Prof. Dr. Veysel Ulusoy 'nefes kesen' Nefes Kredisi'ni değerlendirdi: "Ekonomik durgunluğu daha da derinden etkileyecek"
Pandemi nedeniyle, 'KOBİ' olarak tanımlanan küçük ve orta ölçekli işletmeler için '2021 Nefes Kredisi' desteğinin 1 Haziran itibariyla uygulanacağı, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından duyuruldu. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, alınacak kredilerde faiz oranı yıllık yüzde 17,5 olacak. Peki 'nefes kredisi', KOBİ'lere 'nefes' olacak mı?
Hazine ve Maliye Bakanlığı, KOBİ’lere finansman desteği için '2021 Nefes Kredisi'nin, 1 Haziran'da uygulamaya alınacağını açıkladı.
Bakanlıktan yapılan açıklamada,"Koronavirüs salgınının ekonomik etkilerinin sınırlanmasına katkı sunmak ve KOBİ’lere uygun koşullarda finansman desteği sağlamak amacıyla '2021 Nefes Kredisi', 10 bankanın katılımı ile TOBB ve KGF işbirliğinde 1 Haziran 2021 itibarı ile uygulamaya alınacak" ifadelerine yer verildi.
Buna göre 10 bankanın katılımıyla 1 Haziran'da uygulamaya alınacak kredilerde faiz oranının yıllık yüzde 17,5, üst limit 200 bin lira olacak. Kredi ile 2020 cirosu 1 milyon lirayı aşmayan KOBİ’ler azami 50 bin lira, cirosu 1-10 milyon lira arasında olan KOBİ'ler ise azami 200 bin lira kredi kullanabilecek.
Açıklamanın ardından, yüksek faizle verilecek olan kredilerin, KOBİ'lere 'nefes olup olmayacağı' merak konusu oldu. Ekonomist Prof. Dr. Veysel Ulusoy, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 'nefes kredisini' Cumhuriyet'e değerlendirdi.
'İSMİ BİLE HATALI'
1 Haziran'da başlayacak olan uygulamanın ilk olarak isminde yanlışlık olduğunu belirten Ulusoy, "Bu yaklaşımın zaten isminin, sıfatının hatalı olduğunu belirtmek zorundayım. Nefes Kredisi sanki oksijen darlığı yaşayan bir canlının son döneminde ona geçici de olsa bir yardım niteliğinde olan bir süreci tanımlıyor. Esasında isminden çok içeriği ya da formatı tartışılması gereken bir noktadır. Sayamadım ama her pakette esnafa veya küçük işletmelere kredi niteliğinde olan bir özellikten öteye gitmeyen bir içeriğe sahip" dedi.
'BU BORÇLANMA, ÇIKMAZ SOKAK NİTELİĞİNDE'
Bu kredi yönteminin başlı başına ekonomik durgunluğu daha da derinden etkileyecek bir özelliğe sahip olduğunu vurgulayan Ulusoy, "İki nedenden dolayı incelemek gerekiyor süreci. Birincisi kredi yani borç olması bakımından, ikincisi ise geri ödemelerin yapılmasının çoğu durumda çok zor olması bağlamından. Söz konusu borçlanmanın bir çıkmaz sokak niteliğinde olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.
"Esnafı ya da halkı özellikle durgunluk ya da kriz dönemlerinde borçlandırmak krizin daha da derinleşmesine yardımcı olmak anlamına gelir" diyen Ulusoy, "Esas olan hakları olan karşılıksız yardımın hem de sürekli yapılmasıdır. Bu noktayı belki de onlarca defa belirttik. Öte yandan, kaynakların hoyratça belirli gruplara aktarılan bir ekonomide bunu beklemek saflık olur" ifadelerini kullandı.
"TOPLUMSAL BASKIYI AZALTMAK İÇİN ATILMIŞ BİR ADIM"
Ulusoy, sözlerine şöyle devam etti:
"Nefes Kredisi ekonomik etkisi düşünülmemiş, sadece toplumsal baskının derecesini azaltmak için atılan yanlış adımın adıdır. Arkasında rasyonel ekonomik yaklaşımların ya da modellerin olduğunu kesinlikle düşünmüyorum.
Kaldı ki, kredi koşullarını detaylı incelediğimizde çoğu işletmenin bu krediye bile ulaşamayacağını belirtmek yanlış olmaz. Erişse bile, bir kereye mahsus bir kredinin sorunlara çözüm olacağını beklemek doğru olmaz."
En Çok Okunan Haberler
- Futbolda pis kokular yükseliyor
- Son seçim anketinde çarpıcı sonuç!
- TÜPRAŞ'ta patlama: 12 kişi yaralandı
- 'Erdoğan bize göre tek seçenektir'
- CHP’de çelişen başkanlara uyarı
- Hekimlerin istifaları hızlandı
- 'Erdoğan ömür boyu Cumhurbaşkanı olacak diye...'
- Beyoğlu'ndaki cinsel saldırı dehşetinde yeni gelişme
- Türkiye'de bir sağlık skandalı daha!
- Napoli'den Galatasaray'a Osimhen yanıtı!