Sıbyan Mektepleri hızla çoğalıyor

 

Şimdiki anaokullarının Osmanlıdaki karşılığı olan “Sıbyan Mektepleri” Samsun’un birçok ilçesinde “eğitim yuvası” olarak hizmete devam ediyor. Başta belediyeler olmak üzere cemaatler tarafından açılan Sıbyan Mekteplerinde çocuklara dini eğitim veriliyor. Aileler 4 yaşına giren çocuklarını Sıbyan Mekteplerine gönderiyor. 

 

Samsun’un 19 Mayıs, Atakum, Ayvacık, Bafra, Canik, Çarşamba, İlkadım, Salıpazarı, Tekkeköy, Terme ve Vezirköprü ilçelerinde kamuoyunda “Sıbyan Mektepleri” olarak bilinen sayısı 41’i bulan  “4-6 yaş Kur’an Kursları”na 1388 çocuk devam ediyor. Sıbyan Mekteplerinde 4-6 yaş grubundaki çocuklar Kur’anı Kerim, tecvit, sureler, siyer, ahlak, dini bilgiler, dualar, abdest-namaz gibi eğitimden geçiyor. 

 

“Atakum Gönüllüleri Derneği” tarafından düzenlenen ve eğitim konusunun ele alındığı “Kent Konferansları” etkinliğine konuşmacı olarak katılan Eğitim-İş Samsun Şube Başkanı Rüstem Kara,  “16 yılda 8 tane eğitim bakanı değişti ve yeni gelen eğitim bakanı bir şeyler yapacağını söyledi ama hayal kırıklığına uğradık. Bilimsel eğitimden yana olduğunu düşündük ancak yine çocuklarımızı cemaatlere vakıflar bırakan bir sistemi ortaya koydu” dedi. Eğitim sisteminin günden güne gerilediğini söyleyen Eğitim İş Sendikası Samsun Şube Başkanı Rüstem Kara, eğitimdeki en büyük sıkıntının 2012 yılında Sıbyan Mekteplerinin devreye sokulması ile okul öncesinden başladığını söyledi.  Cumhuriyetin eğitim alanındaki kazanımlarının birer birer yok edildiğini, bunun da gelecek nesiller için büyük sıkıntılara yol açacağını kaydeden Kara, “4+6 yaş çocuklarına verilen eğitim Sıbyan Mektepleri’nde veriliyor. Çocuk hakları sözleşmesinde böyle bir hak yok” dedi.

 

 

Eğitime ayrılan payın yıldan yıla düştüğünü, okulda okuyanlara devletin bakmaması nedeniyle çocukların cemaatlere, tarikatlara emanet edildiğine dikkat çeken Eğitim-İş Samsun Şube Başkanı Rüstem Kara, “Eğitimdeki en önemli sıkıntı en başından yani okul öncesinden başlıyor. 2012 yılında 4+4 sistemi geldikten sonra Sıbyan Mektepleri devreye sokuluyor. 4+6 yaş çocuklarına verilen eğitim Sıbyan Mektepleri’nde veriliyor. Çocuk hakları sözleşmesinde böyle bir hak yok. İmam eşleri sertifika alarak öğretmenlik yapıyorlar. Sıbyan Mektepleri’nde başı açık hiçbir kadın öğretmen yok. Hatta başı açık öğretmen gelirse büyük tehlike olur deniyor. Toplumda ayrışma böyle başlıyor. Bu işleri devletin bir sistem üzerine inşa etmesi gerekirken cemaatler ya da belediyeler yapıyor” diye konuştu.

 

 

 Rüstem Kara açıklamasına şu sözlerle devam etti;

“Laik bilimsel eğitimin temeli herkes dinini özgürce yaşayın diye vardır. Devletin özgürlük diye başörtüsü serbestliğine itirazımız siz insanların başını kapatmak istiyorsunuz diyeydi. Hayat tarzıdır diye bakılmıyor. Modern dans, müzik ve sanata düşman bir eğitim politikası var. Yerel yönetimler bu konuda hakikaten çok önemli. O yüzden yerel yönetimlere sahip çıkmamız lazım. Kendi dünyalarına göre okullara yatırım yapıyorlar. Bir devlet okul ayırımı yapar mı? Ama bizim devlet maalesef yapıyor. O da çarpık eğitime yol açıyor. Herkes yeteneğine göre alınması lazım. Çocuklarımızın istediği nedir diye sormamız lazım. Ama adeta dayatma yapılıyor. Sonrada başarı bekleniyor. Hayat tarzı önümüze konuyor Bu kadar çeşitli eğitim kurumunun okul öncesinde faaliyet gösteriyor olması. Arkasında vakıflar (tarikat-cemaat) var. Gelişmiş ülkelerde 7 yaşında başlanır, bizde ise 6 yaşında başlıyor. Okul öncesi eğitimde her zaman ilk önemli konudur. Çocuklarımızı sağlıklı eğitim alması için okul öncesidir.  Gerçek eğitimi almadan başarılı olamayız. Müfredatın içi boşaltıldı. Ezberci eğitimle nereye kadar varılır.’’