Sivas Katliamı’nın firari üç sanığı için AYM’ye başvuruldu, yargılamanın özensizliğine dikkat çekildi

Sivas Katliamı mağdurları, firari üç sanık yönünden davanın 26 yıldır devam etmesi ve sanıkların yakalanmamış olması nedeniyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) hak ihlali başvurusunda bulundu. Sanıkların yakalanmamış olmasının devletin kusuru olduğu belirtilen dilekçede, firari sanıkların örgütlü bir şekilde yurtdışına çıkarıldığı kaydedildi. Firari üç sanıkla ilgili davada ise mahkeme, üç sanığın gazete ilanı ile aranmasına, gelmemeleri halinde kaçak sayılacaklarına karar verdi, mallarına el konulacağı uyarısında bulundu.

Sivas Katliamı’nın firari üç sanığı için AYM’ye başvuruldu, yargılamanın özensizliğine dikkat çekildi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 10.05.2019 - 22:57

Sivas Katliamı davasının avukatları Şenal Sarıhan ve Hasan Cem Yılmaz, 29 Nisan’da Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Başvuru dilekçesinde 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta meydana gelen gerici katliamda, Madımak Oteli’nde, 35 yurttaşın yanarak ve dumandan boğularak yaşamını yitirmesi olayına ilişkin adli süreç özetlendi. Soruşturmanın eksik yapıldığına dikkat çekildi. Halen süren Sivas davası sanıklarından Murat Sonkur’un Yargıtay’ın verdiği bozma kararı sonrasında mahkemenin tahliye ettiği, daha sonra 14 Mayıs 1997’de ikinci kararla gıyaben tutuklandığı anımsatılan dilekçede, 1 Haziran 1994’te bırakılan diğer iki firari sanık Murat Karataş ve Eren Ceylan hakkında da 26 Aralık 1994 tarihinde gıyaben tutuklama kararı çıkarıldığı anımsatılarak Cafer Erçakmak örneği verildi.

Özensizlik anlatıldı

Adil yargılanma haklarının ihlal edildiği belirtilen dilekçede, bu kapsamda etkili soruşturma yürütülmediği vurgulandı. Dilekçede, “Sanıklar ana davanın sanıklarıdır. Yakalanmamış olmaları nedeni ile mahkeme önüne getirilememişlerdir. Makul sürenin aşılmasındaki ana neden etkili soruşturmanın yapılamamış oluşudur. Dosyamız yönünden de uzun yargılama özensizlik ve ihmalden kaynaklanmaktadır. Davanın daha da uzaması halinde zamanaşımı gündeme gelecek ve etkili bir hak arama olanağı tümü ile ortadan kalkacaktır” denildi. Ana davada yargılanan sanıkların DGM tarafından tahliye edilmesi sonrasında “örgütlü bir biçimde yurtdışına kaçırıldıkları”nın anlatıldığı dilekçede, “Devletin, bu sanıkların yakalanmaları konusunda içinde bulunduğu atalet-ihmal- özensizlik nedeni ile, haklarında ağır cezalar istenen tek bir sanık bile yakalanarak mahkeme önüne getirilememiştir. Bu süreç, bu yıl itibari ile 26 yıla ulaşmıştır. Ortada tartışılmayacak bir uzayan yargılama- makul sürenin aşımı söz konusudur” denildi. Duruşmaların uzun aralıklarla yapılmış olmasının da davanın uzamasında etkili olduğu belirtilen dilekçede, “Ancak, öne alma istemlerimize karşın duruşmalar, en az dört ya da altı ay aralıklarla gerçekleştirilerek, adeta uykuya yatırılmıştır” ifadesi yer aldı. Dilekçenin sonuç bölümünde, hak ihlali talebinin yanı sıra yakınlarını kaybeden her başvurucu için 100 bin TL, sağ kurtulanlar yönünden ise 50 bin TL manevi tazminat istendi.

İlanla aranacaklar

Öte yandan firari üç sanık hakkındaki davaya Ankara 1. Ağır Mahkemesi’nde devam edildi. Avukat Şenal Sarıhan, davanın zamanaşımı süresinin 2023’te sona ereceğini, sanıkların bunun için kaçtığını belirterek bir an önce karar verilmesini istedi. Mahkeme heyeti, sanıklar hakkında bir gazeteye veya ikametlerinin kapısına ilan asılmasına, 15 gün içinde mahkemeye gelmemeleri halinde kaçak sayılacaklarına karar verileceğine hükmetti. Mahkeme, gelmemeleri halinde mallarına el konulacağı uyarısında bulundu. Ancak mahkeme başkanı, karar verilmesi talebine ilişkin, “Sanıkların gelmesini bekleyeceğiz. Bu yüzden karar veremeyiz” diyerek “kaçak ilan edilmeleri” kararıyla çelişkiye düştü.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler