Ritim bozukluğu ölümcül olabilir

Basit bir sağlık sorunu gibi algılanan kalp ritim bozukluğu, aslında masum değil. Yalnızca yaşlılar değil gençler de dikkatli olmalı. Erken teşhis önemli.

Ritim bozukluğu ölümcül olabilir
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 03.01.2017 - 06:29

Kalpteki ritim bozukluğu, bazı hastaların yaşamını etkilemezken, bazen ölümcül olabiliyor. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Günsel Şurdum Avcı, yalnızca yaşlıların değil, gençlerin de kalpte ritim bozukluğu konusunda duyarlı ve tedbirli olmaları gerektiğini söylüyor.

Avcı, ömür boyu ilaç kullanmak istemeyen hastalar için, tedaviden sonra yaşam kalitesini de artıran “doğal by-pass” seçeneğini öneriyor ve ekliyor: “Bu tedavi, vücudun belden aşağısına derin masaj etkisi sağlayan sıkıştırma ve gevşetmelerin her kalp atımında, ardı sıra uygulanması şeklinde yapılan bir tedavidir. Bu ritmik masaj ile kalbin çalışmasına ve kan dolaşımına destek sağlanır. Tüm organların kanlanması artar. Organlar daha verimli çalışır. Hastalık belirtileri kaybolur.”

Damarlar tıkanabilir

Ritim bozukluğunda erken teşhisin önemine vurgu yapan Avcı, bazen ciddi bir kalp hastalığının varlığında, bazen de kalple ilgili olmaksızın ortaya çıkan bir sorun olduğunu söylüyor. Avcı “Ritim bozuklukları arasında en ciddi sonuçları olan ve ‘Atriyal Fibrilasyon’ diye tanımlanan ritim bozukluğunda, kalp atış sayısı genellikle artmakta ve dakikada 100’ün üzerinde seyretmektedir. Atışlar arası aralıklar da birbiri ile tamamen uyumsuzdur. Bu ritim bozukluğunun en önemli etkisi kalbin kasılma gücünü yüzde 30 oranında azaltmasıdır” diyor. Avcı’ya göre, bozukluğun en önemli sakıncası, hareketi yavaşlayan kan kitlesinin kalp içinde pıhtı oluşumuna neden olması ve bu pıhtıların da kalbin kasılması sırasında kalpten çıkarak hayati organların damarlarında tıkanmaya yol açması. Bu yolla en sık olarak beyin damarlarında tıkanma sonucu felç vakaları ortaya çıkıyor. “Yaşlılıkta ortaya çıkan ‘atriyal fibrilasyon’un düzeltilemeyeceği, düzeltilse de yeniden ortaya çıkacağı belirtilmektedir” diyen Avcı, şöyle devam ediyor: “Yerleşmiş tedavi uygulaması, bu hastalara kalp ritmini yavaşlatıcı ilaçlar vermek ve kanı sulandırıcı ilaçlarla kalp içinde pıhtı oluşumunu önlemek yönündedir. Böylece hastalar, bu ilaçları ömür boyu kullanmak zorunda kalmakta, kan sulandırıcı ilaçların dozu bazen fazla gelerek, vücudun çeşitli yerlerinde kanamalara yol açmakta, bazen ise yeterli olmayarak, kalp içinde pıhtılar oluşabilmekte ve hayati organların damarlarında tıkanmalara yol açmaktadır. Kalpte kanlanmayı artıran ‘EECP ile doğal by-pass’ tedavisi, atriyal fibrilasyon da dahil, birçok sorunun tedavisinde ve normal kalp ritminin devamında büyük ölçüde etkilidir.”

Ağrısız tedavi

Prof. Günsel Şurdum Avcı, doğal bypass tedavisinin düzenli sporla eşdeğer etkisi olduğunu söylüyor. Avcı, özetle şunları kaydediyor:

“Uygulama sırasında ağrı duyulmaz, hastalar TV seyrederken tedavilerini görürler. Bazıları uykuya dalar. Günde 1-2 saatten ortalama 35 saatlik kürler şeklinde uygulanır. Çok ağır hastalara daha uzun süreli tedavi gerekebilir. Tedavi sürecinde, çok ağır yakınmaları olmayan hastaların hastanede yatması gerekmez; tedavilerini aldıktan sonra, ev ya da işyerlerinde günlük yaşantılarına devam edebilirler. EECP tedavisi, kardiyolog doktor denetiminde uygulanmalıdır. Deneyimli kimselerce özenle uygulanmazsa beklenen yararlı sonuç elde edilemeyebilir; hatta hastaya zarar verilebilir.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler