Sahne artık yeni nesil stand-up’çıların

İstanbul’da samimiyetiyle ruhunuzu oyacak, aynı anda da gülmekten gözünüzden yaş getirecek bir komedyen kuşağı sahneyi devraldı.

Sahne artık yeni nesil stand-up’çıların
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 04.05.2015 - 12:44

Stand-up Türkiye’de çok takip edilen bir performans dalı değil. Hatta şu anda pek çoğunuzun “Ülkede Cem Yılmaz’dan başka stand-up yapan var mı yahu?” diye düşündüğünü tahmin ediyorum. Cevabımız ise “Evet, hem de nasıl!” Ve dahası, özellikle İstanbul’da yepyeni, heyecan verici bir stand-up kültürü yeşermeye başladı. 

Konuya toz ve gaz safhasından girersek, genellikle ‘kırmızı-bordo renklerde, kadife bir perde önünde boş beleş bekleyen çaresiz mikrofon’ ile görselleştirilen performans sanatına stand-up deniyor. Sahnedekinin seyirciyi gülümsetebilmek için canından can verdiği bu doğa olayını çok uygun ücretler karşılığı çeşitli mekanlarda takip etmeniz mümkün. Ben müsaadenizle, öncelikle kısaca şahsi stand-up maceramdan bahsedeceğim.

 

KULÜPTE, BARDA SİMİT SARAYINDA

Maceram keşke 6 yaşında annemin saç fırçası ile ayna önünde, yahut 12 yaşında bir okul müsameresinde başlasaydı. Lakin 31 yaşında, Tophane eteklerinde, blogger’ların takılması maksadıyla açılmış bir kafede başlayabildi. O zaman dört kişiydik. Kısmet Şov olarak tesis ayırt etmiyor; bize mikrofonunu açan kulüp, bar, kafe, simit sarayı, özetle nereyi bulursak sahneye çıkıyorduk. Çünkü ülkemizde henüz dünyadaki gibi insanların çıkıp kendilerini geliştirebilecekleri açık mikrofon sahneleri yoktu. 

Aradan yıllar, kimi iyi, kimi süper ve kimi de facia şovlar geçti. Başlangıçtaki Kısmet Şov’u oluşturan dört kişiden ikisi kaçıp kendini kurtardı; biri oyuncu, diğeri yönetmen oldular (Ozan Özcan - Ali Yorgancıoğlu). Kısmet Şov üçüncü sezonuna girer ve İzmir, Ankara, Eskişehir gibi şehirlerin mizah festivallerine konuk olurken (Eyy üniversiteli bireyler, festivallerinize stand-upçı çağırabileceğinizi biliyor muydunuz? Biliniz) çoktan kardeşi ve rakibi Açık Mikrofon kurulmuş, BKM mutfak sahnesinde çıkmaya başlamıştı. 

 

YENİ YETENEKLERE AÇIK MİKROFON 

Açıkçası ben özellikle üç silahşörlerden üçüne de benzeyen kıvırcık saçlı genci (Murat Gençoğlu) ciddiye almakta uzun süre zorlandım. Fakat çocuklar ne yapıp ettiler, gerçekten kendini denemek isteyen insanların sahneye çıkıp komiklik yapabildiği ve seyircinin gönlünce yeni performansçıları izlediği ortam yaratmayı başardılar. Açık Mikrofon’un düzenli kadrosunda Türkiye’nin farklı taraflarını, doğu ve batısını, bunlar kaynaşırken ortaya çıkan şaşkınlığı, kendilerini üzen/çıldırtan olayları, fakirliği ve bazen kötü talihi anlatan taze yetenekler var. Uykusuz’dan da tanıdığımız Alpay Erdem bazen misafir olarak oluyor. 

Sunucu Ruşen Tuzcu’nun sahneye her çıkanı kucaklayıp havada iki tur döndürdüğü Komikrofon ise gerçekten şimdiye kadar gördüğüm en sıcak, seyirciyi bünyesine en rahat katıp ruhunda, potasında eriten stand-up kolektifi. 

 

ŞAKALARA GÜLEN BİRİLERİ GEREKİYOR

Demem o ki, şu an sadece İstanbul’da yeni parlamaya başlayan, samimiyeti ruhunuzu oyup, şakaları gözlerinizden yaş getirecek 20-30 yeni performansçımız var. Mesela beni en çok güldürenlerden biri Barış Balkır… Ayda bir Kadıköy Kılçık’ta tek tabanca şovu var ve azıcık boydan kısa olmasını altı sayfa şakaya dönüştürmüş biri. Bazen müthiş dolmuşçu mimikleriyle Komikrofon’da da görülüyor. Ya da Yavuz Günal… Gariban bir tasarımcı ve ajans çalışanı olduğundan tek kişilik şovları çok sık değil. Yavuz Diye Bir Çocuk adlı gösterisine denk gelirseniz sakın kaçırmayın. İnanılmaz peygamber taklitleri var, Allah affetsin. 

Ne yapıp edin, bahsettiğim komedyenleri eşinizle dostunuzla canlı izleyin. Çünkü takdir edersiniz karşıda gülen biri olmayınca, komik olmak kolay değil.  

Rakı sofrasında kendini geliştirdi

Murat Gençoğlu (@acikmike)

  • Komedyenlik dışında işsizliğe kılıf olsun diye sinema-televizyon bölümünde yüksek lisans yapıyor.
  • Stand-up yapmanın özgüvenine hem pozitif ve hem de negatif etkisi olduğunu düşünüyor: “Şakalarıma gülünmesi özgüven sağlarken, ‘Ben komik miyim?’ endişesi özgüveni baltalıyor.”
  • Açık Mikrofon hikayesi Murat’ın şakalarını deneyecek yer bulamamasıyla başlamış (Bir süre Kısmet Şov’da çıkmaya çalıştıysa da, dediğine göre ben müsaade etmemişim). Bunun üzerine, kimi deneyimli komedyenlerden önce sahneyi ısıtmak amaçlı, arkadaşların rakı sofrasında, hatta bir illüzyonist gösterisinde sahneye çıkarak kendini geliştirmeye çalışmış. Lakin nereye kadar? O da etrafında ‘Gelirim mutlaka’ diyen arkadaşlarına güvenerek bir açık mikrofon gecesi düzenlemeye karar vermiş. Gelirim diyenlerin hepsi yan çizmiş ama yedi komedyen adayı ile tanışmış o gece Murat. İşte o ekiple bir yıldır Açık Mikrofon’u düzenliyorlar.
  • Her hafta sekiz komedyen 10'ar dakika sahneye çıkıyor. 5-6 tanesi neredeyse sabit. Şovun kalitesi için amatör sayısını dengeliyorlar. Yine de Açık Mikrofon isminin hakkını vermek için sahneyi hâlâ daha önce çıkmamış insanlarla paylaşmaya özen gösteriyorlar.
  • Açık Mikrofon'a gitmeliyiz çünkü konsere gitmekten daha ucuz ve daha pratik. Kahkaha garantisi de cabası.
  • Yenilerden tercihi Doğu Demirkol, Tuna Kalınsaz, Yavuz Günal.

 

Sahnede enerji konusunda artık daha tutumluyum

Ece Ercan (@EceErcanSahnede)

  •  Onu Yalan Dünya’dan tanıyor olabilirsiniz. Oyuncu, aynı zamanda senaryo da yazıyor. Stand-up onu eskisinden daha çok düşünen, esprilerini Twitter’dan paylaşmak yerine sahneye saklamayı seçen biri yapmış. Artık şaka ve enerji konusunda çok daha tutumlu.
  • Stand-up’çılar arasında Anadolu’da turneye çıkan nadir isimlerden. Hatta kadınlar arasında tek. Anadolu izleyicisinin İstanbul’dan çok daha ilgili olduğunu düşünüyor. “İstanbul’da alternatif çok fazla; yarın giderim, öteki hafta giderim diyen çok. Oysa Anadolu’nun herhangi bir şehrinde hem katılım hem de seyircinin ilgisi çok yoğun” diyor.
  • En sevdiği komedyen George Carlin.
  •  Sahnede kadın olmanın en zor tarafının; insanların kafasındaki ‘Kadın komik olur mu?’ önyargısı olduğuna inanıyor.
  • Türkiye’de stand-up’ın önünü açmak için önerileri: Yeni komedi kulüpleri, yeteneklilerin desteklenmesi, bilginin aktarılması. Stand-up teknik bir iş ve onu, aklına her komik hikaye gelenin bu işi yapabileceği yanılgısından kurtarmak gerekiyor. Çünkü bu iş yazarlık, oyunculuk ve güçlü mizah duygusu gerektiriyor.

 

 

Piyangodan iyi bir espri çıksın

Deniz Alnıtemiz (@temizbey)

  • Deniz komedyenlik dışında yazıyor. Yeni projesi ise internetten canlı yayınlanacak bir program (Deniz ketum biri olduğundan programın adı onda saklı. Ama ben kendisinin Youtube kanalına bakmanızı şiddetle önereceğim. En azından TEDxReset 2013 şovu mutlaka izlenmeli).
  • Şimdiye dek 200'ü aşkın defa sahneye çıkmış. Tek başına gösterilerini BKM Mutfak ve Moda Sahnesi’nde izlemek mümkün.
  • Stand-up yapmak isteyenlere, mümkün olan her fırsatta sahneye çıkmayı ve bu konuda ısrarcı olmayı öneriyor.
  • Yeni stand-up'çılardan bu adam olur dedikleri: Murat Gençoğlu, Mustafa Gürbüz, Doğu Demirkol, Yusuf Altıntaş, Buse Sinem İrem ve İrem İncegül.
  • En sevdiği komedyenler: Patrice O'Neal, Jerry Seinfeld, George Carlin, Louis C.K., Chris Rock.
  • İyi 10 şaka bulmak mı, piyangodan 10 bin lira çıkması mı? Piyangodan iyi bir şaka çıkması ve 10 lira bulmak.
  • Türkiye'de stand-up kültürünün yavaş da olsa geliştiğine inanan umutlulardan. “Herkes üzerine düşeni yapar ve lafını sakınmazsa, çok güzel yerlere gelebiliriz” diyor.

 

Aile büyükleri edepsiz hikaye istedi

Ege Kayacan (@egekayacan)

  • Komedyenlik dışında 20 yıldır radyoculuk yapıyor. Sevilen radyo programı Modern Sabahlar tam gaz devam. Radyocu arkadaşıyla ortak bir barı da var.
  • Aile büyüklerinin şovlara gelmesi mizahçılar için kabus sayılır. Zira çok güldüren hikayeler, mutlaka aileden gizlenecek ayrıntılar barındırır. Ege’ninse bir keresinde gösterisini izleyemeye gelen aile büyüklerinden “Şunu da anlat bir dahaki sefere!” diye edepsiz hikaye isteği gelmiş. Demek ki bu ışık aileden…
  • Hayalet Dayı filminde üçkağıtçı bir mahalle esnafını canlandırıyor. Radyoda ve stand-up sahnesinde ise dinleyici / izleyicinin samimiyet aradığını, sahteliği hemen sezdiklerini düşünüyor. Bazı hikayeleri biraz abartmak dışında palavradan uzak duruyor.
  • Yeni stand-up’çılardan tercihi, farklı bir tarzı sebebiyle Mesut Süre. Yabancılardan ise Louis C.K. ve Bill Burr.
  • Türkiye’de stand-up’ın gelişmesi için “Daha çok mekan ve mekanların yeniliğe açık olması gerek” diyor.
  • Sahnede henüz 100 saat geçirmemiş ama dört damacana ter dökmüşlüğü var.
  • Komedyenlerin mizah yoluyla içlerini döktüğü hikayeleri seviyor. Beyin ameliyatı hikayesi mutlaka dinlenmeli. Ege o ameliyattan sağlam mı çıkmış, yoksa operasyon esnasında bazı parçalar artmış mı, siz canlı izleyip karar verirsiniz artık…

Kötü şakaları zihinden silme gücü olsa keşke

Aslı Akbay, Ruşen Tuzcu (Komikrofon) 

  • Komikrofon Aralık 2014’te Kadıköy’deki Old City Comedy Club’da başlamış. Ruşen ile Aslı’nın ortak projesi. Londra’da izledikleri açık mikrofonlardan esinlenerek, katılımcılara 5 dakika süre verilen bir format oturtmuşlar. İlk defa sahneye çıkanlar için daha kolay ve izleyiciler için daha eğlenceli, daha yüksek tempolu bir şov haline gelmiş.
  • Seyirciyle kurdukları sıcak iletişimi, kendilerini ciddiye almamalarına ve Ruşen’in seyirciyle iletişime geçen, onları da gösterinin bir parçası haline getiren sunuculuğuna bağlıyorlar.
  • Aslı stand-up’ın yerinin televizyon değil, canlı sahne olduğunu düşünüyor: “İşte bu yüzden ülkenin her şehrinde yapılacak komedi festivallerine ihtiyaç var.” 
  • En sevdiği komedyenler Bill Hicks, Jerry Seinfeld ve Vedat Özdemiroğlu. Yenilerden ise Deniz Alnıtemiz ve benim adımı verdi. ARO Aslıcım. 
  • Sahnede sahip olmak istediği süper güç: Çok komik bulunmayan bir şey anlattığında hafızasının o şakayı otomatik olarak silmesi, bir daha zinhar aklına getirmemesi.

Dünyadan efsanevi isimler

 

Louis C.K: Dünyada ilk kez kendi web sitesinden seyircisine şovlarını tanesi 1 dolardan indirterek zengin olmuş performansçı unvanını taşıyor. Yazıp yönetip başrolünde oynadığı Louie dizisi şu an beşinci sezonunda. David Letterman ve Conan O’Brien şovlarında yazarlık yapmış bir isim. Canlı şovlarından özellikle Shameless ve Oh My God’ı izleyin.

George Carlin: 2008’de hayata veda eden stand-up dedesi George Carlin tam 40 yıl sahnede kalmış. Çok politik şakalarını şiirsel bir akıcılıkla, sözel bir şelale gibi akıtan bir performansçı. Din, politika, dünyanın gidişatı konusunda acımasız eleştirilere kapınız açıksa Carlin vazgeçemeyeceğiniz bir isim.

Sarah Silverman: Irkçılık, din ve cinsiyet konularında uçlarda şaka sevenlerin tercihi Silverman, aynı zamanda şarkıcı. İlk dikkat çektiği gösterisi Jesus is Magic’ten sonra Emmy ödüllü kendi şovunu yaptı. Onlarca filmde oynadı. HBO yapımı We Are Miracles şovu mutlaka izlenmeli.

Bill Hicks: 32 yaşında pankreas kanserinden kaybettiğimiz performansçı, korkunç kara mizahı ile dünyanın en önemli komedyenlerinden biri kabul ediliyor. Hayattayken de pek çok kez sansürlekarşılaşan Hicks’in sahnede anlatmış olduklarını buraya yazamıyorum, gazete kapanır.

Amy Schumer: Comedy Central’ın en geç yeteneklerinden. ‘Kız muhabbeti’ olarak bildiğimiz mizahı en mahrem ayrıntılarıyla, en uçlarda anlatıyor. Bel altından vurduğu pek çok şakayı "modern kadının hayatta çektiği sıkıntılar" başlığında toplayan Schumer’ın ilk filmi Trainwreck, eylülde vizyona girecek.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler