Sırtta taşınan işbirlikçiler

Dışişleri Teşkilat Kanunu'nda 2010 yılında yapılan değişikliğin ardından bakanlıkta başlayan değişim ve torpilli eleman alımının personelde yarattığı tepki Serbest Kürsü'ye taşındı.

Sırtta taşınan işbirlikçiler
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 05.11.2013 - 19:52

Dışişleri'nin en üstten en alt düzeye tüm personelinin internet üzerinden buluştuğu tek mekân olan Serbest Kürsü'de "torpilli memurun tipolojisi" çıkartıldı. İşte aralarında meslek ve idari memurların da bulunduğu ve peşi peşine torpilli elemanlara yönelik tepkileri gösteren o yazılardan örnekler:

- Torpilli memur iş ve işçilik yapmaz, işbirlikçilik yapar. Kendi bilgisine, ehliyetine ve liyakatına dayanarak işe girmez ve torpil, tavassut, kayırma ile "işe alınır".

- Memuriyet hayatına "doğuştan kambur" olarak başlar ve öyle de devam eder. Yani, amirlerin karşısında sürekli başı önde eğik durması "insani saygısı"ndan değildir. Ceketini sürekli ilikler, zira eziklik ve eksiklik iliklerine işlemiştir bir kere. Sırtta taşınması zorunludur. Onu sırtında taşıyacak dürüst, çalışkan memurlar gereklidir.

- Sırtına bindiği dürüst ve çalışkan memurların daima bir açığını arar. Bu uğurda pireyi deve yapar. Zira, amir nezdinde puan toplayıp prim yapabilmesinin yegâne yolu budur.

 

'Devlete değil, amire hizmet'

- Torpilli memur yağcılık, yalakalık, yardakçılık yapmakta çok hünerlidir. Zira, şakşakçılık ve pohpohçuluk dışında fazla bir iş bilmez ve öğrenmez de.

- Devlete değil, amire hizmet eder.

- Torpilli bir memur torpilli bir amir ile yan yana geldiğinde hemen kaynaşırlar ve her türlü düzenbazlık ihtimali ufukta belirir. Zira halk arasında "Hacı hacıyı Mekke'de, torpilli torpilliyi dakkada bulur" denilir.

- Psikopat ya da akıl hastası tipler, memurun açığını bulamadığında ona bir ya da birkaç tane kusur uydurur, kendi kafasında yazdığı senaryoyu gizlice sicile kaydeder, kendi kusurlarını memura maleder. İdarelerdeki psikopatlar da memurlar bunların aksini kanıtlasa dahi, kendilerine benzeyen amiri haklı görüp, memuru cezalandırır. Zira, bazılarının iktidar partisinde, orduda, yargıda sırtını dayadığı tipler idarenin psikopatının da bir gün işine yarayacaktır, ilişkileri sağlam tutmak gerekir.

- Ülkemizde, "Egemenlik milletindir" denilse de, milletimiz egemen değildir. Olamamıştır. Bizim ülkemizde "küçük saltanatlar" ve "küçük hanedanlar" egemendir... Bu küçük hanedanların başında da "Sabetaycılar" ve "Masonlar" yer almaktadır. Ülkemizdeki "egemenler" anayasa, kanun, tüzük, yönetmelik gibi hukuki mekanizmaların geçerli olmasını istemezler. Zira, o zaman "keyfilik" marjları azalır.

- Çalıştırılamadığı gibi, çalıştırılmak istendiğinde ya da beklediği kadar zam alamadığında kendine haksızlık yapıldığını düşünüp, aba altından torpilinin sopasını gösterenler de var.

- Osmanlı döneminde "din devleti" iken "Kuran" kitabını duvara asmış ve keyfimize göre gönlümüzün istediğini yapmıştık. Cumhuriyet döneminde de sözde "hukuk devleti" iken, bu kez de, "kanun" kitabını duvara asmışız ve yine keyfimize göre yaşayıp gönlümüzün istediğini yapmışız. Belli ki mayamızda bir bozukluk var.

- Genellikle "imam hatip okulu" mezunlarına kayıtsız şartsız düşmanlık ederiz de, Batı'nın ülkemizde kurduğu "rahip okulu" mezunlarına hayranlık gösteririz. Ama o da fayda etmiyor işte. Kahrolası "kripto dönmeler" bizi de kendilerine döndürmüşler anlaşılan...

- Bırakın torpilli amire memura, torpilli temizlik işçisine dahi yaptığı hukuksuz işler için ceza veremezsiniz veya verdiremezsiniz.

- Torpilliler, sicil amirleri kendileri gibi değilse, onlara dahi istedikleri şekilde hakaret edebilirler.

- Her kurumda kötü amir olduğu gibi kötü memur da mevcuttur. Torpil ve tavassut sisteminin aşırı yaygın olduğu kurumlarda torpilli amir ve memur için hiyerarşi, ahlak ve hukuk kuralları geçerli değildir.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler