Eski Başbakan Davutoğlu'ndan 2019 mesajı
Eski Başbakan ve AKP Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu, "Türkiye geçmişte de bir çok dönem kritik seçimler yaşamıştır. 2019 yeni Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin hayata geçeceği ilk seçim olacak, bir anlamda yeni bir dönem başlayacak. Türkiye’nin demokratik hukuk kuralları içinde ve milli birlik havasıyla bu süreci geçireceğine ve inşallah 2019’da istikrarın, demokratik hak ve özgürlüklerin teyit edileceği bir seçim yaşanacağına inanıyorum” dedi.
<video:915507>
Eski Başbakan ve AKP Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu, darbe girişimi sırasında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde 34 kişinin şehit olduğu olaylara ilişkin 135'i tutuklu, 143 asker hakkında açılan davanın 23. duruşmasını izledi. Davutoğlu, duruşmayı izledikten sonra verilen arada basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
ZEYTİN DALI HAREKATI'NI DEĞERLENDİRDİ
Davutoğlu, “Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin yaptığı açıklamada “Her şeyden önce Zeytin Dalı Harekatı'nda hayatını kaybeden şehitlerimize rahmet diliyorum. Türkiye bölgesinde bir istikrar unsurudur. Yanı başımızda Suriye'de bir milletin, bir toplumun, bir milletin yaşayabileceği felaketlerden biri yaşanıyor. 7 yıldır her türlü baskı ve zulüm yaşandı. Biz Türkiye olarak Suriye krizi esnasında bir tavır sergiledik. Önce Suriye rejimini halkıyla karşı karşıya gelmemesi için uzun süre ikna etmeye ve herhangi bir çatışma yaşanmaması yönünde tedbir almaya davet ettik. Bu olmadığı dönemde ve Suriye rejimi halkına kimyasal silahlar da dâhil olmak üzere büyük bir zulüm gerçekleştirdiği süreç içerisinde de Suriye halkına sahip çıktık. Türkiye ve Suriye halkları asırlardır birlikte yaşadılar. Kıyamete kadar da birlikte yaşayacaklar. Bu anlamda Türkiye bir insanlık destan yazmıştır. Başta mülteciler olmak üzere Suriye'de bir komşu ülkeye başka bir komşu ülkenin nasıl sahip çıkacağını göstermiştir. Bu noktada da hiçbir etnik mezhebi ayrım yapmamıştır" dedi.
“TÜRKİYE BU KONUDA ULUSLARARASI HUKUKTAN GELEN HAKKINI KULLANIYOR"
“Özellikle sınır boylarımızda terör örgütleri sınırımızı tehdit eden, güvenliğimizi tehdit eden, bir varlık göstermeye başlayınca da kendi sınırlarını koruma hakkını, uluslararası hakkını hukuk hakkını koruyacak şekilde müdahalede bulunmuşlardır “ diyen Davutoğlu sözlerine şöyle davam etti: PKK'nın uzantısı mahiyetindeki YPG-PYD unsurlarına karşı son derece başarılı bir mücadele veriliyor. Ve bu uluslararası alanda da çok doğru yürütülen bir diplomatik çabalarla birleştirilen bir askeri bir müdahaledir. Türkiye bu konuda uluslararası hukuktan gelen hakkını kullanıyor. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nin bu ülkedeki kargaşadan istifade eden DEAŞ'a karşı bir terör örgütü olarak bir başka terör örgütünü kullanma çabası ve bu konuda sergilediği çelişkili tutum karşısında da bütün bir millet olarak ortak bir yerde buluşmamız lazım. Hiçbir ülke ister Amerika Birleşik Devletleri gibi küresel bir güç olsun ister Suriye gibi eli kanlı bir rejim olsun isterse YPG, DEAŞ gibi terör örgütleri olsun. Türkiye'nin sınırında Türk halkının geleceğini tehdit edecek bir faaliyeti gerçekleştiremezler. Gerçekleştirirlerse ne olur? İşte Afrin'de olan olur. Türkiye haklı olarak müdahale eder. Bu yürütülen diplomasi ve askeri harekat konusunda Sayın Cumhurbaşkanımızın, hükümetimizin ve Türk Silahlı Kuvvetleri'mizin yürüttüğü haklı mücadelede bütün tarafların bütün siyasilerin bir araya gelmesi lazım. Deminki konuda olduğu gibi 15 Temmuz olayında olduğu gibi Afrin konusunda da farklı alanlarda farklı siyasi görüşler olabilir ama bu iki konuda Türkiye'nin bekası ve demokratik hak ver özgürlüklerin yaşanmasını engelleyecek darbe teşebbüslerine karşı da omuz omuza vermek durumundayız. Bugün bunu görmekten çok mutluluk duyuyorum. Afrin harekatı konusunda bir milli birlik havası var. Bunun korunması lazım. Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında da bunun gösterilmesi lazım. Bütün siyasi partilerimizin ama demeden fakat demeden herhangi bir rezerv koymadan silahlı kuvvetlerimizin ve Mehmetçiğimizin arkasında omuz omuza vermesi lazım"
“YENİ BİR DÖNEM BAŞLAYACAK"
“2019'a seçime giderken havayı nasıl görüyorsunuz?" sorusunu Davutoğlu, “Türkiye geçmişte de kritik seçimler yaşamıştır. 2019 tabi yeni Cumhurbaşkanlığı sisteminin hayata geçeceği ilk seçim olacak. Bir anlamda yeni bir dönem başlayacak. Türkiye'nin demokratik hukuk devleti kuralları içinde ve yine milli birlik havasında içinde bu süreci geçireceğine, inşallah 2019'da istikrarın, demokratik hak ve özgürlüklerin teyit edildiği bir seçim yaşanacağına inanıyorum. Hayırlısı olsun inşallah" şeklinde yanıtladı.
“KAPSAMLI BİR GÖRÜŞME GERÇEKLEŞTİRDİK"
Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmeye ilişkin soru üzerine de “ Sayın Cumhurbaşkanımız ile bir görüşme gerçekleştirdik. Bu son derece doğaldır. Hem iki dava arkadaşı olarak, yıllarca omuz omuza vermiş ve kader birliği yapmış iki dava arkadaşı olarak, hem de değişik dönemlerde başbakan, dışişleri bakanı, cumhurbaşkanı, başbakan ilişkilerinde ortak devlet sorumlulukları üstlenmiş devlet adamları olarak böyle kritik süreçlerde konuşmamız da görüşmemiz de istişare etmemizden daha doğal bir şey olmaz. Sayın Cumhurbaşkanımıza da bu anlamda gündemdeki bütün konuları, kapsamlı bir görüşme gerçekleştirdik" ifadelerini kullandı.
"MİLLETİN ŞANLI DİRENİŞİYLE YENİ BİR DÖNEMİN BAŞLANGICI OLDU"
Davutoğlu, 15 Temmuz'da milletin tarih boyu gördüğü en büyük ihanetlerden birinin yaşandığını, 15 Temmuz gecesinin zor bir gece olduğunu belirterek, "Fakat o gece milletin şanlı direnişiyle yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Böyle bir direnişle bütün varlıklarını bu milletin istiklali, istikbali için ortaya koyan şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyoruz. O meşum gecede bütün varlığıyla Boğaziçi Köprüsü önünde hain çetelere, hain darbecilere karşı göğüslerini siper eden kardeşlerimizi de rahmetle anıyoruz. 251 şehidimizi ve o gece Boğaziçi Köprüsü'nde daha sonra Şehitler Köprüsü olarak anılan o unutulmaz mekanda şehit düşen 35 kardeşimizi de rahmetle anıyoruz. Bugün onların davasına katılarak, bu gecede yaşananların hiçbir zaman unutulmayacağını bir kez daha tarihe bir kayıt olarak düşürmek istiyoruz" dedi.
"ONLARA ÇOK ŞEY BORÇLUYUZ"
"Türkiye'nin bir hukuk devletidir" diyen Davutoğlu, "Halkın milli iradesiyle seçilmiş hükümetine, Cumhurbaşkanına, devlet yönetimine karşı harekete geçen kim olursa olsun büyük bir suç işlemiştir. Bu suçun mutlaka cezası verilecektir. Ayrıca sadece devlete karşı, seçilmiş meşru hükümete, cumhurbaşkanına, devlet kurumlarına değil, tek tek vatandaşlara karşı da büyük bir suç işlemiştir. Çünkü orada birçok kardeşimiz hayatlarını kaybetti, gazilerimiz ciddi bir yaralama ile karşı karşıya kaldılar; hayatlarını ortaya koydular. Bunların hesabı mutlaka sorulacaktır. O gece orada başta Erol Olçok kardeşimiz ki Abdullah Tayyip oğluyla birlikte bizim de mesai arkadaşımızdı. Uzun yıllar beraber çalışmıştık. Onun şahsında bütün şehitlerimizi rahmetle anıyoruz ve inşallah bu direniş gecesinden sonra bir daha böyle acı bir tecrübenin bu millet tarafından yaşanmayacağına inancımızı bir kez daha teyit ediyoruz. Onlara çok şey borçluyuz. Bu borcun bir gereği de onların katillerinin hak ettiği cezayı, müstahak oldukları cezayı bulmalarıdır. Türk adaleti mutlaka gereğini yapacak ve o geceyi kanlı bir gece haline dönüştüren, milletimizin bütün geleceğini karartmak isteyen bu hain çete, FETÖ örgütüne karşılık da gereken cezalar verilecektir. Ben bugün özelikle mahkemede gördüğüm düzen duruşmadaki genel ahenk ve hukuk devleti kuralları içinde işleyiş dolayısıyla da Adalet Bakanlığımıza, burada görevi yürüten mahkeme heyetine, savcılarımıza bir kez daha teşekkürlerimi, takdirlerimi ifade etmek istiyorum. Hiç kimse bu davaları karalayamaz, uluslararası basında veya diğer yerlerde bu davalarla ilgili yürütülen kampanyalara karşı da Türkiye hukuk devleti olmanın gereğini harfiyen ve kamilen yapmaktadır, bunu görmekten de büyük bir memnuniyet duydum" diye konuştu.
"BÖYLE TECRÜBELER BİR MİLLETİ OLGUNLAŞTIRIR"
Davutoğlu, "Böyle tecrübeler bir milleti olgunlaştırır. Milletleri tarih sahnesine çıkaran güç sadece başarılar değil. Böyle zorlu günlerde omuz omuza vererek sağladıkları önemli direnişlerdir. Milletimiz o gece Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kıyamete kadar demokratik bir hukuk devleti olarak yaşayacağını ortaya koydu. Başta Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde o gece sergilenen tutumla yeni bir dönem başladı. Bu yeni dönemin temel ilkeleri olmalı. Tabi siyasi görüş ayrılıkları olur. Demokrasi içinde farklı kanaatler beyan edilebilir. Siyasi partiler bunun için örgütlenir ama siyasi partiler başta olmak üzere sivil toplum kuruluşlarımızın ve bütün bir toplumun üzerinde ittifak edeceği ilkeler var. Bunlardan birisi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bölünmez bütünlüğü içinde kıyamete kadar payidar olması. İkincisi milli irade ile işbaşına gelmiş meşru hükümete karşı kim harekete geçerse geçsin mutlaka cezalandırılacağı. Türkiye 27 Mayıs'tan bu yana birçok darbe teşebbüsü gördü ama bu son hain teşebbüs millet tarafından gördüğü direnç dolayısıyla inşallah darbelerin son halkası olacaktır. Üçüncüsü demokrasiye olan bağlılık. Demokrasiye olan bağlılığımız, demokratik hak ve özgürlüklere, insan haklarına olan bağlılığımız bizim 15 Temmuz gecesi bir kez daha ne kadar kıymetli olduğunu anladığımız değerlerdir. 15 Temmuz sonrasında Yenikapı Mitingi'nde Sayın Cumhurbaşkanımızın davetiyle gerçekleşen ve daha sonra süre giden süreçte de farklı görüşler ifade edilse, farklı kanaatler sergilense dahi bu temel ilkeler etrafında devletimizin birliği, beraberliği, milletimizin refahı, demokrasinin yaşayabilmesi ve demokratik hak ve özgürlüklerin korunabilmesi noktasında bütün milletin omuz omuza vermesi lazım. Bu anlamda da bu davalar ayrıca da bütün siyasi partilerin, bütün sivil toplum kuruluşlarının sahip çıkması lazım" ifadelerini kullandı.
En Çok Okunan Haberler
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- 6 asker şehit olmuştu
- Naci Görür'den korkutan uyarı