Saadet öğretmenin tek derdi çocuklar

İzmir’in Menderes ilçesinde, 6 kız öğrenciye cinsel istismarda bulunan okul müdürünün yargılanması için verdiği mücadeleyle dünyaya örnek olan, Uluslararası Kadınlar Cesaret Ödülü sahibi Saadet Özkan’a, dün, Türk Hukukçu Kadınlar Derneği de plaket verdi. Dernek Başkanı Süreyya Turan, Saadet Öğretmen’e, “Güçlü kadınlar dünyayı güzelleştirir. İlham verdiğiniz için teşekkürler” diye seslendi. Özkan, plaket takdiminin ardından gazetemizin sorularını yanıtladı. İnsanlara hikayesini anlatmayı istediğini söyleyen Özkan, “Ulusal çocuk ittifakını kurmak isiyorum. Türkiye’deki çocukların güvende olmasını istiyorum” diyor.

Cesaret ödülünün sizin için anlamı ne?

Bu soruda biraz duygulanıyorum. Çünkü kendi ülkemde hiçbir siyasi parti verdiğim mücadeleyi görmedi ama toplumun her yerinden öğretmenler, öğrenciler mesaj gönderdi. Amerika’dan beni bulduklarında ise şöyle düşündüm: “Amerika gördü; Türkiye görmedi”. En özel kısmı da ülkemdeki çocukların sesinin duyulması oldu. Biz aslında konuşulabilecek bir durum olduğunda susulmaması gerektiğini öğrettik. Ben artık kişisel gelişim uzmanıym, danışmanlık yapıyorum. Hayatımı bu şekilde sürdürüyorum. Ödül almak değil, insanlara mücadelemi anlatmak ve insanları eğitmek istiyorum. Çocuklara nasıl davranmamız gerektiğini, öğretmenlik mesleğini ve burada değişimi nasıl sağlayacağımızı konuşmak istiyorum. Çünkü gençlerde umut var. Onlara çok inanıyorum. 25 mayıs günü İzmir 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 13.45’te görülecek olan duruşmama gençleri bekliyorum. Onlara çok ihtyacım var.

Kadınlar neden cesur olmalı?

Kadınlar olarak korkularımıza hakim olmalı ve kaybetmekten korkmadan mücadele etmeliyiz. Biz kadınlar en güçlü varlıklarız. Cesaret korkunun kaybolması değil ona hakim olmaktır. Bu yüzden korkunun içine cesareti ve eğitimi eklemeliyiz. Eğitildikçe kaygılarımız ve korkularımız azalır, daha doğru bir hayat kurarız. Benim değerlerimin içinde de cesaret, inanç ve merhamet var ve mücadelemde hibçir tehdit beni yıldıramaz.

Şimdiki hayalinizi söyler misiniz?

Bir sivil toplum örgütü kurmak istiyorum. Milyonlarca üyesi olan... Mahkeme salonlarında çocuklara sahip çıkmaya gidelim. Evlerde, okullarda onlara rehabilitasyon hizmeti sunalım. Çocukları sanatla, müzikle, resimle yoğurarak öğretelim. Ancak eğitimle çocuklara ve kadınlara dokunabiliriz. İkinci hayalim ise Türkiye’nin bu konuda en iyi kişisel gelişim uzmanı olmak.

Ailelere ne söylemek istersiniz?

Aileler susmamalı. Çocuklarıyla zaman geçirmeliler. Çocuklarını anlasınlar, izlesinler ve şunu desinler. ‘Ne olursa olsun ben yanındayım.’ Vücudunu sev, tanı ve koru. Kötü bir dokunma hissedersen ‘Hayır’ de ve bize ihbar et. Eğer bir suçluyu biz adelete teslim etmezsek o kişi başkalarına da zarar verir. Böyle vakalar çok fazla. Biz toplum olarak susup örtbas etmemeliyiz.

Ülkemizde cinsel istismar olayları neden artıyor?

Ülkemizde cinsel istismarın şuan bu kadar patlamasının sebebi aslında çocukların konuşmaya başlaması. Çocuklar artık şöyle diyor; bizim çığlığımızı duyun. Bir şekilde internetten, sosyal medyadan bir şeyler görüyorlar ve kendilerine yapılanın yanlış olduğunu anlayıp bu çığlıkları duyurmaya çalışıyorlar. Ancak eğitim sistemimizin içinde çocukları bilgilendiren hiçbir şey yok. Öğretmenler bu konuda eğitim almalı ve artık ‘sus kültürü’nü kaldırmalıyız. Bu anlamda eğitim politikalarının çok acilen gözden geçirilerek gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiğini düşünüyorum.