Ramazan İpek hakkında başka bir kadının ‘koruma’ kararı aldırdığı ortaya çıktı

Döşemealtı ilçesi Ilıca Mahallesi’nde yaşayan 31 yaşındaki Melek İpek, kocası tarafından kelepçeli işkence ve cinsel saldırıya maruz kaldı. Saatlerce süren işkence sırasında çıkan arbedede av tüfeğinin patlaması sonucu kocasını öldüren Melek İpek, jandarmayı arayarak teslim oldu. Jandarma ve savcılık ifadesinde yaşadığı dehşeti tüm detaylarıyla anlatan Melek İpek, gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı Sulh Ceza Hakimliği’nce tutuklandı.

Cinayete ilişkin soruşturma devam ederken, Melek İpek’in avukatlığını yapan Ahmet Onaran, Hüseyin İlerioğlu, Merve Özer Er ve onları destekleyen 10’a yakın avukat, 15 Ocak tarihinde İpek’in tutukluluğuna itiraz etti. Dilekçeyi değerlendiren 1. Sulh Ceza Hakimliği, tutukluluğa itirazı reddetti.

Melek İpek’in avukatı Ahmet Onaran, davada savcılığın soruşturma sürecini tamamladığını bildirdi.

İddianamenin yazıldığının ifade edildiğini aktaran Onaran, “İddianame yazılmış ve Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesine sunuldu. İddianamenin değerlendirme aşaması şuanda devam ediyor. Kural gereği iddianameler, iddianameyi oluşturan savcılığa iade edilebilir ya da bu iddianame uygundur, yargılamaya esas unsurlar vardır denilerek kabul edilebilir. Şuan meşru müdafaa sınırlarında bir iddianame değerlendirilmiş olsaydı zaten iddianame değil kovuşturmaya yer olmadığına dair bir karar verilirdi. Suçun teknik anlamda eşe karşı işlenmesi durumunda müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması kanunda mevcut. Savcılık makamı lehimize ve aleyhimize olan delilleri ortaya koymak durumunda. Zannediyorum ‘Ağır tahrik olarak’ bildiğimiz kanun kapsamında yararlanmasını isteyecektir” diye konuştu.

Ramazan İpek hakkında da bir iddianame hazırlanmaya çalışıldığını dile getiren Onaran, “Düzenlenmiş burada çok önemli suçlar var. Nitelikli cinsel saldırı, hürriyetten yoksun, silahla ateşleme, yaralama, eziyetten” sevk edilen bir iddianame taslağı var. Kovuşturmaya yer olmadığına dair bir karar verilmiş. Bu karar varken Melek Yiğit’e yönelik suçlamanın yanında haksız tahrik hükümleri de istenmiştir. Ancak dosya bir bütün olarak değerlendirildiğinde maktulün profili, Melek’in o gece ve ondan önceki günlerde yaşadığı olaylar silsilesi var. Melek İpek bu dosyada tek bir kadın değil, kelepçe vurulan eziyet edilen, işkence yapılan. Melek’le birlikte eş zamanlı farklı zaman dilimlerinde 2012’den bugüne gelen bir süreç var farklı bir hanımefendinin yaşadığı. Aynı şekilde kelepçe takılış ve benzer uygulamalar yapılmış. Biz çok önemli bilgi ve belgelere ulaştık ve dosyaya sunduk” dedi.

‘RAPORDA BİTİŞİK ATIŞ, MELEK’E SALDIRI VAR’

Adli Tıp raporunu da sunduklarını dile getiren Onaran, “Raporda bitişik atış olarak ifade ediliyor. Bitişik atış silah veya silahtan yaralanan ölen kişinin silahla temas etmesidir. Bu rapor ortaya koyuyor ki bu eylem yapılırken Melek’e yönelik bir saldırı ve eylem var. Maktül tarafından müvekkilime sıkılan ve çocuklarına bir silah var. Bu silahta normal bir silah değil. Sonraki yaşanan süreçler var. Bunlar değerlendirildiğinde sürecin hepimizin içine oh diyecek bir süreç yaşanacağına inanıyorum” diye konuştu.

BAŞKA BİR KADIN DA 'UZAKLAŞTIRMA' KARARI ALDIRMIŞ 

Melek İpek’in ağır travmayı uzun süredir yaşadığını aktaran Onaran, “Yaşadığı işkencenin, eziyetin, tehditlerin en üst noktası yaşanıyor o gece. Cezaevi koşullarında kalıyor. Böyle her ziyaretimizde yeni şeyler söylüyor. Melek’e bunlar yapılırken maktul hakkında başka bir bayan tarafından alınan uzaklaştırma kararı var. 15.12-2020 tarihinde alınmış ve devam ediyor. Antalya 1. Aile Mahkemesi tarafından verilmiş. Silahı teslim etmiş. Evde 4 silah daha var. Melek kendine geldikçe olayın şokunu atlattıkça bizi dağlayan dosyaya katkısı olan şeyler ifade ediyor. O kadının koruma kararının dolmasını bekliyor. Dün akşam söyledi. Kendisine, ’Ben artık onun yüzünü dövmeyeceğim yaralamayacağım evden güneş panelinden aldıkları enerji var, onu elektriğe bağlayacağım’ demiş” ifadelerine yer verdi.

'PATATES KIZARTMASINI ÖZLEMİŞ'

Melek’in maktulle tanışmasının çok daha acı verici olduğunu anlatan Ahmet Onaran, “ ‘Melek iyiyim 27 gündür dayak yemedim’ diyor. Dayak yememeyi olağan dışı bir durum gibi aktarıyor. Sürekli şiddete maruz kalmak doğal gibi olmuş. “27 gündür dayak yemedim kimse bana dayak atmadı. Kızlarımı çok özledim, küçük kızım bana sarılmadan uyuyamaz. Patates kızartmasını çok özledim” diyor. Melek genel olarak iyi yüzündeki yaralar kapanmış Türk adaletine güvendiğini söylüyor. “Ben burada olduğum için kızlarım dışarıda çok rahat diyor. Kızlarım şiddet görmeyecek, şiddete tanıklık etmeyecek, ben burada iyiyim diyor” dedi.