Savcı şantaj yaptı

Donanma Komutanlığı’ndan istifa eden Oramiral Güner, kararından vazgeçmesi için kızı üzerinden gözdağı verildiğini söyledi. Güner, Başbakan’ın da istifadan vazgeçirmeye çalıştığını kaydetti.

Savcı şantaj yaptı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 07.11.2013 - 21:16

 Balyoz ve İzmir’deki casusluk davalarını gerekçe gösterip, Donanma Komutanlığı’ndan istifa eden Oramiral Nusret Güner, Başbakan’la Dolmabahçe’de yap tığı görüşmeyi açıkladı. Güner, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine “cemaat”i kaste derek yargıyı kontrol edemediğini belirttiğini ve hükümetle cemaat arasında çatışma yaratan Ha kan Fidan’ın ifadesinin alınması olayını anımsa tarak, “MİT Müsteşarı da zor durumda görü yorsun. Yargıyı görüyorsun” dediğini belirtti. Güner, savcının da kendisine şantaj yaptığını açık ladı ve “Bana şu mesajı veriyorlar; ‘Ey Nus ret Güner, sen istifanı madem geri almadın. Biz de sana bunu yaparız.’ Bu, bu kadar açık” dedi. Balyoz ve İzmir’deki casusluk davalarında yargı lananlar için “pırıl pırıl insanlar” diyen Güner’in açıklamalarının satırbaşları şöyle: Özel’in demek ki sözü dinlenmiyor Başba kan, Cumhurbaşkanı “Necdet Özel arkadaşlarını savunuyor bize” diyor. Ben çok üzüldüm, Genel kurmay Başkanı için. Sözü dinlenmiyor demek ki. Arkadaşlarını savunacak argumanları söylüyor. Ama takmıyorlar... Genelkurmay Başkanı tüm personeli ne olduğu gibi, Deniz Kuvvetleri personeline de sa hip çıkmalı. Çıkmadığına göre demek ki onların suç lu olduğuna inanıyor. Genelkurmay Başkanı perso neline sahip çıkacağına yukarıya sahip çıkıyor. Ge nelkurmay Başkanı ben kamu görevlisiyim diyor. Komutanlar, gerektiğinde “ölmeyi emreder”ler. Ben de teklif ediyorum: TSK’de “komutan” keli mesini kaldırsınlar artık. Emniyet teşkilatında oldu ğu gibi, birbirlerine “amirim” desinler. Genelkurmay çok hata yaptı: Genelkurmay çok hatalar yaptı. Silahlı Kuvvetler hakkında birçok aşağılayıcı şeyler söyleniyor, ama Genelkurmay su suyor. Adamın gözünü bağla, kapat. Sonra geç boks yaptır. Genelkurmay Başkanı, Başbakan’a anlatma lıydı. Şimdi gazeteler sürekli yazıyor, 1 Mayıs katli amını askerler yapmıştır, 12 Eylül ortamını askerler hazırlamıştır, cami bombalayacaklarmış vb. O zaman gideceksin Başbakan’a diyeceksin ki, “Başbakanım bu olmaz, asker cami bombalamaz.” Başbakan da susuyorsa, şüpheleneceksin artık, demek ki sana gü venmiyor. Sen izah etmezsen insanlara, ırım kırım edersen adamların amacına hizmet etmiş olursun.

Vazgeçmek için ne istersin?

Ankara’ya çağırdılar. Deniz Kuvvetle ri Komutanı çağırdı. Genelkurmay Baş kanı çağırdı. Beni istifadan vazgeçir meye çalıştılar. Orada onlara da söyle dim. Beni istifadan vazgeçirmeye ça lışmanız benim ela gözüme âşık olmanızdan değil, hükümeti düşündüğünüz den benim istifa etmemi istemiyorsu nuz. Açık açık söyledim bunları. Bana dediler ki, bizden ne istiyorsun dilek çeni geri almak için. Bunu bana Kuvvet Komutanı söylüyor, ama eminim ki da ha yukarılardan soruyorlar. “İstifadan vazgeçmek için ne istersin” diyorlar. Çünkü bu; hükümet içinde ve özellikle TSK’nin içinde çatlak gibi düşünülüyor. Bütün yargılananlar tutuksuz yargıla nacak diyeceksiniz. Hayır. Hepsini af edeceğiz, af çıkaracağız diyeceksiniz. Hayır. Bir tek şey diyeceksiniz: Biz ha ta yapmışız. Bütün davalar düşecek.

Dolmabahçe’de 55 dakika

Başbakan benimle görüşmek istemiş. Dolmabahçe’ye çağrıldım. 25 veya 26 Ocak. İstifamı verişimden bir kaç gün sonra. Giyindim resmi elbi selerimi. O sırada biri telefon etti, ismi lazım değil “Aman efendim sivil el bise ile gidin, basın sizi görmesin” dedi. Kimi kimden gizliyorsunuz. Ney se sivil gittim. Başbakan ile 55 dakika görüştük. Başbakan’a orada her şeyi anlattım. Şimdi “Siz bana istifanı ge ri al diyorsunuz, bu bana ‘tetiği çek’ anlamına gelir” dedim. “Ama bu in sanların başına gelenleri düzel tin, ben köşemden sizin sağlığını za dua edeyim” dedim. Başbakan iyi niyetle beni istifadan vazgeçirmek is tedi. “MİT Müsteşarı da zor durum da görüyorsun” dedi. “Yargıyı gö rüyorsun vb.” dedi.

 

Bizi geri zekâlı mı  zannediyorlar?

İzmir’deki askeri casusluk iddiana mesinde beni mağdur olarak yazmışlar. Güya kızımın odasına gizli kamera koymuşlar, aslında telefonunuzu dinledik diyemiyorlar. İddianameye öy le yazmışlar ya. Söyledikleri gerçek de olsa, hiç önemli değil. Bana şantaj ya pamazlar. Bana esas şantajı kim yap tı biliyor musunuz? Bana şantajı savcı yaptı. Bak elime böyle bir kaset var diyeceklerdi. Dediklerimizi yap, yok sa kaseti ortaya çıkartırız diyeceklerdi. İddianameyi hazırlayan savcı ahlak sız ifizdadelerin yanına kızımın adını açık açık yazdı. Kızım 14 yaşında, o tarih te. Açık açık yazıyorsun. Şimdi burada şantajı kim yapmış oluyor? Bunlar biz leri geri zekâlı mı zannediyorlar!

Çıldırdım, dişlerimi sıktım...

YAŞ cuma günü geç saatte bit ti. Pazartesi sabahı da gemilerimiz le seyre çıktım. Bir de öğreniyorum ki, 16 yaşındaki kızımı savcılığa ça ğırıyorlar. Neymiş, mağdurmuş. Çıl dırdım. Bana şu mesajı veriyorlar; “Ey Nusret Güner, sen istifanı ma dem geri almadın. Biz de sana bu nu yaparız.” Çıldırdım, ama kendi me hâkim oldum. Dişlerimi sıktım. Ankara’dan telefonlar geldi. “Benim kızım gidecek savcılığa” dedim. Kı zımın odasına güya kamera koymuş lar. Görüntüler vb. Bir de benim tüm faaliyetlerimi rapor etmişler. Güya be nim astsubaylarım yapmış bunları. Kuvvet Komutanı’na dedim ki, “Kızı ma bir şey olursa dağıtırım ortalığı. Kendi hesabımı kendim görürüm.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon