Öcalan da 17 Aralık için Erdoğan gibi 'darbe girişimi' dedi

HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'ın da Başbakan Erdoğan ve hükümet üyeleri gibi 17 Aralık operasyonu için "darbe girişimi" tanımlamasında bulunduğunu söyledi

Öcalan da 17 Aralık için Erdoğan gibi 'darbe girişimi' dedi
Abone Ol google-news
DHA
Yayınlanma: 05.02.2014 - 12:00

Erbil merkezli Rudaw TV'ye açıklamalarda bulunan HDP Genel Başkan Yardımcısı Sırrı Süreya Önder, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'ın da Başbakan Erdoğan ve hükümet üyeleri gibi 17 Aralık operasyonu için "darbe girişimi" tanımlamasında bulunduğunu söyledi. Önder, şunları söyledi:

'17 ARALIK DARBE GİRİŞİMİDİR' DEDİ

Öcalan, sürecin sekteye uğramasını bu sebeplere bağlamıyor. Hükümetin bu konuda göstereceği iradi zaafiyetten daha çok şikayetçi. O anlamda bunun bir darbe girişimi olduğunu ya da buna dönüştürülmek istendiğini, evet söyledi. Ama süreci başlatan tek başına hükümet değil bir halkın 30 yıllık mücadelesi var ve sayın Öcalan'ın geliştirdiği bir çözüm iradesi var. Dolayısıyla tek taraflı başlayan bir süreç değil. Türkiye halkları da uluslararası kamuoyu da bunu benimsedi. Dolayısıyla süreç zarar görmez, kesintiye uğramaz. Süreç zarar görürse bütün ülke zarar görür.


HÜKÜMET-CEMAAT UZLAŞACAK

İktidar içi bir paylaşım kavgasıdır. Kalıcı olacağını düşünmüyorum. Hayatın bir yerinde yeni bir dengede buluşacaklar, eğer takatları kalırsa. Neticede iktidar dediğin bir paylaşma biçimidir. İttifak olarak iktidarsanız yeni bir denge oluşur, barışırlar.

Konuşmasına Kürtçe selamlama ile başlayan Önder, Öcalan'ın cezaevinde yoğunca yazıp okuduğunu ifade ederek, şöyle dedi:

"Yazılı Kürt medyasını izleyebiliyor, fakat bu 30-40 gün biriktirilerek ve incelendikten sonra kendisine verilebiliyor. Diğer yazılı medyayı 8-10 gün sonra toplu olarak alabiliyor. 12 televizyon kanalı izliyor, Kürt televizyon kanalı yok bunun içinde. Sanırım TRT 6 var."

"ÖCALAN-ZANA GÖRÜŞMESİ SİYASİ HEYETLERLE GÖRÜŞMENİN İLK ADIMIYDI"

HDP Genel Başkan Yardımcısı Önder, avukatlarının uzun süreden bu yana  Öcalan ile görüştürülmemesine Adalet Bakanlığı'nın izahat getiremediğini belirterek, şöyle devam etti:

"Sanırım bu mesele çözülecek. Çözeceğiz bu meseleyi. Pek yakın bir zamanda sadece avukatları ile değil, siyasi heyetlerle de görüşecek. Sayın Leyla Zana ile yaptığı görüşme bunun ilk adamıydı. İlk defa heyetten dışında bir siyasi ile görüşme gerçekleştirdi. Akil insanlar ve gazetecilerle görüşme için hükümet bunun hazırlığı içindeydi. Fakat, 17 Aralık meselesi ile sanırım biraz durdurdular. Yakın zamanda HDP'nin eş başkanları sayın Ertuğrul Kürkçü ve sayın Sabahat Tuncel ile görüşecek, ondadan sonrada gazeteciler ve diğer siyasi heyetlerle görüşecek diye bir beklentimiz var."

Önder, Suriye'nin kuzeyinde Kürtler'in yaşadığı 'Rojava' olarak bilinen bölgesinde 3 kantonda demokratik özerkliğin ilan edilmesinin Öcalan'ın ön gördüğü bir süreç olduğunu anlattı. Önder, Öcalan'n Rojava bölgesini karış karış ve aile aile bildiğini bu nedenle oradaki gelişmeleri çok önemsediğini ifade ederken,  bu konudaki yayınları nedeniyle röportaj yaptığı kanalı da eleştirdi. HDP Genel Başkan Yardımcısı Sırrı Süreya Önder, şöyle konuştu:

"Kürt halkı, sayın Öcalan ve devlet ile çözüm sürecini geliştirmeye çalışan heyetin bir üyesi olarak gözlemimi aktarmak istiyorum. Rudaw yönetimi de böyle kabul etsin. Ben bir Türküm. Kürdistan'da doğmuş bir Türküm ve bir yoldaşlık nöbeti tutuyorum. Temel manifestom; Kürt halkının onuru ve onuruna gösterdiği titizlik. Bunu bir kutsal nokta olarak koydum ve böyle davranıyorum. Yoldaşlık böyle olur. Kürdistani bir kanal. Rojava şu anda bütün Kürdistan'ın onurudur. Orada rüzgar esse Nusaybin'deki Kürt üşüyor. Orada birinin tırnağı taşa değse İstanbul'daki Kürd'ün gözüne değmiş gibi oluyor. Orada gösterilen mücadele saygı duymak gerekir. Bir yoldaşları olarak ben inciniyorum. Bunu yoldaşça ve kardeşçe bir sitem olarak belirtiyorum."

"SÜREÇ KİMİN İKTİDARDA OLDUĞU İLE KAİM DEĞİLDİR ARTIK"

HDP'li Önder, hükümet ve cemaat arasındaki kavganın çözüm sürecini etkileyip- etkileyemeyeceğine ilişkin soru üzerine ise, şunları söyledi:

"Hükümet ve cemaat arasındaki kavga çözüm sürecini elbette olumsuz etkiler. Sadece bu değil. Bu toprakların geçmişine bakıldığında 4 parça Kürt halkı hep sıkıntıların, kendi bulundukları kara parçasında muktedirlerin sıkıntılarını ihraç ettiği bir alandır. Kendi iç çatışmasını ancak ihraç edersen kurtulursun. Kürt halkı yıllarca bunun kurbanı oldu. Elbette zarar görür, dönüp yüklenecekleri yer Kürtler olacaktır. Eğer Kürt halkı bu konuda yeterli bir birlik sağlamaz ise Onun için kongre çok elzem ve hayatidir. Bunu geçmişte de gördük burada iktidar içi kavgalar yükseldiği zaman bu hep Kürtlere savaş olarak yansıdı. Onun için süreci tehdit eder, hırpalar, ama süreç iktidarda kimin olduğu ile kaim değildir artık. Bir halkın iradesi ve onun önderliğinin iradesi vardır. Ayrıca diğer parçalardaki Kürt halklarının da yüksek dayanışma duyusu vardır. Geçmişte olmayan bu denli bir olgudan bahsediyoruz."

Sanat çalışmalarını bırakıp siyasete girdiği için asla pişmanlık duymadığını söyleyen HDP Genel Başkan Yardımcısı Sırrı Süreya Önder, "Dünyanın bütün sanatını toplasanız ve benim şahsımda bu hünerleri bana verseniz benim için bir gencimizin hayatından önemli değildir. Yaptığımız iş çok önemlidir. Sanat bekleyebilir oma insan hayatı beklemez. İnsanların onuru her şeyden kıymetledir. Dolayısıyla pişman değilim ama, bu işi uzun süre yapınca biraz mesleğe dönüşüyor. Birde bu dayanışma nöbetinde gençlere alan açmak gerektiğini düşünüyorum. Halkımız beni serbest bırakırsa bu yoldaşlık nöbetini başka alanlarda yapmak istiyorum. Gençlere alan açmak ve genç kadın ve erkekleri sürece dahil etmek gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu. 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon