ardı arkası kesilmiyordu. Peki neydi bu kendi suretini internetin her köşesine çakma arzusu? Niye beni sarıp sarmalayamıyordu ve dahası neden bana şık bir sosyal sunum olanağı vermiyordu?
Özçekimin Kısa Özgeçmişi
Bilinen ilk özçekimi gerçekleştiren fotoğraf sanatçısı Robert Cornelius, 1839 yılında kendini bakır levhaya gümüş nitrat ile işleyerek muradına ermiş. Dagerreyotipi denilen bu teknikte kullanılan uzun pozlama sayesinde, Cornelius özçekim pozunu verip, geri koşup lens değiştirmeye de vakit bulmuş. Özçekiminin arkasına ise; “Işık ile çekilen ilk fotoğraf” notunu düşmüş. 1900 yılına gelindiğinde, Kodak’ın Brownie Box kamerasını satışa sunmasıyla beraber yaygınlaşan özçekimin ilk ergen mümessili, 13 yaşındaki Rus Düşesi Anastasia Nikolaevna. Kendisini eli titreyerek aynadan çeken minik düşes, mevzubahis fotoğrafı mektup ile arkadaşına yollamış. Aradan geçen 100 yılda çekilen milyonlarca “selfie” isimsiz kalırken, dijital çağın başlaması ve fotoğrafın artık çekilen ve basılan, maliyetli bir nesne olmaktan çıkması, özçekim furyasının alevlenmesini sağladı. Selfie kelimesini ilk kez 2002 yılında, bir internet forumunda kullanan Avustralyalı Nathan Hope, foruma yüklediği fotoğrafın zayıf netliğine açıklama getirmeye çalışırken, “Arkadaşlar kusura bakmayın, bu fotoğraf ne de olsa selfie” yazarak, kelimeyi icat etmiş oldu. Özçekim, kabul etmeliyiz ki hayatımıza hızlı, net, keskin bir giriş yaptı. Sadece seksi özçekimlerini paylaşarak internette fırtınalar estiren ünlüler değil, bu şekilde ünlenenler ve dünyanın her tarafından güzel kadınların banyoları, aynaları, spor sonrası göbeklerinin durumu, gazetelerin internet galerini doldurdu. İnsanlık özçekim yapmaya da, özçekimlere bakmaya da doyamıyorken, muhtelif ünlülerle özçekim yapılan reklamlar, özçekimi halka yakınlığın ılık bir simgesi olarak kullanan siyasetçiler görüldü. Hatta Obama ve ailesinden başlayarak, dünyada özçekimsiz çok az demokratik ülke lideri kaldığını söylemek çok da yanlış olmaz. Üstelik özçekim son derece yatay bir sosyolojik fenomendi; Papa da özçekim yapıyordu, belalısı Madonna da. Hatta onlar kadar beğeni toplayamasa da, Ispartalı 22 yaşındaki Hasan Seven de, intihar etmeden önce boyununda ip ile poz verip Facebook’una koyuyordu. İnsanlık geçtiğimiz son birkaç yılda, intihar etmeye davranmış vatandaş ile özçekim yapan polise, (Boğaziçi Köprüsü, Eylül 2014) ya da direniş/gözaltı/ekip aracı özçekimlerine tanık oldu. Hatta Endonezya ormanlarında, fotoğrafçı David Slater’in kamerasını ele geçirip muazzam özçekimler gerçekleştiren bir makak maymunuyla tanıştı. Bu maymun özçekimi Wikimedia tarafından “fotoğrafın telif hakkının maymunda olduğu iddiasıyla” en iyi kamusal fotoğraf yarışmasında aday gösterilirken, özçekim furyası çoktan önce kedilere, sonra köpek ve diğer hayvanlara yayılmıştı. Özetle uzaya çıkan astronottan, balığını kapan ayıbalığına, herkesin bir özçekimi vardı artık.
Yoksa Sizin hâlâ bir özçekiminiz yok mu?
Özçekimler kendimizi topluma nasıl sunmak istediğimizin görsel ifadesi ve sosyal imajımızın oluşmasına yardımcı oldukları da bir gerçek. Lakin bu toplumsal imaj çizme faaliyetinin sanıldığının aksine her zaman narsist duyguları köpürtmesi, insana özgüven vermesi de gerekmiyor. Rastgele bir sosyal mecranızı açıp, o gün akışınıza düşen özçekimlere şöyle bir bakın. Çok geçmeden kendinize şu soruyu soracaksınız. “Bu insanlar böylesine şehvetle paylaştıkları suretlerinden gerçekten söyledikleri kadar mutlular mı?” Çünkü örneğin günümüzde “beden dismorfik bozukluğu” yaşayan hastalarla yapılan görüşmeler, azımsanamayacak bir kısmının özçekim bağımlısı olduğunu gösteriyor. Kişinin kendi bedenini yanlış algılamasına yol açan bu bozukluk, hastanın bedeninin tamamı ya da belli bir bölümü ile ilgili saplantılı hale gelmesi, onun çirkin olduğunu düşünerek eve kapanması yahut sayısız estetik operasyon geçirmesi ile sonuçlanabiliyor. Elbette tek başına özçekimi bu psikolojik rahatsızlığın kaynağı olarak göstermek zalimce olur. Peki kusursuz özçekime ulaşma arzusunun, insanı kendi bedensel kusurlarının daha fazla farkına varma ve bunlardan daha fazla rahatsız olma sıkıntısına soktuğunu kim yadsıyabilir? Ya da şöyle soralım: günde 20-30 özçekim yapan ve bunu çevresiyle paylaşan bir ergenin bedeni hakkındaki fikirleri nasıl gelişir?
SelfIe fobisi, estetikten sonra selfIe hobisi
Özçekim furyasından sonra kendimi güzel sanmayı bıraktığımı yazı başında söyledim. İşte bu dönemde, en büyük sıkıntılarımdan biri mükemmel özçekim ile aramdaki 7 santim, yani burnum oldu. Estetik cerrahlardan “burnumu yaptırsam ne kadar havalı özçekimlerim olabileceğini” öğrendim. Yanlış okumadınız, estetik ameliyatlar “Ameliyattan önce selfie fobisi, ameliyattan sonra selfie hobisi” sloganıyla pazarlanıyor. Neyse ki, fotoşop kullanmayı biliyor, liquify filitresiyle hiç acısız ve tek tıkla istediğim ölçüleri yakalıyorum. Özçekim mağdurlarına öneririm. Şaka bir yana, özçekim, hakkında keşke “otofoto” denseydi diye düşündüğüm ve şahsen henüz barışamadığım bir kavram. Siz de özçekim ile henüz barışamayanlardansanız, sağdaki sütunda birkaç pratik öneri ile yanınızda olmayı görev bilirim.
EN BAŞTA ÜNLÜLER, SİYASİLER
Ünlü Yağmuru Özçekim:
2014 Oscar töreninde sunucu Ellen Degeneres’in yanına Bradley Cooper, Jennifer Lawrence, Brad Pitt, Meryl Streep, Julia Joberts, Angelina Jolie, Kevin Spacey gibi ünlüleri toplayarak yaptığı özçekim, dünyanın gelmiş geçmiş en çok paylaşılan imajı oldu.
Maktul ile Özçekim:
ABD Pittsburg’da, Maxwell Marion Morton (16), vurduğu sınıf arkadaşının cansız bedeniyle özçekim yaparak, Snapchat uygulamasıyla başka bir arkadaşına yolladı. Snapchat yüklenen görselleri bir süre sonra silmesine karşın, Maxwell’in arkadaşının fotoğrafı kaydedip polise başvurmasıyla, özçekimin altına “o sonuncu olmayacak” notunu düşen Maxwell, özçekim yüzünden yakalanan ilk cinayet şüphelisi oldu.
Son Özçekim:
Jackass filmlerinin yıldızı Ryan Dunn, porche 911 arabasıyla saatte 230 kilometre ile bariyerlere çarpmadan önce, son içki alemi selfie’sini paylaşmıştı. 2013’te kaybolan Malezya havayollarına ait uçaktan en son fotoğraf, uçağın içinden çekilen, bir anne oğula aitti.
Özçekim kazaları:
Özçekim yapılırken kazaya kurban gidenler uzun bir liste oluşturuyor: Yüksek bir bina tepesinden özçekim yaparken dengesini yitiren ve tutunduğu kablolardaki elektrik akımıyla hayata veda eden 17 yaşındaki Rus Xenia Ignatyeva. Arabada Pharell’in “Happy” şarkısını dinlerken ne de mutlu olduğunu bir özçekim ile duyurmak isteyen Amerikalı Courtney Sanford, yahut silahıyla havalı bir özçekim yapmaya çalışırken canından olan Meksikalı silah sevdalısı Oscar Otero Aguilar.
Siyasi Selfie:
Özçekim modası başladığından beri pek çok siyasetçimizin özçekimlerine de tanık olduk. Hafızalarımızda yer bırakanlar ise seçim zamanı Melih Gökçek’in Hüseyin Çelik’le, Taner Yılmaz ve Mansur Yavaş’ın gençlerle çektikleri kareler hafızalarda yer etti.
Yerli Özçekim:
Türkiye’de özçekim kültürünün yayılmasına en büyük katkıyı yapan isimlerden biri şüphesiz, özellikle banyo ve uyku öncesi özçekimleriyle bir dönem Twitter’ı sallayan Hilal Cebeci oldu. Hilal’in yaşadığı popülariteyi bir iş modeli haline getirenler ise Esra Ceyda kardeşlerdi. Yine ünlüler katarogisinde Serdar Ortaç, kendisine MS tanısı konulduktan sonra hastanede yaptığı özçekimlerle sevenlerine korku dolu anlar yaşatmıştı.
PROFİLİNİZE NUR İNDİRECEK ÖZÇEKİM TEKNİKLERİ
Saçınız, makyajınız veya kıyafetinizdeki muhtemel hataları, özçekimde arka planda bulunacak detayları kontrol edin. Arka planda güzel dokuya sahip bir duvar, desenli bir perde, kısacası dikkati sizin üzerinizde toplayacak rahatlatıcı bir fon olmalı.
Işıkları ne çok karanlık, ne de fazla aydınlık olmayacak şekilde açın. Beyaz yerine sarı ışık ya da en iyisi, renkleri en doğru dağıtan gün ışığını kullanın. Özellikle özçekimi ön kamera ile yapıyorsanız, az ışıkta kamera çözünürlüğünün çok düşük olacağını unutmayın.
Poz vermekten ve bolca özçekim yapmaktan çekinmeyin. Sonuçta özçekimde mükemmele ulaşmak da bir deneyim işi. Poz verirken yüzünüzün en iyi açısını bulmaya çalışın. Örneğin klasik özçekim açısı, yüzün yukarısından yapılan çekimdir ve bu açı gözleri daha büyük, çeneyi ise sivri gösterir.
İyi bir özçekim kendine güvenli ve neşeli olmalı, insanlar onu çekerken eğlendiğinizi ve kendinizi iyi hissettiğinizi fark etmeliler. İşte bu yüzden yaratıcılıktan korkmayın. Özçekiminize konuk sevimli hayvan ya da ilginç objeler alabilir, görselinizi son haline fotoğraf efektleri ile tatlandırarak getirebilirsiniz.
İyi özelliklerinize odaklanın; örneğin gülüşünüzü beğeniyorsanız sadece parlak, göz alıcı bir ruj sürüp, yüzünüzün geri kalanını makyajsız bırakın. Ya da sadece gözlerinize odaklanıp, çarpıcı bir kalem çekin.
Özçekim modalarını takip edin. Bazı pozların modası geçmiş, bazıları henüz moda olsa da size uygun olmayabilir. Otantik yüz ifadenizi ve doğal hatlarınızı yansıtmaya çalışın.
Paylaşımda size uygun konu başlığını bulun. Uygun hashtag ile kendinizi çok daha olduğunuz gibi ifade edebilirsiniz. Şu sıralar moda olan #tbt (throwbackthursday: geçmişten özçekimlerin paylaşıldığı Perşembe), #fromwhereıstand (durduğunuz noktadan hayat), #feministselfie (steryotip güzellikten ziyade kendi gibi güzel olan kadınların tercihi) ya da #hairselfie (saçım benim her şeyim diyenlere) kullanabilirsiniz.
Özçekim yaparken ayna ve flaş kullanmamaya özen gösterin. Flaş fotoğraftaki renk ve derinliği yok eder. Ayna ise hem fotoğrafı çektiğiniz aletin görünmesine, hem de çekmeye çalıştığınız fotoğrafın tersten yansımasını elde etmenizi sağlar.
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan belayı satın aldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- Kayyum belediyeyi kapattı!
- Trabzonspor'da ayrılık!
- Elazığspor'dan maça çıkmama kararı!
- Ali Koç'tan çok sert Kayserispor açıklaması!
- Al Nassr'dan Talisca açıklaması!
- Yetki kısıtlayan teklif komisyondan geçti