Özgül Gürbüz'ün 'Ak Ana - Deniz Kabuğunun Hafızası' filmi ‘Cannes XR’a katılmaya hak kazandı
Özgül Gürbüz imzalı sanal gerçeklik filmi “Ak Ana - Deniz Kabuğunun Hafızası” Cannes Film Festivali bünyesindeki ‘Cannes XR’a katılmaya hak kazandı.
Türk mitolojisinden ilham alınarak hazırlanan, ekolojik sorunlara dikkat çekmeye çalışan sanal gerçeklik filmi “Ak Ana - Deniz Kabuğunun Hafızası” bu yıl 6-15 Temmuz tarihlerinde gerçekleşecek Cannes Film Festivali bünyesindeki film fuarı “Marché du Film” içinde sanal gerçeklik projelerinin yer aldığı “Cannes XR”a katılmaya hak kazandı.
Virgile Film’in yapımcılığını üstlendiği filmin yönetmeni Özgül Gürbüz, metin yazarı Sonia Delhaye ve teknik yönetmeni ise Michael Barngrover.
Konuyla ilgili olarak filmin yönetmeni Özgül Gürbüz ile teknik yönetmeni Michael Barngrover’a ulaştık ve aklımızdaki soruları yönelttik.
- Proje nasıl doğdu, oradan başlayalım isterseniz.
Bu proje aslında tamamen bir ekip işi. Yıllardır İstanbul’da yaşayan yapımcı ve oyuncu arkadaşım Virgile Mangiavillano, genişletilmiş gerçeklik (XR) alanındaki deneyimlerini bir projeye aktarmak istiyordu. Türkiye’yi seven bir “yabancı” olarak Virgile, filmin konusunun yine bu coğrafyadan çıkması gerektiğine inanıyordu. Virgile’in koordinatörleri arasında bulunduğu, 77. Venedik Uluslararası Film Festivali’nin sanal gerçeklik bölümü Venice Expand VR’ın “uydu etkinliği” geçen yıl İstanbul’da eylül ayında gerçekleşti ve bizim projemiz de bu etkinlik zamanı doğdu. Bir diğer yapımcı arkadaşım Can Koç, XR alanında deneyimli senaristlerimiz Sonia Delhaye, Asya Sağıroğlu ve teknik anlamda yönetmenimiz Michael Barngrover ile yuvarlak bir masa etrafında toplandık ve herkes kendi vizyonunu paylaştı. Hepimiz ekolojiye dikkat çekmek istiyorduk.
Benim animasyon background’undan gelmemden kaynaklı olarak filmin görsellerini ortak hafızamızda üç boyutlu animasyon türünde canlandı. Karakter tasarımcısı ve animatör olan eşim Uğur Aksoy’un ana karakterleri tasarlamasıyla birlikte hikâyenin karakterleri artık kendisini anlatmaya başladılar. Sanat ekibinde Melis Seylan, Murat Yazar, Necati Cengiz, Amo Kannika gibi çok değerli sanatçılarla birlikte çalışma imkânına sahip olduk. Ayrıca yönetmen ve senaristin kadın olması sonucunda proje bir şekilde kendiliğinden eko-feminist bir bakış açısına büründü.
KADIN VE DOĞA BİRLİKTE ÖZGÜRLEŞİR
- Bu eko-feminizm kavramını biraz açabilir miyiz?
“Ak Ana-Deniz Kabuğunun Hafızası”, Türk mitolojisinden esinlenen ekolojik bir masaldır. Ekofeminizm felsefesi kadın ve doğanın birlikte özgürleşeceğini savunur. Jung’un analitik psikoloji ekolünde kolektif bilinçdışı teorisinin bir parçası olan “yaralı anima-animus” kavramı görüşümüzü destekliyordu. Ve bu kavramın hikâyemiz için çok kullanışlı ve güçlü bir metafor olduğunu farkettik. Mekân olarak ise medeniyetlerin beşiği Göbeklitepe ve denizin doğayla muhteşem bir uyum sağladığı, büyük oranda dokunulmamış Patara bize ilham kaynağı oldu, Türk mitolojisindeki Ak Ana figürü hayal gücümüzü tetikledi ve gerisi kendiliğinden gelişti.
- Teknik olarak VR için yapılan bir animasyonun ne gibi zorlukları var?
Michael Barngrover: VR'de yüksek kaliteli animasyon yapmanın zorlukları, Quest gibi yeni uygun fiyatlı cihazların çok güçlü olmamasıdır. Güzel aletler ve çalışmak için pahalı bilgisayarlara ihtiyaç duymuyorlar fakat bu durum animasyondaki her şeyin çok optimize edilmesi gerektiği anlamına geliyor. Yani bu şu demek, herhangi bir bilgisayar kaynağını israf edemeyiz. Bu film, birkaç saniyelik video yapmak için bilgisayarda günler geçirmek zorunda kaldığınız animasyon filmlerinden çok farklı. Ak Ana gibi etkileşimli yazılımlar oluştururken tüm bunlar daha da zorlaşıyor.
Fakat neticede çok da zor değil, çünkü bugün 5 yıl öncesine göre çok daha kolay. Teknik direktör olarak en büyük zorluğum aslında hiçbir bilgisayar kaynağını boşa harcamayan sanal bir dünya inşa etmekti. Dolayısıyla seviyeyi teknik açıdan tasarlamak en büyük zorluğumuz çünkü Ak Ana'yı Oculus Quest için bir içerik olarak yapıyoruz. Ayrıca bir bilgisayar kullanmaya gerek kalmayacak şekilde, sadece bir telefonun yeterli olacağı şekilde bir alt yapı tasarlıyoruz.
- Cannes’da yer almak sizin için ne ifade ediyor?
Özgül Gürbüz: Cannes bildiğiniz üzere dünyadaki en önemli film festivalleri arasında yer alıyor. Cannes XR sanatçıları, yapımcıları, yatırımcıları, festival programcılarını ve teknoloji liderlerini bir araya getirerek XR sinema , sanat ve eğlence endüstrisi oyuncuları için çok sayıda network oluşturma, finansman ve dağıtım fırsatı sunuyor. Marché ve Festival (Cannes Film Festivali marketi) profesyoneller için her yıl en iyi sürükleyici çalışmaları keşfetmek için eşsiz bir fırsat. Bu yüzden “Cannes XR” bölümünde yer almak bizim için oldukça önemli. Çünkü bu mecra görece çok yeni ve bu bölüme katılan projeler seçilirken çok sıkı bir oylamadan geçiyor.
Diğer taraftan animasyon yönetmeni olarak 2012’de Cannes’da kısa filmlerimden biri olan “Kusursuz Hayat (Flawless Life)” Türkiye’den başka yönetmenlerin de filmlerinin yer aldığı Short Film Corner bölümünde yer almıştı ve bu vesileyle festivale katılma şansım olmuştu. Tekrar bu yeni “Ak Ana- Memory of Shell” projemizle XR bölümüne seçilmek de çok heyecan verici bir deneyim.
Aynı zamanda Kültür Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün desteğini alan projede geliştirme aşamasındayız, filmin 1’30’’ sürelik pilot çekimi Eylül 2021'de ve tam prodüksiyonunun 2021-2022 kışında yapılması planlanıyor.
2022 Baharında uluslararası festivallerde rekabet edebilmek için projeyi geliştirmek ve prodüksiyonu tamamlamak için ilgili potansiyel ortak yapımcı ve ortaklar aracılığıyla ağlarımızı genişletmeye niyetliyiz.
Şu aşamada hedefimiz uluslararası mecrada üretimi gerçekleştirebilmemize destek olabilecek vizyoner yatırımcılarla işbirliği yapmak.
Projenin şimdiki aşamasına ulaşabilmesi için Sinema Genel Müdürlüğü, Fransız Kültür Merkezi ve bağımsız sanatçıları destekleyen Artizen fonuna teşekkür ederiz. Son olarak muhteşem ekibimize, tüm aileme ve projemizde bize destek olan herkese şahsen teşekkür ediyorum.
YAŞAYANA DAHA SAYGILI OLALIM
“Ak Ana - Deniz Kabuğunun Hafızası”, sanal gerçeklik için hazırlanmış, interaktif ve deneyime dayalı bir animasyon filmi. Filmin kahramanı gelecekte, Akdeniz’in incisi Patara’nın sular altında kaldığı bir dünyaya dalış yapar. Fakat insanlığın ortadan kaybolduğu ve denizlerin zarar gördüğü bu ortamda lanetin gerçekleşmesini önleyebilecek bu seçilmiş çocuk aslında bizi temsil eder. Kutsal kabuğun peşinde koşan bu yolculuk bizi, çeşitli öğretilerden geçirerek denizleri kurtarmamızı ve yaşayana daha saygılı yaklaşmamızı önerir.
En Çok Okunan Haberler
- Bahçeli ile görüşmesini anlattı
- Soylu'dan 'Özür dileriz' çıkışı
- İhraç talebi ile disipline sevk iddiası!
- AKP'li başkandan 'torpil' savunması
- 2 çocuk vurulmuş halde ölü bulundu!
- İşte Enes Güran'ın kolundaki ısırık izinin fotoğrafı
- CHP'den 'İmamoğlu' çağrısı
- 'Erdoğan' zirvesi sonrası MHP'den bir paylaşım daha!
- 'Bundan 25 gün önce de...'
- Çok konuşulacak 'Kabine değişikliği' kulisi