Parlamento Kulisi

O Çantanın Sahibi Yargılanıyor...,‘Dört Dörtlük’ Sorumsuzluk

Parlamento Kulisi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 29.12.2013 - 22:47

O Çantanın Sahibi Yargılanıyor...

“Tarih tekerrürden ibarettir” derler ya, işte bu söz Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Pakistan dönüşünde yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında tutuklanan operasyonun kilit isimleriden Rıza Sarraf’ı savunurken bir kez daha doğrulanmış oldu. Erdoğan, “AB Ofisi’ne çantayla girdi, çantasız çıktı diyorlar. Teslim edilirken bir görüntü var mı? Sadece çantayla girdi, çantasız çıktı diye yaklaşım olabilir mi? Böyle bir hukuk var mı? Belki o çantayla kitap falan götürülmüştür” diyor. Oysa bundan yaklaşık 3.5 yıl önce eski CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin’in başına “çanta”sı yüzünden gelmeyen kalmadı. 2010 yılında Ergenekon operasyonu kapsamında Erzincan’da yürütülen soruşturmada gizli tanık olan bir kişiye “ifadesini değiştirme karşılığı”nda “80 bin dolar vermekle” suçlandı. Ahmet Ersin, bu suçlama karşısında şoke oldu. Olay basına yansıdıktan sonra içinde “traş takımı, pijama”larının olduğu çantayı gösterip “Ben 80 bin doları nereden bulayım, bankaya zaten 20 bin lira kredi borcum var!” diye isyan etti. Kendisi TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesiydi ve dönemin Ezrincan Cumhuriyet Savcısı İlhan Cihaner’e yönelik operasyonla ilgili iddiaları incelemek için orada bulunuyordu. Ama Ersin’i dinleyen olmadı, hakkında, jet hızıyla “fezleke” hazırlandı, Meclis’e gönderildi. Ve 2011 seçimlerinde parlamento dışında kaldığı için de halen Erzincan’da yargılanıyor.

Savcılığın iddiaya yönelik en büyük dayanağı, Ersin’in “çantayla” görüntülenmesi. “Gizli tanık” ifadesiyle sanık konumuna düşürülen Ahmet Ersin’in hâlâ
hukuk mücadelesini sürdürüyor. “Çantayı suç aleti yaptılar” diye hayıflanan Erdoğan’a küçük bir anımsatma yapmak istedik. Ahmet Ersin geçen hafta başka bir konu için aradı. Rüşvet ve yolsuzluk operasyonunda, Emniyet’in zanlıları 2 yıldır “kayıp” olduğu belirtilen “mobil dinleme cihazları” ile dinlediği haberlerine dikkat çekti... Kendisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu içinde kurulan “telekulak alt komisyonu” üyeliği yapmıştı. O dönem komisyona bilgi veren bir TİB yetkilisinin, “Türkiye, son teknolojiyle donatılmış İsrail ve Kanada yapımı 11 mobil dinleme cihazı ithal etti. Ancak bunlar hangi kurumun elinde, bilgimiz yok” dediğini anlattı. Bu açıklama üzerine Ersin, bu olayın peşine düştü, gümrüklerden sorumlu bakanlık yetkililerinin ve Emniyet yetkililerinin komisyonda bilgisine başvurulmasını istedi. Ancak o dönemde komisyondaki AKP çoğunluğu buna izin vermedi...
Ersin, daha sonra ilgili bakanlara soru önergeleri vererek, “11 kayıp cihaz nerede” diye sordu ama, soruları hep yanıtsız kadı. İşte Ersin bunları anımsattı ve ekledi: “O zaman benim çağrılarıma kulak verilip bu cihazların nerelerde kimler tarafından kullanıldığı ortaya çıkarılmadı. Ve şimdi o dinleme silahı geldi, hükümetin kendisini vurdu...” Doğru söze ne denir ki?

‘Dört Dörtlük’ Sorumsuzluk

Hükümetin alelacele getirdiği 4+4+4 sistemiyle özellikle kız öğrencilerin okula gönderilmediği sık sık tartışma konusu oluyor. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, konuyu TBMM gündemine taşıyarak Başbakan Tayyip Erdoğan’a, “4+4+4 yasası süresince ve okulların açıldığı dönemlerde okula kayıt olmayan çocuklar için ailelere yasadan kaynaklı ceza vereceğinizi söylemiştiniz. Okullar açıldıktan bugüne kadar geçen 7 ay sürede kaç aileye çocuğunu okula göndermedi diye ceza verilmiştir? Bu cezaların miktarı ve illere göre dağılımı nedir? İlkokul birinci sınıfta yaş grubunda olup da kayıt yaptırmayan ve okulu terk eden kaç öğrenci vardır” sorularını yöneltti. Erdoğan adına soru önergesine yanıt veren Aile ve Sosyal Politikalar Baklığı, konuyla ilgili olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nın yazısını Altay’a gönderdi. Bakanlığın yazısında zorunlu eğitim çağındaki çocukların okula kayıt ve devamlarında 222 sayılı yasa ve Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin ilgili maddeleri kapsamında, veli, okul müdürü, il milli eğitim müdürlükleri, muhtarlar, eğitim denetmenleri ve mülki amirlerin müteselsilen sorumlu oldukları belirtildi. Yazıda, “Okula özürsüz devam etmeyen öğrenciler ile ilgili idari cezaların mülki amirliklerce verilmekte, muhasebe müdürlüklerince de tahsil edilmektedir” denildi. Bakanlık, çocuğunu okula göndermeyen kaç veliye ceza verildiği, kaç öğrencinin kayıt yaptırmadığı sorularını ise yanıtsız bıraktı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon