Parkurda da iyilikte de rekor kırdılar

Maratonda bu yılki mesaj ‘Sağlık İçin Koş’tu ama, sağlıklı bir geleceğin ancak çam sakızı, çoban armağanı iyiliklerin inşa edeceğini düşünenler destek yarışındaydılar; TEMA’dan, Darüşşafaka’ya, Çocuklara Yeniden Özgürlüklük Vakfı’ndan, Otizm’le mücadeleye, Alikev’den, atanamayan öğretmenlere, ÇYDD’den ALS ile mücadeleye kadar uzun bir “iyilik zinziri” için Asya’dan geçti on binler. Rekor kırmışlardı iyilikte...

 

30 bini süreye karşı koşan, yaklaşık 150 bin kişi ağırladı, eskilerin ‘Boğaziçi’, yenilerin “15 Temmuz Şehitler” köprüsü.

 

Sabah 08.45’ten itibaren startlar verildi. Maraton, 15 kilometre, 10 kilometre ve tekerlekli sandalyeli atletler derken, asıl kalabalığı ağırlayan Halk Koşusu gerçek bir şenliğe dönüştü. Üstelik AKP, bu kez ‘tek elden’ start vermiyordu. Spor Bakanı Dr. Muharrem Kasapoğlu ile İBB Başkanı Mevlüt Uysal’la birlikte, ana muhalefet partisinden Genel Sekreter Akif Hamzaçebi, Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya ve il Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu da halkın koşusunun başlangıç anonsunu yaptı.

CHP’liler 3’e bölünmüşlerdi ‘iyilik maratonu’nda. Yıldırım Kaya, Canan Kaftancıoğlu, eski genel başkan yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran ve Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, CHP Spor Kurulu’nun organizasyonunda atama bekleyen 500 bin öğretmen için adımladılar köprüyü. Genel Sekreter Akif Hamzaçebi, otizme dikkat çekmek için destek olmuştu kampanyaya. Grup Başkan vekili Özgür Özel, ÇYDD’nin kız çocuklarına sağlayacağı eğitim desteğine vurgu yapıyordu 15 km yarışını bitirerek. Sezgin Tanrıkulu ve Gökmen Kadir Öğüt’ün ise tercihi Alikev Vakfı’ydı. Elbette hunharca katledilen Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Hanım’a tüm duyarlı kesim destek vermekten geri kalmadı yarış boyunca. Emel Anne ve Şahap babaya sarılanlar sanki Ali’yi hissediyorlardı tenlerinde...

 

Uzun yıllar sonra CHP grubu bu kadar geniş katılımla yer alıyordu maratonda ve halktan büyük ilgi görmüştü. Sonu İstanbul’un plakası olan 34’le biten bir göğüs numarası ile koşan İl Başkanı Kaftancıoğlu ise maratonla ilgili görüşü istendiğinde sözü 31 Mart seçimlerine getirecekti:

“Seneye, daha katılımcı, daha iyi organize olacak İstanbul Maratonunu beraber düzenleyeceğiz...”

Yarışa dönersek; güvenlik önlemleri yine üst sevideydi. 55 elit atletin katıldığı erkekler ve kadınlar maratonuna özel araçların ‘dalmaması’ için güzergahın etrafı da trafiğe kapatıldı. Böyle olunca da 16 milyonluk metropol felç geçirdi 5 saatliğine. FSM ve Yavuz Selim Köprüsü’ne mahkum kalmışlardı, çünkü Avrasya Tüneli de kapalıydı Zeytinburnu Sahil yolu güzergahı nedeniyle.

 

Bu eziyetin yanında işin keyfini çıkaranlar da yok değildi. Köprü üzerinde evlenme teklifinde bulunanlar, top sektirenler, bol bol özçekim yapanlar, ceviz ağacı kıyafetini tercih edip, “bir avuç ceviz yiyin sağlıklı kalın” diyenler ve plastiğe hayır pankartı açanlar. Pırıl pırıl hava da katılımı arttırmıştı.

Yarışların sonlandığı Dolmabahçe ve Sultanahmet ise tam bir curcunaydı ama herkes mutluydu bir şekilde. Elbette kürsünün yabancı atletlerce paylaşılması, parkur rekorlarının Afrika kökenli isimlerce kırılması, hatta Türk atlet kategorisinde mücadele edenler sıralamasında bile madalyaları devşirme atletlerin alması, İstanbul Maratonu’nun bir başka yüzü olarak tarihe geçti.