Sinema ve moda

Filmlerde yıldızlara, giysilerine hayran kalan izleyici idollerinin kostümlerinin benzerlerini edinerek bir noktada onları taklit eder. Oyuncuların bize esin vermesi davranıştan, makyajdan ve giysiden geçer. Bu olgu star sistemiyle bütünleşir, böylece onlara imreniriz. Beyazperde de beliren bir kostüm, bir fular, bir trençkot bir anda vazgeçilmez oluverir.

Yayınlanma: 21.08.2020 - 13:08
Sinema ve moda
Abone Ol google-news

Tiffany'de Kahvaltı, Hubert de Givenchy

Filmlerde yıldızlara, giysilerine hayran kalan izleyici idollerinin kostümlerinin benzerlerini edinerek bir noktada onları taklit eder. Oyuncuların bize esin vermesi davranıştan, makyajdan ve giysiden geçer. Bu olgu star sistemiyle bütünleşir, böylece onlara imreniriz, bu durum ikon üretiminde hassas bir noktadır. Beyazperde de beliren bir kostüm, bir fular, bir trençkot bir anda vazgeçilmez oluverir. Giysilerin, aksesuarların tüketilmeden önce misyonları vardır: Filmin dramatik içeriğine hizmet etmek. Kostüm tasarımcısının görevi senaryoyu çözmek, oyuncunun biçimbilimini araştırmaktır. Bu evre tıpkı kuluçka dönemi gibidir.

Ve Tanrı Kadını Yarattı, Pierre Balmain

Kaba ya da ince bir kumaşın seçimi, geniş ya da dar bir kesim karakterin sosyal sınıfını yansıtır. Yönetmenin gözetiminde giysi belirleyici, görünmez rolünü böylece kazanır. “Giysi ne kadar seçilmez olursa karakterin ruhunu o denli yansıtır. Bunun dikiş ya da modayla bir ilgisi yoktur, tümüyle sanatçının düş gücü, öngörüsü, sanatıdır” diyen yönetmen Max Ophuls, bu açıklamalarıyla setlerde sayıları gittikçe sayıları artan terzileri, kostüm tasarımcılarını doğrular.

Sophia Loren, Marcello Mastroianni - Hazır Giyim (Prêt-à-Porter) 1994

Kostümcü Yvonne Sassinot de Nesle “Giysi karakteri belirler, yine de ikinci planda kalmalıdır” der. Bu tanımlara karşın moda senaryoların içine karışıvermiştir, 1930-1950’lerin erotik yıldızlarında etkisini yoğunlukla göstermiştir. 1931’den itibaren ünlü Coco Chanel Hollywood’da Gloria Swanson gibi yıldızları giydirdi.

Geçen Yıl Marienbad'da, Coco Chanel

Coco, modern, şık, gözüpek kadını yarattı. 1950’lerden önce Christian Dior, Marlene Dietrich, Olivia De Havilland, Ava Gardner’ı giydirdi. Pierre Balmain, 1946-1982 arasında 70 filmde çalıştı, Sophia Loren, Joan Fontaine, Katharine Hepburn, Brigitte Bardot’yu giydirdi. Paco Rabanne, Hubert De Givenchy, Yves Saint Laurent, Cristobal Balenciaga, Guy Laroche hepsi sinemada çalıştılar. Jean-Paul Gaultier, Fifth Element (Beşinci Element), Mauvaise Education (Kötü Eğitim) filmlerinin kostümlerini tasarladı.

Barbarella, Paco Rabanne

Yapımcılar, güzel kadınlarla güzel elbiselerin gişeyi etkilediğini, modanın verimi arttırdığını hemen saptadılar. Ready to Wear (Hazır Giyim, Robert Altman/ 1995) moda dünyasının kapsamlı bir portresini çizdi.  The Devil Wears Prada (Şeytan Marka Giyer/ 2006) tam bir moda defilesiydi. 1960-1970’lerde düşünce ve gelenek devrimiyle birlikte biçemde değişti, moda fotoğrafçılığı (David Bailey, Helmut Newton) yaygınlaştı. Barbarella, Belle de Jour (Gündüz Güzeli), Rosemary’s Bab (Rosemary’nin Bebeği), Blow Up (Cinayeti Gördüm), Last Tango in Paris (Paris’te Son Tango) filmlerinde modanın estetiği alabildiğine duyumsandı. İki binlerin moda dergileri satın alma dürtüsünü sürekli sömürdüler.

Spectre, Tom Ford 

Scarface (Yaralı Yüz) gibi 1970’lerin, 80’lerin gangster filmleri de erkekleri etkiledi. Yalın, katıksız çizgiler, bazı koleksiyonlarda gümüş ve metalin kullanımı, Matrix, Uzay Yolu gibi bilimkurgularda görüldü. Günümüzde bazı starlar davranışlarıyla, karizmalarıyla tecimsel bir ayinin objelerine dönüşüverdiler. Giorgio Armani, American Jigolo’da Richard Gere’i, Tom Ford, Spectre’de Daniel Craig’i giydirdi.

Gündüz Güzeli, Yves Saint Laurent

Beyazperdedeki şık aktrisler, aktörler modanın en iyi elçileri oluverdiler. Esin perisi ve yaratıcısı arasında dostluklar kuruldu. Catherine Deneuve sinemada ve gündelik yaşamında Yves Saint Laurent’nın kreasyonlarını taşıdı.

Marion Cotillard, Dior 

Daha sonraki kuşak ise bazı ayrıntıları göz ardı ettiler. Ünlü markalarca bu kez onlar pohpohlandılar. Marion Cotillard Dior’a, Natalie Portman Chanel’e, Scarlett Johansson Louis Vuitton’a mankenlik yaptılar.

Scarlett Johansson, Louis Vuitton

Filmlerde oyuncuların performanslarından çok ne giydikleri, takıp taşırdıkları izlenmeye başlandı. Moda dergilerinin kapaklarında mankenden çok sinema oyuncusu görmeye başladık. Oyuncular başta sigara markalarını tanıtıyorlardı, şimdiyse saat, kalem, parfüm, kahve, bira, kozmetik, çanta, hemen hemen her şeyi tanıtıyorlar. Bu göz önündelik yıldızları, sinemacıları ne yazık ki ucuzlatıyor. 



Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon