Reflünüzü hafife almayın
Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan Bozkaya, reflü hastalığına karşı vatandaşları uyardı.
Toplumda çok sık karşılaşılan bir durum olduğuna dikkat çeken Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan Bozkaya, reflü ile ilgili en büyük sıkıntının hastaların kendi kendine ilaç kullanması olduğunu vurguladı. Bozkaya, “Hekime başvuran her 5 kişiden birinde reflü hastalığı var. Reflü, ciddiye alınması gereken ve takip edilmesi gereken bir hastalık. Uzun vadede yemek borusu kanserine neden olabilir. Bu nedenle hastalığın takibi ve doğru tedavisi çok önemlidir.” uyarısında bulundu.
Reflünün pek çok belirtisinin olduğunu kaydeden Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan Bozkaya, “Göğüste ve boğazda yanma hissi, ağza acı su gelmesi, mide ve göğüs ağrısı dışında yutma zorluğu, ses kısıklığı, açıklanamayan öksürük, geceleri olan astım atakları, inatçı diş ve dişeti hastalıkları, kronik sinüzit ve tekrarlayan akciğer enfeksiyonları reflü hastalığına işaret edebilir.” diye konuştu.
Düzensiz ilaç kullanımının reflü hastalığı için kalıcı çözüm sağlamadığını dile getiren Hakan Bozkaya, bununla birlikte bu durum yemek borusu kanseri dahil yemek borusunun önemli hastalıklarının geç tanı almasına sebep olabileceğini vurguladı. Bozkaya, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Kanserin yanı sıra reflü, yemek borusunda ülserler, larenjit, ses kısıklığı, akciğer enfeksiyonu, astım ve bronşektazi gibi kalıcı akciğer hasarına da neden olabilir. Vurgulanması gereken bir başka husus ise reflü hastalığının şiddetinin şikayetler ile paralellik göstermeyeceğidir.”
REFLÜ TANISI NASIL KONULUR?
Bozkaya, reflü tanısının klinik muayene ile konulsa da teknolojik gelişmeler ile günümüzde reflünün şiddetini ve alt tiplerinin tanısının koymanın mümkün olacağını kaydetti. Bu yolla gereksiz ilaç tedavisinin ve cerrahi işlemlerin önlenebileceğini belirten Bozkaya, “24 saatlik pH-empedans monitorizasyonu yöntemiyle reflünün alt tiplerini ve şiddetini tespit edip hastayı doğru tedaviye yönlendirmek mümkün.” dedi.
AMELİYATSIZ DA TEDAVİ EDİLEBİLİYOR
Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan Bozkaya, yeni başlayan, kısa süreli ve hafif şiddetli hastalıkta hayat tarzı değişikliği (diyet, kilo verme, yatak başı yükseltilmesi vs.) ve ilaç tedavisi uygulandığını vurguladı. Tedaviye dirençli, sık tekrarlayan ve şiddetli hastalıkta daha kuvvetli asit baskılayıcı ilaçların kullanılabileceğini kaydeden Bozkaya, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “Medikal tedavi ile semptomların yeterince kontrol edilemediği, uzun süreli ilaç kullanımının sakıncalı olduğu veya mide fıtığı gibi yapısal değişikliğin olduğu durumlarda ise cerrahi uygulanabilir. Cerrahiye alternatif endoskopik yöntemlerden en popüler olanı ‘Stretta sistemi’nde, yemek borusu alt ucunda radyofrekans enerji kullanılarak kollajen dokuda uyarılma sağlanır. Kanser, reflü komplikasyonu olarak gelişen Barrett özofagusu adı verilen doku değişiklikleri zemininde gelişmektedir. Bu durumda hasta henüz kanser olmadan, kanser öncesi değişiklikler (displazi) geliştiğinde ameliyatsız olarak endoskopik yöntemlerle (ablasyon) tedavi edilmekte ve kansere dönüşüm engellenebilir.”
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Mahruki yine yandı
- AKP’li belediyeden bir ayda 33 konser
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- Tıp fakültelerinde kadavra krizi
- Fakülteyi kâğıt üzerinde kurmuşlar!