‘Postmodern darbe’ye adli kontrollü müebbet

21 sanı ğa müebbet hapis 1997’de yaşanan ve tarihe postmodern darbe olarak geçen 28 Şubat sürecine ilişkin açılan dava, 5 yıl sonra karara bağlandı. Mahkeme, dönemin Genelkurmay Başkanı Karadayı, kuvvet komutanları ile Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir’in de aralarında bulunduğu 21 sanığı, hükümeti “cebren iskat veya vazife görmekten cebren men” suçundan müebbet hapis cezasına çarptırdı.

‘Postmodern darbe’ye adli kontrollü müebbet
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 13.04.2018 - 15:38

<video:957853>

28 Şubat sürecine ilişkin açılan 103 sanıklı dava, 5 yıl sonra dün karara bağlandı. Mahkeme, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, Kara ve Hava Kuvvetleri Komutanları ile Genelkurmay İkinci Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir’in arasında bulunduğu 21 sanığı, Refah-Yol hükümetini “cebren iskat veya vazife görmekten cebren men” suçundan müebbet hapis cezasına çarptırdı. Bu sanıkların Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) çıkarılmalarına ve rütbelerinin sökülmelerine hükmeden mahkeme, 68 sanığın beraatına, 10 sanığın ise zamanaşımı gerekçesiyle davalarının düşmesine hükmetti. 28 Şubat soruşturması sürecinde görev alan savcı, bilirkişi ve bazı müştekiler bugün FETÖ üyeliği iddiasıyla cezaevinde. 5 yıldır süren 28 Şubat davasının karar duruşması dün Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne görüldü. Saat 14.00’te başlayan duruşmaya, Çevik Bir’in de aralarında bulunduğu 30 kadar sanık katıldı. Arasında İsmail Hakkı Karadayı’nın bulunduğu diğer sanıklar ise duruşmaya gelmedi. Müşteki avukatları sanıkların cezalandırılmalarını ve tutuklanmalarını istedi.

Çifte standart
Mahkeme, müebbet hapis cezası alan sanıklar için yurtdışı yasağı ve adli kontrol kararı aldı. Bu karar, yargıdaki çifte standart örneklerinden biri olarak tarihe geçti. Komutanlar karar kesinleşmediği için serbest kalırken, yaşı, sağlık durumu ve yargılama süreci aynı olan binlerce kişi hâlâ cezaevlerinde tutuklu
bulunuyor.

28 Şubat davası kararına AKP'den ilk tepki

 Son sözleri: Suçsuzum

Mahkeme Başkanı Mustafa Yiğitsoy, salonda bulunan sanıklara son sözlerini sordu. Daha önceki yaptıkları savunmalarını tekrarladığını belirten Çevik Bir, beraatını talep etti. Birçok sanık, “suçsuzum, beraatımı talep ediyorum” derken, emekli Korgeneral İzzetin İyigün, “Hiçbir suçum yoktur. Buna rağmen 5 yılım elinde alınmıştır. Beraatımı talep ediyorum” ifadesini kullandı.

‘2 Fethullahçı savcının açtığı dava’

Emekli Korgeneral Vural Avar, “İki Fethullahçı savcı tarafından hazırlanan iddianameyi mahkemenin sürdürmesini reddediyorum” diye konuştu. Emekli Korgeneral Yıldırım Türker, “İddia edilen olmayan bir suç nedeniyle açılan davada asıl mağdur olarak bulunuyoruz. Ne ben, ne de suçun işlendiği iddia edilen tarihte benim emrimde olan kişiler, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında yazılı, herhangi bir suçun içinde bulunmadık” dedi. Son sözlerini alınmasının ardından mahkeme heyeti karar vermek için duruşmaya saat 17.30’a kadar ara verdi. Verilen aranın ardından adliyeden çıkış yapan Çevik Bir, kapıda karşılaştığı gazetecilere “Uzaktan çekmeyin, yaklaşın, kaçmadık” diyerek, yanına çağırdı. Davaya ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bir, şunları söyledi: “1997’de devlete FETÖ tehlikesi duyurulmuştur. 1997’de Genelkurmay Başkanlığı, rahmetli Demirel’e brifing veriyor. Bu brifingde FETÖ tehdidini devlete aktarıyoruz. Onun üzerine rahmetli Demirel, birtakım düzenlemeler oluyor. Aradan 8-9 ay geçiyor; 1998’de yine rahmetli Demirel’e makamında brifing veriliyor. FETÖ tehdidi rahmetli Demirel’e anlatılıyor. Bu, 1998 yılında oluyor. 17 Mart 1998’de makamında veriliyor. Daha sonra rahmetli Demirel, bunu 10 gün sonra yapılacak, 27 Mart 1998’deki MGK toplantısı gündemine aldırıyor. MGK’de de bu konuşuluyor. Genelkurmay Başkanlığı tarafından MGK’nin bu brifinginde FETÖ tehdidi anlatılıyor. Artı, suçlanmakta olduğumuz Batı Çalışma Grubu’nun da yasal Genelkurmay Başkanlığı çalışması olduğu gündeminde var. Bu brifing dinlenilsin, bizim davamızın yasal olduğu o brifingde de yer alıyor. Onun için bir şey yapılamadı. Seneler geçtikten sonra bu dava yapılıyor. İnşallah hayırlısıyla biter.”

‘Geçerli kabul edilen belgelerden’

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, salona döndü. Bu sırada Çevik Bir’in salonda olmadığı görülürken, kararı 20 sanık dinledi. Mahkeme Başkanı Mustafa Yiğitsoy, kararı “Yüce Türk milleti adına yargılama yapmaya yetkili mahkememizce, hukukun üstünlüğüne bağlı kalınarak, tarafsız ve bağımsız olarak dosyada mevcut hukuken geçerli kabul ettiğimiz belge, beyan ve delillerin hukuki değerlendirilmesi sonucu heyetimizce oybirliği ile vermiş olduğumuz kararı açıklıyorum” diyerek okumaya başladı. Karara göre; Teoman Koman, Eser Şahan, Salih Eryiğit ve Tevfik Özkılıç hakkındaki davanın sanığın dava sürecinde ölmesi nedeniyle düşürülmesine karar verildi.

10 kişiye zamanaşımı

Mahkeme, sanıklar Altaç Atılan, Ersin Yılmaz, Kamuran Orhan, Köksal Karabay, Metin Yaşar Yükselen, Orhan Yöney, Refik Zeytinci, Şevket Turan, Şükrü Sarıışık ve Yücel Özsır’ın eyleminin, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren düşürmeye ve devirmeye iştirak”e ilişkin “gizli ittifak” suçu kapsamında kaldığını, bunun da 10 yıllık asli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu gerekçesiyle bu 10 sanığın davasının zaman aşımından düşürülmesine hükmettti.

68 kişi beraat etti

Mahkeme, 68 sanığın ise “yüklenen suçun işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle” beraatına karar verdi. Beraat eden sanıklar arasında eski MHP Milletvekili Engin Alan, eski Kara Kuvvetleri Komutanı Erdal Ceylanoğlu, emekli Orgeneral Aslan Güner, emekli Tuğgeneral Ertuğrulgazi Özkürkçü, emekli Korgeneral İzzettin İyigün, dönemin YÖK üyesi, emekli General Sedat Arıtürk yer aldı.

Rütbeleri sökülecek

Mahkeme; 21 sanığı önce “Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren iskat veya vazife görmekten cebren men” suçunu işledikleri gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. 21 sanığın cezasını “yargılama sürecindeki tutum ve davranışları” dikkate alınarak müebbet hapis cezasına indiren mahkeme, sanıkların kamu hizmetlerinden yasaklanmasına, babalık ve kocalık sıfatının verdiği hakları kullanmaktan mahrumiyetlerine hükmetti. Mahkeme, bu 21 sanığın Askeri Ceza Yasası’nın 30 ve 31. maddesi uyarınca TSK’den çıkarılmalarına, rütbelerinin alınmasına karar verdi. Sanıklara son olarak yaşları ve sağlık durumları dikkate alınarak yurtdışına çıkmamak ve her ayın 1. gününde karakola imza vermek suretiyle adli kontrol uygulanacak. Henüz kesinleşmeyen karara karşı istinaf yolu açık.

Müebbet hapis alanlar isimler

-Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı

-Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Hikmet Köksal

-Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Ahmet Çörekçi

-Genelkurmay İkinci Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir

-Genelkurmay Harekât Başkanı emekli Orgeneral Çetin Doğan 

-İstihbarat Başkanı emekli Korgeneral Fevzi Türkeri l Genelkurmay Genel Sekreteri emekli Tümgeneral Erol Özkasnak 

-MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral İlhan Kılıç 

-Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Hayri Bülent Alpkaya 

-YÖK Başkanı Kemal Gürüz 

-Aydan Erol l Cevat Temel Özkaynak

-Çetin Dizdar

-Çetin Saner

-Erdoğan Öznal

-Hakkı Kılıç

-İdris Koralp 

-Kenan Deniz

-Muhittin Erdal Şenel 

-Vural Avar

-Yıldırım Türkeri

 

28 Şubat’ta ne oldu?

Refah Partisi, 1996’da DYP ile koalisyon yaparak hükümet kurdu. Ardından Sincan’da RP’li belediye “Kudüs Gecesi” adı altında şeriat gösterisi yaptı. Bu gösterinin ardından 4 Şubat 1997’de Etimesgut’taki Zırhlı Birlikler’den çıkan tanklar, Sincan caddelerinden geçiş yaptı. Bu olay, o dönem “demokrasiye balans ayarı” olarak yorumlandı. 28 Şubat 1997’de yapılan ve 13 saat süren MGK’de 18 maddelik “Rejim aleyhtarı irticai faaliyetlere karış alınması gereken tedbirler” başlıklı karar alındı. Ülkede gerginliğin artması üzerine RP ile DYP arasında bir protokol imzalandı ve başbakanlığın Tansu Çiller’e verilmesi kararlaştırıldı. Başbakan Necmettin Erbakan istifa etti. Demirel, 18 Haziran 1997’de hükümet kurma görevini Çiller’e değil, Mesut Yılmaz’a verince Refah-Yol hükümeti dönemi kapandı. Dönemin bazı komutanları, “Bin yıl sürecek” derken, bu dönem “post-modern darbe” olarak tarihe geçti. 28 Şubat döneminde Genelkurmay Başkanlığı’nda yüksek yargı üyeleri ile hâkim ve savcılara, rektörlere ve gazetecilere irtica brifingleri verildi. Nisan 1998’de Genelkurmay Başkanlığı, yakalanan PKK yöneticilerinden Şemdin Sakık’ın ifadelerine hayali bölümler eklettirerek geniş kapsamlı bir andıç hazırlattı. Andıçta dönemin HADEP milletvekilleri, bazı sivil toplum örgütlerinin yanı sıra bazı gazetecilerin isimleri de yer aldı. Sakık’ın ifadelerinin bazı gazetelerde yayımlanmasının ardından birçok gazeteci yazar, “PKK ile işbirliği yaptığı” suçlamasıyla işlerini kaybetti. Andıç, 28 Şubat iddianamesine de girdi.

Dava nasıl açıldı?

28 Şubat soruşturmasının dayanağı olarak gösterilen belgeler, 19 Aralık 2011 tarihinde 1997 yılında FETÖ’cü olduğu için YAŞ kararıyla TSK’den ihraç edilen göz doktoru Tamer Tatar’a gönderildi. 1 Adet klasör 2 Adet CD/DVD ve imzasız bir mektuptan oluşan belgeler, Ahmet Yılmaz isimli bir kişi tarafından kargo ile Tatar’a iletildi. Tatar, gelen kargoyu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda savcı Hüseyin Ayar’a teslim etti. Ayar da bu belgeleri FETÖ’den firari eski Cumhuriyet Başsavcı vekili Fikret Seçen’e teslim etti. Seçen de 21 Aralık 2012 tarihinde bu belgeleri hakkında FETÖ’den dava açılan ve halen yargılaması yapılan eski Ankara Savcısı Mustafa Bilgili’ye özel kurye ile gönderildi. Eski Savcı Bilgili bu belgeleri 9 ay elinden tuttuktan sonra CD/DVD’ler de yer alan belgelerin gerçek olup olmadığını belirlemek için TÜBİTAK’ta görev yapan 3 kişiyi bilirkişi olarak görevlendirdi. Hakkında FETÖ’den dava açılan bilirkişiler kendisine teslim edilen 6 bin 335 sayfalık belgeyi 4 gün içinde inceleyerek 42 sayfalık bir rapor hazırladı. Raporda “CD/DVD’lerin içindeki bilgiler doğrudur. Manipülasyon yoktur. Delil olarak kullanılabilir” dedi. Başlatılan soruşturma kapsamında 12 Nisan 2012 tarihinde de ilk gözaltılar ve tutuklamalar yaşandı. Soruşturma kapsamında daha sonra dalgalar halinde toplam 76 sanık tutuklandı. Soruşturmayı yürüten savcı Mustafa Bilgili, 103 sanık hakkında iddianame hazırlayarak mahkemeye gönderdi. Mahkemenin iddianameyi kabul etmesinin ardından dava 2 Eylül 2013 tarihinde Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. İlk duruşma başlamadan önce 37 kişi tahliye edildi. 39 tutuklu sanık ile başlayan davanın 19 Aralık 2013 tarihinde yapılan duruşmasında verilen tahliye kararlarının ardından davada tutuklu sanık kalmadı. Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kapatılmasının ardından 28 Şubat davası da Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı.

İtiraz dilekçesi 

28 Şubat Davası'nda müdahil avukatları, müebbet hapis kararı verilen 21 sanığın tutuklanması talebiyle itiraz dilekçesi verdi.

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler