Prof. Celal Şengör: İdeal yönetim monarşidir
Prof. Celal Şengör, kendisine yöneltilen "Size göre ideal yönetim nedir?" sorusuna "Aristo bunun cevabını vermiş. İdeal yönetim monarşidir. Yani bir kişi veya grup" cevabını verdi.
Gazete Habertürk'ten Kübra Par'a konuşan Prof. Celal Şengör, Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavının kaldırılmasını olumlu karşıladığını belirtti. Eğitimin bir edinim olduğunu söyleyen Şengör, "TEOG’un kaldırılması çok iyi bir şey çünkü eğitim bir yarışma değildir. Edinmek istemeyen adamın eğitimde yeri yoktur" ifadesini kullandı. Şengör eğitimde kalitesizliğin temelinde demokrasi yattığını söyledi.
Prof. Celal Şengör söyleşisinin ilgili kısmı şu şekilde:
- Askeri liselerin kapanması meselesine ne diyorsunuz?
Askeri liselerin kapanması, harp okullarına sivil dekanların atanması bir faciadır. Askerlik mesleğinde esas olan şeref için, vatan için icap ederse ölmektir. Sivil adama bunu anlatamazsın. Bunun anlaşılabilmesi özel bir halet-i ruhiyedir, küçük yaşta edinilir. O törenler, marşlar boşuna mı yapılıyor; hepsinin psikolojik nedenleri var. Bir sivil bunları anlayamaz. Ayrıca ülkemizde askeri okulları yönetecek kalitede sivil üniversite, sivil kuruluş yok. Yıllardır, “Türkiye’de 1 tane üniversite yok. Üniversiteye gitmeyi çok istiyorsanız Kara, Deniz ve Hava Harp Okullarına gidebilirsiniz” diyorum. Efendim, “İçine Fethullahçı sızdı, bilmem ne sızdı” diyorlar. Kim sızdırdı? Siviller sızdırdı. Bu adamlar, askeri şûralarda “Şunları atalım” diye yırtınıyordu. Askerliğin canına okundu.
- Genelkurmay Başkanı’yla yemek yediğinizi söylediniz. “Genelkurmay Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la birlikte çok görünüyor” diye eleştirenler var.
Delilik! Genelkurmay Başkanı kimin emrinde? Cumhurbaşkanı’yla birlikte çalışmak zorunda. Yatın kalkın şükredin ki beraber gidiyor. Cumhurbaşkanı askeri konuları bilebilir mi? Sosyal hayatta da bir yakınlık oluşturmaya çalışıyorlar. Bugüne kadar, “Askerler girmişler lojmanlarında oturuyorlar, sivilleri tanımıyorlar” şeklinde bir tenkitimiz vardı. Akar General, benim tanıdığım en entelektüel insanlardan biri. “Ordunun başında iyi ki bu adam var” diyorum. Ne yazık ki Fethullah yüzünden, siviller ordunun bu hale gelmesine alet oldular. Ta Özal’dan beri oldular. Bu sırf Tayyip Bey’in, AKP’nin işi değil. Ondan önce Ecevit, Fethullah’la kol kola dolaşıyordu. İlk olarak Özal bunların sızmalarına onay verdi. “Anayasa’yı bir defa delersek ne olur?” laflarıyla bu işler başladı. Halbuki asker, o Anayasa’yı korumak için orada. Herkes Kenan Paşa’ya küfür ediyor. 1980’de Kenan Paşa televizyonlara çıkıp “Özal’a oy vermeyin” dedi. Teknik adam olarak onu kullandı ama Başbakan olarak olmayacağını söyledi. Haklı da çıktı.
- Demokrasiyi de eleştiriyorsunuz değil mi?
Benim demokrasiye karşı bir sempatim yok. Demokrasi ile ohlokrasiyi birbirinden ayırmak lazım. Bizde ohlokrasi var. Demokrasi, halkın da onayladığı belirli yasalar çerçevesinde bir toplumun yönetimidir. Boğaz’da 10 katlı ev yapamazsın, değil mi? Ama sen bilmem kime rüşvet verip onu kandırabiliyorsan ve o adam da “Ben buraya seçilerek geldim, benim dediğim olur” diyorsa bu ohlokrasidir. Yani kanunların değil, güruhun yönetimidir. Benim demokrasiye olan itirazımın ne kadar haklı olduğu ABD’de karşımıza çıktı. Yalnız Trump değil, Bush için de geçerli. Afganistan’ı, Irak’ı, Suriye’yi politikacı yalanlarıyla mahvettiler.
- Celal Şengör’e göre ideal yönetim nedir?
Aristo bunun cevabını vermiş. İdeal yönetim monarşidir. Yani bir kişi veya grup olacak.
- Ama o azınlığın çoğunluğa hükmetmesi...
Hayır. Mesela İngiltere’de halkın temsil ettiği Avam Kamarası var. Bir de Lordlar Kamarası var. Bu lordların pek çoğu ırsi, seçilmiyorlar; büyükbabaları da lord olduğu için orada oturuyorlar. Avam Kamarası bir şeyi kabul edince kanun olmuyor, önce Lordlar’dan geçiyor. Denge denetlemeyi yapacak değişik kurumlar lazım. Sen yüksek mahkemenin atamasını politikacıya yaptırırsan, o yüksek mahkeme istediğin kadar bağımsız değildir. Monarşi bağımsızdır, tamamen bağımsızdır.
- Ama monarşide kötü yönettiğinde halkın değiştirme şansı yok.
Oluyor. Hiçbir kötü yönetim ilâ yevmil kıyame kalamaz. Halk bu kadar aptal değil. Alman üniversiteleri neden iyi? Almanya parçalı, 1870’e kadar yamalı bohça; Württemberg var, Vestfalya var, Bavyera var. Her birinin başında ya bir dük ya bir prens var. Bunların her biri, “En iyi üniversite bende olsun” diyor. Göttingen, Heidelberg nasıl ortaya çıktı; Humboldt, Berlin’deki üniversiteyi nasıl kurdu; hepsi en iyi üniversiteyi istediler. Monarşi yüksek kültür getirir.
- “Türkiye’de gerçek entelektüel yok” demişsiniz.
Maalesef yok. Olsa, bu zırvalıkları konuşuyor olmazdık, değil mi? Sevgili arkadaşım İlber (Ortaylı) var, abide gibi bir adam. Murat (Bardakçı) var, ondan çok şey öğrendim. Rahmetli İhsan Ketin var. Bunlar entelektüel adamlar, onlarla bir arada olmaktan keyif alıyorum. Ama mesela topluma sunulan ve “aydın” geçinen takım yerlerde sürünüyor. Bir felaket. Bu beni korkutuyor.
- Peki size göre demokrasi geldikten sonra kültür azaldı mı?
Evet, bir çöküş yaşıyoruz. “Hayır efendim, topluma yayıldı. Fırsat eşitliği oldu” şeklinde bir iddia var. Amerika’daki adama “Türkiye nerede?” diye soruyorsun, hangi kıtada olduğunu bilmiyor. Üniversite öğrencisinden bahsediyorum. İngiltere’de Oxbridge mezunu değilsen başbakan olman biraz zordu. Böyle okullardan çıkmış olman lazımdı. Filozof matematikçi Bertrand Russell’ın şatolarının bulunduğu malikânede bir göl var. Russell da bir gün orada yüzerken, sahilden Başbakan Gladstone’un (William Ewart Gladstone) yürüdüğünü görüyor. Russell’ın ailesini ziyarete geliyor, seviyeye bak! Bu tip adamların yönettiği toplumlar çok başka oluyor.
- Kitlelerin cahil kalması demokrasilerde mi daha yüksek ihtimal, yoksa monarşilerde mi?
Demokrasilerde. Bugün bunu yaşıyoruz. Çünkü aristokratik sistemlerde geniş bir cahil kütle var ama muazzam eğitimli bir kütle de var. Ortalamasını al. Demokrasilerde herkes cahil, sıkıntı buradan kaynaklanıyor. Eğitemiyorsun ve eğitmenin değeri yok. Senden oy alacağım ve bir şekilde seni kandırmam lazım. Bunu yapabilmem için senin seviyene inmem gerekiyor. Sana zorla eğitim veremem, verirsem sen bana oy vermezsin. Dünkü New York Times’ta, Amerika’da evrim karşıtı eğitimin hortladığı yazıyor. Öğrenciler karşı çıkıyor ama politikacılar“Biz ilgilenmiyoruz” diyorlar. Demokrasilerde buna mani olmak mümkün değil. Popüler demokrasiyle insanlığın emniyeti bağdaşmıyor. Popüler demokrasi insanları cehalete mahkûm ediyor. Cahil toplumlar çöker.
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan belayı satın aldı
- Kılıçdaroğlu'na 'Meral Akşener' yanıtı
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- 'Hadi gelin kapatın!'
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- Yeni dönem başlıyor: Taksi, otobüs, dolmuş...
- Kayyum belediyeyi kapattı!
- Al Nassr'dan Talisca açıklaması!
- Bir sonraki ve en büyük ekonomik patlama...
- Yetki kısıtlayan teklif komisyondan geçti