Savcı Öz’ü Vurdular-Bir Kontrgerilla Cinayeti kitabı yayında

24 Mart 1978 tarihinde aracının içinde kurşunlanarak öldürülen Ankara Cumhuriyet Savcısı Doğan Öz'ü anlattığı kitabı “Savcı Doğan Öz’ü Vurdular-Bir Kontrgerilla Cinayeti”ni kitabın yazarı gazeteci Berivan Tapan ile konuştuk.

Savcı Öz’ü Vurdular-Bir Kontrgerilla Cinayeti kitabı yayında
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 27.01.2021 - 06:00

Öğrencilere yönelik saldırılar, “karanlık” cinayetler, ve cinayetlere adı karışan ülkücülere gereken cezaları istediği için MHP’lilerin hedefi haline gelen Ankara Cumhuriyet Savcısı Doğan Öz, 24 Mart 1978 tarihinde aracının içinde kurşunlanarak öldürüldü.

Gazeteci Berivan Tapan ile ülkenin ilk öldürülen savcısını anlattığı, “Savcı Doğan Öz’ü Vurdular-Bir Kontrgerilla Cinayeti” kitabını konuştuk.

- Savcı Öz’ü ölüme götüren süreç nasıl işledi?

O dönem sağcı ve solcu öğrenciler arasında çok sayıda çatışma yaşandı. Bu olayların dosyaları da Doğan Öz’e geldi. Birçok savcı hedef haline gelmemek için bu davalardan bir şekilde kaçmanın yolunu bulurken, Doğan Öz cesaretle üzerine gitti. Cinayetlere adı karışan ülkücülere gereken cezaları istediği için MHP’lilerin hedefi haline geldi. Ülkücülerin katlettiği devrimci öğrenci Levent Özyörük ise baktığı son dosya oldu. Doğan Öz, saldırganların kaçtığı ve ülkücülerin hâkim olduğu yurtta arama yapıp, cinayet silahını bulunca MHP milletvekili İhsan Kabadayı Meclis kürsüsünden tehditler savurdu. Doğan Öz, çok sayıda tehdit alan biri ama ilk kez meclis kürsüsünden bir milletvekili tarafından açık bir şekilde hedef gösterildi. Bu da saldırganların açık hedefi haline gelmesine neden oldu.

- Doğan Öz’ün hazırladığı “Kontrgerilla Raporu” dikkate alınıp, işleme konulsaydı?

Belki de 12 Eylül yaşanmayacaktı. Çünkü 12 Eylül’ün en büyük gerekçesi siyasi cinayetler ve katliamlardı. Halka ancak yeni bir yönetimle bu olayların önünün alınabileceği algısı yaratıldı. Oysa yapılması gereken derin devlet yapısıyla hesaplaşmaktı. Bugünden bakınca rapor ciddiye alınsaydı Uğur Mumcu da Hrant Dink de aramızda olacaktı.

- Davanın en önemli tanığı belki de kapıcı Hayati Erdoğan. Mahkeme de mesleğinden dolayı Erdoğan’ın ifadelerinin güvenilir olup olmadığını sorguluyor. Bu açıdan da dava ilginçleşiyor...

Evet, Doğan Öz cinayetinin nasıl gerçekleştiğini en iyi gören iki tanık var. Biri kapıcı Hayati Erdoğan, diğeri de ODTÜ’den Doç. Dr. Ziya Aktaş. Hayati Erdoğan, katil zanlısı İbrahim Çiftçi’yi hem Emniyet’te hem de duruşmalarda teşhis etmiş, Ziya Aktaş ise edememişti. Tapan, Doç. Dr. Ziya Aktaş’ın, Çiftçi’yi “teşhis edememesi” ile ilgili şunları dile getiriyor: “Cinayeti en iyi gören Ziya Aktaş; ‘Gözlüğümü takmamışım’ diyebiliyor mahkemede. Eşi de aynı şekilde çelişkili ifadeler veriyor. Aktaş ve eşi, dava sürerken apar topar burslu bir şekilde Amerika’ya gönderildi. Aktaş daha sonra Ecevit’in bakanlarından biri oldu. Çok tanıklı bir dava ama insanlar ifade vermeye korkuyor. Hayati Erdoğan da çok sayıda tehdit alıyor. Ama geri adım atmıyor. 170 kişi gösteriliyor, teşhis için ilden ile götürülüyor. Hayati Erdoğan, ‘Katili gördüm. Ancak ikizi varsa yanılabilirim’ diyor, o kadar emin yani. Ama Aktaş, ‘Çoluğum çocuğum var, beni azad edin’ diyor.” Buna karşın, Askeri Yargıtay, verilen idam kararını şu gerekçeyle bozuyor: “ODTÜ öğretim üyesi olan kültürlü bir tanık (Ziya Aktaş) sanığı teşhis edemezken bir kapıcının teşhis etmesi manidardır.” Mahkemenin, tanıkların mesleklerine göre aldığı bu tavır, o gün için de bugün için de kabul edilemez.

YENİ DAVA BAŞLATILMADI

- Dava hangi aşamada?

Dava şu anda durmuş vaziyette. Herhangi bir ilerleme sağlanamıyor. Davanın yeniden ele alınması talebiyle Öz ailesi tarafından dilekçe verildi, ancak ne kabulü ne de reddi yönünde hiçbir yanıt verilmedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler