Savcı yolsuzluktan süper devlet çıkardı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın da şüphelileri arasında yer aldığı 25 Aralık soruşturmasını yürüten polisler hakkında hazırlanan iddianamedeki ‘derin’ siyasi analizler dikkat çekti. 1453 sayfa olan iddianamede İstanbul’un fethinden Suriye’deki iç savaşa kadar tespitler yapılarak “Türkiye’nin süper güç olması engelleniyor” denildi.

Savcı yolsuzluktan süper devlet çıkardı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 03.10.2015 - 06:19

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın şüphelileri arasında yer aldığı 25 Aralık soruşturması hakkında takipsizlik kararı vererek soruşturmayı yürüten polisler hakkında iddianame hazırlayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İsmail Uçar, 1453 sayfalık iddianamesinde, İstanbul fethinden Suriye’deki iç savaşa kadar çok çeşitli konulara değindi. Uçar’ın iddianamesinde, “Türkiye’nin kendisinden önce gelenler gibi, bir süper devlet olmaması için her türlü çirkin girişim, entrika, terör, krizlerle engellenip duruyoruz” yorumunu yapması dikkat çekti.

Kurtuluş Savaşı

Uçar “1453 gibi sembolik bir sayfa sayısıyla” hazırladığı iddianamede, Anadolu’da yaşayıp da yeterince etkin ve öncü rol oynayamayan tek devletin Türkiye olduğunu kaydetti. Uçar, Türkiye’nin süper devlet olma durumunun engellenmesinin “Batılı ‘dostlarımız’ ve yerli işbirlikçileri” tarafından yaşatıldığını savunarak, “Cumhuriyet, sağlam temellerine rağmen ciddi tehditler altındadır. Şu an bir Kurtuluş Savaşı vermekteyiz. Büyük şairin tabiriyle ‘Allah bu millete bir daha böyle bir marş (İstiklâl Marşı) yazdırmasın” ifadelerini kullandı.

İddianamede, İstanbul fethine değinerek, “Dünya harikası İstanbul şehrinin Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilerek Osmanlı topraklarına kazandırılması ve Doğu Roma hâkimiyetine son verilmesi batı dünyasında, bir gün yeniden Doğu Roma’nın eski günlerine kavuşacağı ideasını canlı tutmuştur” ifadelerine yer verdi.

Gezi’ye destek...

Uçar, iddianamede Gezi Parkı Direnişi’nin Gülen cemaati tarafından desteklendiğini ifade ederek, “Amerika’daki örgüt lideri, masumane istekte bulunan eylemcileri kullanarak aralarına karışan marjinal grupların milyarlarca liralık kamu malını yakıp yıkmasını tasvip eder konuşma yapmıştır” dedi. Uçar, Gezi Parkı eylemleriyle aynı döneme denk gelen Brezilya’daki öğrencilerin yapılan zammı eleştirdiği protestoları kıyaslayarak, “Brezilya’da Sao Paulo valisi yapılan şiddetli eylemleri başlangıçta vandallık olarak niteledi. Türkiye’de ise Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olaylar için aynı şüpheyi açıkça dile getirdi” dedi.

Uçar, Gezi direnişi sırasında ilk olarak Gökçek tarafından ortaya atılan “Otpor” iddiasına da değinerek, “Halk ayaklanmalarından bahsetmişken Otopor isimli kuruluşun rolünden bahsetmeden geçmek olmazdı” dedi.

Zehirli ağacın meyvesi

Uçar iddianamenin, 25 Aralık soruşturması şüphelisiyken müşteki haline gelen Bilal Erdoğan ile ilgili kısmında ise dinlemelerle ilgili, “Başbakan ve bakanın iletişiminin tespitine dair karar alsalar dahi uygulama esnasında deşifre olmaktan korktukları için bu şekilde hâkim kararı olmaksızın dinleme işlemi yapmışlardır. Paralel yargıda bu tür uygulamalar sürekli görüldüğü için şüphelilere göre bu uygulama hukuka uygundur. Ancak hukuk devletinde yaptıkları bu eylem suçtur ve elde ettikleri delil zehirli ağacın meyvesidir” değerlendirmesini yaptı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler