RTÜK ile YSK arasında skandal: Belgeler buhar oldu

RTÜK’ün ilgili birimlerinden YSK kararlarını isteyen üyelere raporların gelmediği yanıtı verilince iki üye YSK Başkanı Sadi Güven’i ziyaret ederek durumu dile getirdi. Güven “Biz ciddi bir kurumuz, kararları gönderdik” sözüne karşın üyeler kararlara ulaşamadı.

YSK, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) ile özel radyo ve televizyon kuruluşlarının seçim döneminde uyacakları yayın ilkelerini, 21 Aralık 2013 tarihli 592 sayılı kararı ve 22 Aralık 2013 tarihli 605 sayılı kararlarıyla belirlemiş ve duyurmuştu. Bu çerçevede seçim döneminde ülke çapında yayın yapan radyo ve televizyon kuruluşlarının yayınları RTÜK tarafından denetlenmişti. YSK’nin belirlediği esasları ihlal eden yayınlarla ilgili uzman raporları hazırlanmıştı.

1 Ocak-30 Mart tarihlerini kapsayan mahalli idareler seçim dönemi boyunca, RTÜK uzmanları 51 yayın kuruluşu hakkında toplam 192 rapor hazırlamış ve YSK’ye iletmişti. YSK, yaptığı değerlendirmelerin ardından bazı raporlar hakkında “müeyyide uygulanmasına gerek olmadığına” karar verirken, bazıları hakkında uyarı ve program durdurma cezaları uygulanmıştı.

YSK bu dönemde kendisine ulaşan raporlar doğrultusunda TRT’yi de “tarafsız yayın yapması” için uyarmıştı. Kararların ardından RTÜK’ün bazı üyeleri, karar metinleri için RTÜK’ün ilgili birimlerine başvurdu. Ancak birimlerden üyelere metinlerin kurula ulaşmadığı yanıtı verildi.

Bunun üzerine iki üye Süleyman Demirkan ve Ahmet Yıldırım, YSK Başkanı Sadi Güven ile görüşerek durumu anlattı. Güven, aldıkları kararların RTÜK’e gönderildiğini belirtirken, bu konuda kendilerinden kaynaklı bir sorun bulunmadığını anlattı. Güven’in açıklamaları “YSK kararlarına karartma mı uygulanıyor” sorusunu beraberinde getirdi.

Yaşanan süreci doğrulayan Demirkan, konuyla ilgili şöyle konuştu:

“Biz durumu Sayın Güven’e iletince, kendisi konuyu incelediğini, ilgili birim amiriyle de görüştüğünü, tüm kararların RTÜK’e gönderildiğini söyledi. Bizim ısrarlarımız sonrasında da ‘biz ciddi bir kurumuz kararlar iletildi’ dedi. Ben bunun üzerine tekrar ilgili birimlere kararları sordum, ancak bir kez daha yanıt alamadım. YSK’nin kararları gönderdiğine ilişkin herhangi giriş kaydı olmadığı yanıtını verdiler. Yaşanan bu olay, iki kurum arasındaki yazışmaların devlet ciddiyetine uymadığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu kayıtlar çok önemlidir. Burası muz cumhuriyeti mi, neden bu kayıtlar düzenli olarak tutulmuyor, ben en üst düzey yönetici olarak neden sürekli bu kayıtların peşine düşüyorum? Bu kararların, altında imzası bulunan üyelere otomatik olarak gönderilmesi gerekir.”