'Otizmdeki başrol oyuncu: Toksik saldırı!'

Otizmin bilinenin aksine genetik bir sorun olmadığına, otizmin sahne arkasındaki başrol oyuncusunun toksik bombardımanı olduğuna dikkat çeken Fitoterapi Uzmanı Dr. Ümit Aktaş, 2 Nisan Otizm Farkındalık Günü için görüşlerini ve beslenme önerilerini paylaştı.

'Otizmdeki başrol oyuncu: Toksik saldırı!'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 02.04.2021 - 13:43

Her geçen yıl giderek yükselen bir ivmeyle otizm tehdidiyle karşı karşıyayız. 1985 yılında her 2 bin 500 çocuktan birine otizm teşhisi konulurken, Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (CDC) verilerine göre bugün her 54 çocuktan biri otizm riski ile doğuyor. İstatistiklerden yola çıkarak bundan 20-30 yıl sonra her iki çocuktan birinin otistik olacağını öngörüyor. Toplumda hala bu problemin son derece nadir göründüğüne dair bir algı olsa da tehlike çok daha büyük.

"OTİZM GENETİK DEĞİLDİR, DOĞRU BESLENME MODELİ İLE SEMPTOMLAR HAFİFLETİLEBİLİR"

Otizmin bu kadar artmasının önemli bir sebebinin beslenme alışkanlarının değişmesi olduğunun altını çizen Dr. Ümit Aktaş, “Bugün artık otizmin genetik olmadığı, çevresel toksinler, yiyeceklerin içindeki kimyasallar, DNA’mızın tanımadığı suni yiyecekler ve aşılarda kullanılan ağır metallerle ilişkili bir sorun olduğu biliniyor. Bu toksik saldırı, sağlıksız bir mikrobiyomla birleşince ortaya birçok farklı faktörün birlikte rol oynayarak beyin fonksiyonlarında bozukluğa yol açtığı bir tablo çıkıyor. Ancak bilinenin aksine, doğru bir beslenme modeli ile otistik semptomlar hafifler, hatta tamamen iyileşebilir” dedi.

Teşhis ne kadar erken konmuşsa ve doğru beslenme modeline ne kadar erken geçilirse tedavinin başarı şansı da o kadar artar diyen Dr. Ümit Aktaş; “Maalesef her sağlık sorununda olduğu gibi beslenme ve otizm arasındaki ilişki de göz ardı ediliyor. Sonuçta geriye sadece bir yere kadar faydalı olabilecek psikoterapi yöntemleri ve ciddi yan etkileri olan ilaçlar kalıyor. Dünyayı temizlemek elimizde olmayabilir, ama sağlıklı çocuklar yetiştirmek adına değiştirebileceğimiz pek çok şey var” diyerek ebeveynlere önerilerde bulundu.

Sezaryenle doğan çocuklarda otizmin daha fazla görüldüğüne de dikkat çeken Dr. Ümit Aktaş, “Bebek, ilk probiyotiklerini normal doğum esnasında doğum kanalından geçerken annesinden alır. Anne sütü ise probiyotiklerin beslenmesini ve çoğalmasını sağlar. Bu koruyucu kalkan olmadan dünyaya gelen sezaryen bebeklerinde, hele bir de anne sütünden mahrum kalmışlarsa otizm riskinin arttığını gösteren çalışmalar var” diyerek mecbur kalmadıkça anneleri normal doğum yapmaları konusunda uyarıyor ve bebeğinizi hiperaktivite sendromundan, salgına dönüşen otizmden korumak için 7 maddede sağlıklı çocuk yetiştirme yöntemlerini paylaştı:

1. Toksinlere maruz kalmayın

2. D vitamini eksikliğine dikkat edin

3. Kolesterol zengini gıdalar tüketin

4. Normal doğum yapın

5. Diyetinize omega-3 ekleyin

6. GDO yemeyin, yedirmeyin

7. Beslenme modelini değiştirin

Otizmle savaşta oluşturulacak beslenme modelinin yasaklıları:

  • Tüm işlenmiş gıdalardan uzak durulmalı. Raf ömrü olan her gıda işlenmiş gıdadır. Temel kural doğal beslenme olmalıdır.
  • Tüm sebzeler mevsiminde yenmeli. Mevsim dışında yenilenler sebze değil, tarım ilacı ve hormon deposudur. Çocuğunuzu zehirli olan her şeyden korumak önceliğiniz olmalı.
  • Bugünün genetiği değiştirilmiş buğdayı, yaygın biçimde gluten intoleranslarına sebep olduğu için yenilmemelidir. Her türlü ekmek (beyaz, kepekli, tam buğday, yufka, lavaş, köy ekmeği), un, bulgur, makarna, erişte, şehriye ve hatta ev tarhanası bile, buğday içerdikleri için yasak. Hatta bu ürünlerle aynı poşette taşınmış, temas etmiş gıdalar bile yenmemelidir.
  • Yulaf, arpa ve çavdar da gluten içerirler, doğal olarak bunlar da yasak.
  • Hazır mayalı gıdalar yasak. Hazır maya vücutta sindirilemez ve gıda intoleranslarına sebep olur. Yaş maya, kuru maya, fırıncı mayası, pastane mayası, kabartma tozu da kullanılmamalıdır.
  • Şeker asla tüketilmemelidir.
  • Süt, süt ürünleri laktoz içerir. Yenmemelidir.
  • Bu beslenme programında meyve yasaktır, yenmemelidir.
  • Ülkemizde hayvan yemi olarak GDO’lu yem satışı serbest. Besi hayvanlarından ve çiftlik balıklarından uzak durun. Merada yayılmış hayvan eti ve deniz balıkları yiyebilirsiniz.

Otizmle savaşta oluşturulacak beslenme modelinde mutlaka bulunması gerekenler:

  • Mevsiminde her türlü taze sebze 
  • Mevsim sebzeleri konserve yapılabilir, kurutulabilir, derin dondurucuda saklanabilir.
  • Ev turşusu
  • Paça çorbası, bol miktarda kolajen içerir, bol bol içilmelidir
  • İşkembe çorbası
  • Kemik suyu. Hazırlanıp derin dondurucuya konularak, her yemekte kullanılmalı
  • Kaya tuzu (kararında kullanılacak ama rafine olmayan tuz kullanılmayacaktır)
  • Saf sızma zeytinyağı  - her gün en az 10 yemek kaşığı
  • Hakiki köy tereyağı - her gün en az 3 yemek kaşığı
  • Organik Hindistan cevizi yağı (coconut oil) - her gün en az 1 yemek kaşığı
  • Deniz balığı (mevsim balığı)
  • Kırmızı et (merada yayılmış hayvan eti)
  • Karabuğday (greçka)
  • Kinoa
  • Her türlü kuruyemiş (kavrulmadan yenilecek)

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler