Seksle ilgili çizgileri büken yeni kavram Akışkan cinsiyet

Kadın-erkek ayrımını kabul etmiyor, cinsiyetler arasında sörf yapıyorlar. Gender-fluid yani akışkan cinsiyetler. Şarkıcı Miley Cyrus'un “Kendimi erkek ya da kadın olmakla bağdaştıramıyorum, partnerimin de bağdaştırması gerekmez” cümlesiyle özetlediği yeni bir tavır. Cyrus dışında oyuncu Kristen Stewart ve Jaden Smith ile manken Cara Delevigne de kendini bu şekilde tanımlıyor. Onların yaşantıları ve sözleri, akışkan cinsiyeti yavaş yavaş normalleştiriyor.   

Akışkanlar, cinsiyetleri reddetmiyor ama büküyorlar. Bir gün kadın gibi giyiniyorlar, ertesi gün erkek gibi. Bir gün bir kadına, ertesi gün bir erkeğe aşık olabiliyorlar. Kendilerini bir gün erkek, ertesi gün kadın hissediyorlar. Ama asıl mesele şu: Bunu sorgulamıyorlar, sadece içlerinden geldiği gibi yaşıyorlar.

NE KADAR BOYA KALEMİ VARSA O KADAR İYİ

Akışkan cinsiyet, sadece bir insan özelliği değil, bir kavram olarak da ifade edilebilir. Cinsiyetler arasındaki keskin ayrımları ortadan kaldırıp, bu ikiliğe mecbur etmiyor. Biseksüellik gibi bir cinsel yönelim, bir beden meselesi değil bu. Kime ilgi duyduğunuzla değil, kim olduğunuzla ilgili.  

Miley Cyrus, Time dergisine verdiği röportajda “Ben sadece eşitim. Bunun benim bedenimin herhangi bir yeriyle ya da ne giydiğimle, nasıl göründüğümle ilgisi yok” demişti. Oyuncu Susan Sarandon da cinsel akışkan müzisyen oğlu Miles Robbins için “Elinde çizgilerin dışını boyayacak ne kadar çok renkli kalemin varsa o kadar heyecanlı oluyor” yorumunu yapmıştı.

Cinsel yönelim kavramını pek çok karakteriyle irdeleyen Orange Is The New Black dizisinin oyuncularından Ruby Rose da kendisini cinsel akışkan olarak tanımlayanlardan. “Kendimi bir cinsiyetle ifade etmiyorum. Bir erkek değilim ama öyle doğmuş olsam da bir kadın gibi de hissetmiyorum. Ortada bir yerdeyim, her iki cinsiyetin de iyi taraflarına sahibim." Cara Delevingne de cinsiyet anlamında kendisini tanımlamayanlardan: “Kadınlar bana ilham veriyor. Ama erotik rüyalarımda erkeklerle birlikteyim. Aşık olabileceğim bir erkek bulabilirsem onunla evlenip onun çocuklarını doğurabilirim de.”

SAYILARI GİDEREK ARTACAK 

Sexual Fluidity: Understanding Women's Love and Desire (Cinsel akışkanlık: Kadınların aşkını ve arzusunu anlamak) adında bir kitap yazan Lisa Diamond, “Zamanla kendini cinsel akışkan olarak tanımlayan daha çok insan olacak. Fakat bu artış daha fazla akışkan cinsiyetli insan olması anlamına gelmiyor. İnsanların deneyimlerini birbirinden ayırarak, tasvir edecek bir yol bulması anlamına geliyor” diyor. Diamond 159 kadın, 179 erkekle yapılmış bir araştırmadan da söz ediyor. Buna göre kendini lezbiyen olarak tanımlayan kadınların yüzde 35’i, gey olarak tanımlayan erkeklerin de yüzde 36’sı cinsiyet belirtmekten kaçınıyor.   

56 CİNSİYET SEÇENEĞİ 20’DEN ÇOK TERİM 

Bu tür kavramlar günlük hayatın içine gireli çok olmadı. Facebook, geçen yıl cinsiyet seçeneklerini 56’ya çıkarmıştı. İçlerinden biri de gender-fluid idi. Bu yılın mayıs ayında dictionary.com da yeni bir kelime olarak aldı, karşılığında, “toplumsal cinsiyet kimliği ya da ifadesi sabit olmayan, duruma ya da zamana göre değişen insan” yazıyordu. Vermont Üniversitesi de cinsiyetlerin arasına cinsiyetsiz seçeneğini ekledi. Ayrıca İngilizcede erkekler için kullanılan “he” ve kadınlar için kullanılan “she” zamirleri yerine cinsiyetsiz “they”i (onlar) önerdi. Akışkan cinsiyetliler de böyle hitap edilmek istiyor. 

Gender yani toplumsal cinsiyet kendi içinde 20’den fazla terimle ayrılıyor. Birkaç örnek verirsek, bir cinsiyeti olmayan ya da cinsiyet ifadesini tanımayan insan için agender deniyor. İki cinsiyete de sahip olan ya da iki cinsiyetin karışımına sahip insanları ise bigender sözcüğüyle tanımlıyoruz. Erkek ya da kadın gibi cinsiyet ayrımlarından kendini soyutlayan insanlar için kullanılan genel kavram ise genderqueer. 

BEDENİM SADECE BİR ARAÇ 

Miley Cyrus'ın arkadaşı olarak tanınan yazar Tyler Ford'un, 7 Ağustos'ta İngiliz gazetesi The Guardian'a “Cinsiyetsiz hayatım” başlığıyla yazdığı yazıdan:

Yaklaşık bir yıldır cinsiyetsiz bir kişiyim. Bu benim için, ikili cinsiyet tarafından sınırlanmadan özgürce var olmak anlamına geliyor. İstediğimi giyiyorum ve istediğimi yapıyorum çünkü kendimi cinsiyete bağlı aktiviteler, davranışlar ya da ifadelerle sınırlamam absürt. İnsanlar beni görünce anlam veremiyor çünkü özelliklerimin birbiriyle çeliştiğini hissediyorlar. Popomun kıvrımıyla sakalımın birlikte var olamayacağını sanıyorlar, kolayca kategorize edebilecekleri biri olmamı istiyorlar. Varlığım, önce cinsiyetle ilgili bildikleri her şeyi, sonra da kendileri hakkında bildiklerini sorgulamalarına neden oluyor. Bu da onları korkutuyor. Yabancılar bedenimin büyük bir sırrını ele vereceği ve hem kendim hem de cinsiyetim hakkında kaçınılmaz bir gerçeği ortaya çıkaracağı umuduyla hangi cinsel organa sahip olduğumu öğrenmeye çalışıyor. Öyle bir şey yok. Benim gerçeğim kelimelerimde. Bedenim sadece kendimi ifade etmeme fırsat veren bir araç.