Önce Lubitsch, sonra Payne...

Gerçek mi, düş ürünü mü? Her ikisi de! Gerçek ile düş, birbirinin vazgeçilmez öteki yüzü değil midir zaten? Sinemadaki birliktelikleri doğal oarak sorunludur. Kimi zaman dostça, el ele yürürler; arada sırada da düşman kardeşler gibi zıtlaşırlar. Sinemaya, gerçeklerden kaçmak için sığınıldığı gibi, gerçekleri derinlemesine kavrayabilme iç dürtüsüyle de koşulur...

Yayınlanma: 29.08.2017 - 22:18
Abone Ol google-news

Teknolojik gelişmeler, gerçekleri farklı bakış açılarıyla perdelere yansıtmanın ötesinde, sanal bir ortamda sanki elle tutulabilir kılmaya olanak tanıyınca, yedinci sanatın beklenmedik bir hızla büyüyen yeni dalı “sanal gerçeklik” (Virtual Reality) , ana akımların en ciddi rakibi konumuna geliverdi. İlk aşamada biraz küçümsenen, video oyunların sinemadaki uzantısı olarak algılanan sanal gerçekliğin sinemada durdurulamayan yükselişi, ilk kez Venedik’te, bir anlamda ‘resmiyet’ kazanıyor.

Sanat sinemasının en güçlü savunucusu, dünyanın en eski sinema etkinliği Venedik’te bu yıl ilk kez, sanal gerçeklik türündeki 31 çalışma özel bir bölümde toplanmış. Bu filmlerin, Venedik Festivali tarafından düzenlenen atölye çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen 9 örneği dışında kalanları, ayrı bir jüri tarafından değerlendirilip ödüllendirilecek. ABD, Kanada, Fransa, İngiltere, İtalya, Danimarka, Çin, Tayvan ve Güney Kore’den gelen sanal gerçeklik örneklerinin bir bölümü canlandırma sineması türünde.

Genellikle 5 ile 20 dakika arası uzunlukta olan sanal gerçeklik ödülü adayları arasında 55 dakika süren en uzun örnek, Tayvan sinemasının tanınmış adı Tsai Ming Liang’ın, Jia Zai Lanre Si ile birlikte imzaladığı “The Deserted”... Festival sarayının hemen yanında geçen yıl özel olarak inşa edilen sanal gerçeklik salonunda bu güz yer bulmak herhalde zor olacak...

Ve tabii, gündemin baş sırasında ‘klasik sinema’nın farklı örnekleri var. Bu gece, Alexander Payne’nın Matt Demon ve Christoph Waltz’lı “Downsizing”ini açılış filmi olarak izleyeceğiz. Her şeyin daha da büyümesini hedefleyen küresel değerlere karşı küçülmenin erdemlerine dikkati çeken Alexander Payne, Altın Aslan yarışının 21 adayı arasında yer alıyor.

Ana bölümün yelpazesi geniş ve zengin: Darren Aronofsky, George Clooney, Guillermo del Toro, Robert Guediguian, Abdellatif Kechiche, Koreeda Hirokazu, Paul Schrader, Paolo Virzi ve Frederick Wiseman filmlerini merakla izleyeceğimiz diğer Altın Aslan adayları arasındaki yönetmenlerin ilk sıralarında yer almaktalar.

Türk sinemasının La Mostra’daki tek örneği, etkinliğin ilk ve ikinci filmlere ayrılan yan bölümü “Uluslararası Eleştirmenler Haftası” seçkisinde yer alan, Emre Yeksan imzalı “Körfez”i gelecek hafta başında izleyeceğiz...

Sinemanın bugünü ve geleceği yanında, dünü de giderek artan bir dikkatle gündemdeki yerini koruyor. Bu bağlamda, Venedik’in yanı sıra birçok festivalde artık gelenekselleşen ön açılış geceleri, sinema tarihine göz atmak için güzel bir fırsat oluşturmakta. Salı gecesi, Ernst Lubitsch’in 1923 yapımı sessiz filmi, Mary Pickford’lu “Rosita”yı orkestra eşliğinde izlemek, yedinci sanatın hem bugününü daha iyi kucaklayabilmek, hem de geleceğini daha iyi düşleyebilmek için önümüze gelen güzel bir tarih yaprağıydı...


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler