Polis yoldan geçeni toplamış

Gezi Parkı eylemleri sırasında 1-2 Haziran 2013’te polisin orantısız müdahalesinden kaçanların sığındığı Dolmabahçe Bezmi Âlem Valide Sultan Camii’nde içki içildiği iddiaları ve yaralılara tıbbi müdahale edilmesiyle ilgili 255 kişi hakkında açılan davada 14 sanık daha hâkim karşısına çıktı.

Polis yoldan geçeni toplamış
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 08.05.2014 - 21:58

Gezi Parkı eylemleri sırasında 1-2 Haziran 2013’te polisin orantısız müdahalesinden kaçanların sığındığı Dolmabahçe Bezmi Âlem Valide Sultan Camii’nde içki içildiği iddiaları ve yaralılara tıbbi müdahale edilmesiyle ilgili 255 kişi hakkında açılan davada 14 sanık daha hâkim karşısına çıktı. Davanın 3. gününde savunma yapan Furkan Bülent Ongan, sıkılan biber gazından etkilendiği için polise sığındığını belirterek, “Toplu halde gözaltılar yapılıyordu. Beni de çekiştirdiler. Ne olduğunu sorunca ‘Yanlış zamanda yanlış yerdesin’ diyerek gözaltına aldılar” dedi.

İstanbul 55’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya izinsiz gösteri yaptıkları ve görevli memura direndikleri gerekçesiyle yargılanan 14 tutuksuz sanık ve müşteki avukat Ali Çezik katıldı. Ali Çezik, ironik bir dille “Önceki duruşmalara kadar olayları insanların yaptığını düşünüyorduk. Polis arabalarının yakılması, dükkânların yağmalanması olaylarını bu insanların yapmadığını öğrendik. Gözlerimiz bizi yanıltmış. İfadelerin hepsine itiraz ediyoruz, hiçbirini kabul etmiyoruz. Sanık ve sanık avukatları beyanlarını politikleştiriyorlar” dedi. Sanık avukatları müştekinin yalnızca Bezmi Âlem Valide Sultan Camii’ndeki iddialardan zarar gördüğünü ifade ettiğini anımsatarak Çezik’in açıklamasına tepki gösterdiler.

Fotoğrafları sildiler

Sanık Furkan Bülent Ongan, olay günü Kâğıthane’ye aktarma yapmak için Taksim’de indiğini belirterek, “Sıkılan biber gazından etkilenince bir polise sığındım. Polis yüzüme sürmem için bana limon verdi. Sonra sivil polisler geldi. Toplu gözaltılar yapılıyordu. Beni de çekiştirdiler. Ne olduğunu sorunca ‘Yanlış zamanda yanlış yerdesin’ dedi. Hiç resim ve video çekmemiş olmama rağmen cep telefonumu zorla elimden alarak bütün galeriyi temizlediler” dedi.

Otobüste darp

Sanık Mahmut Mert Baygüz de polisin baskınından kaçmak isterken düşerek yaralandığını anlatarak, “Yüzüm, vücudum paramparça oldu. Yaralı olduğum için polislere sığındım. Ancak ben yerde suyun içinde yatarken oradan geçen polisler taş attı. Sonra bir polis memuru beni alarak otobüse götürdü. Yaralı olduğumu söylememe rağmen beni otobüste dövmeye başladı. Ben yaralıyım dedikçe başıma vurdu” dedi.

Otelde kalıyordu

Sanık Can Özhan ise olay gününde eşiyle birlikte otelde olduğunu aktararak, “Eşim otelde kaldı. Ben köfte ekmek yemek için dışarı çıkmıştım. Gözaltına alındım. Mahmut Mert Baygüz’ü gözaltı otobüsünde gördüm. Darp izleri vardı. Ben de polisler tarafından darp edildim. Çünkü Türk polisi darp etmeden kimseyi gözaltına almadı. Hastanede doktorla yalnız kalmamıza bile izin verilmedi” diye konuştu. Sanık Çağatay Karakuş da karakolda baskı altında olduğundan susma hakkını kullandığını söyledi. 3.5 gün gözaltında kaldığını ifade eden Karakuş, 28 saat boyunca su ve yiyecek verilmediğini diğer ihtiyaçlarının da giderilmediğini vurguladı. Mahkeme bu celse savunmaları alınan sanıkların fotoğraflarının çekilmesine karar vererek duruşmayı 13 Mayıs’a erteledi. Avukatlar fotoğraf talebine “yasa gereği sanıktan kendi aleyhine delil sunması istenemez” diyerek tepki gösterdiler.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon