Sabrın sonu Abdullah Avcı!

İlk 6 maçta sadece 5 puan alınca tartışılmaya başlanmış, hatta yönetim değişikliği sonrası koltuğunu Sergen Yalçın'a bırakacağı söylenmişti. Küme düşme hattına çakılıp kalmak bir yana, yeni transferlerin uyum sorunu, sakatlar her şey kötü gidiyordu.

Sonra bir şeyler oldu. Beşiktaş yükselişe geçti. ilk 6 maçtaki karanlık tablo, sonraki 7 maçta aydınlanacak, 6 galibiyet ve 1 beraberlikle toplanan 19 puan hem Siyah-Beyazlıların hem de tartışılan teknik direktör Abdullah Avcı'nın önünü açacaktı. Hele lig üçüncülüğü ile taçlanan Kayserispor galibiyeti gerçek bir kırılma noktasıydı.

Peki ne değişmişti Beşiktaş'ta. Ligin ilk 6 haftasındaki kaotik görüntüden, -üstelik aynı oyuncularla- nasıl şimdiki performansına ulaşmıştı Siyah-Beyazlılar?

Abdullah Avcı bu konuda konuşmak istemiyor doğal olarak. "Çok çalıştık, çalışacağız da, ihtiyacımız olan şey zaman" dese de Avcı'ya yakın çevreler, takım içindeki sıkıntıların aşılmasıyla bugünlere gelindiğine dikkat çekiyor.

Örneğin, Abdullah Avcı, tıpkı Şenol Güneş gibi, Burak Yılmaz'ı kazanmak ve deneyimli golcüyü takımın 'lideri' yapmakla başlamış işe. Ardından, yaşları ilerleyen iki bek Gökhan ve Caner'i kazanmış. Takımdan kopma noktasına gelen Oğuzhan'la özel hayatına dikkat etmeyen Ljajic'i de bir türlü 'saha içine' çekmiş. Yeni gelen isimler de istenileni vermeye başlayınca Beşiktaş yükselişe geçmiş.

Elbette bu işler bir iki cümleye sığacak denli basit değil.

Çünkü Abdullah Avcı'ya göre başarının sırrı, belli bir plan ve proje dahilinde gidip, "çok çalışmak" çoğu kez futbolcularına örnek olmak için Ümraniye Tesisleri'nde sabahlamış Avcı.

Peki, seri galibiyetler sonrası Beşiktaş'ın bundan sonraki hedefi ne?

Öncelikle Dolmabahçe'nin, "Avcı" sesleriyle inlemesi onun için özel. Çünkü Abdullah Avcı'nın Beşiktaş'la özdeşleştiğinin belgelendiği an olarak kayda geçmiş o dakikalar. Hedef ise belli. Beşiktaş'ın 'tek amacı' olduğuna dikkat çekiyor. Tıpkı 7 puana geçilen ilk 6 haftada söylediği gibi: "Her başlangıç zordur. İlk 5-6 maç kötü gidince antrenörlüğüm dahil, futbolcuların kaliteleri bile tartışıldı. Ama bunun doğru olmadığını ben de takımım da biliyorduk. Hep bir plan içinde gittik. Oyunu daha iyi hale nasıl getireceğimizi düşündük ve hala düşünüyoruz. Teknik ekibime teşekkür ediyorum, en dalgalı dönemde yanımda durdular. İlk 5 haftada kötü sonuçlar alınırken, yenilgiler sonrasında bile  'Beşiktaş şampiyonluğa oynayacak' demiştim. Şimdi bir ivme yakaladık. Ve bu ivmeyi devre arasına nasıl götüreceğimizin planlamasını yapıyoruz? Sonrasında devre arası ve ikinci yarı. Hepsinin planlaması hazır. Çünkü kimsenin elinde sihirli değnek yok."