Ocak cinayetinde 21 yıl sonra ifade

Hasan Ocak’ın gözaltında işkenceyle öldürülmesinin üzerinden 21 yıl geçti. 21 yıl sonra, savcıya ifade veren ağabey Hüseyin Ocak dava açılacağına dair hiçbir umudunun olmadığını söyleyerek “21 yıldır faillerin peşindeyiz” diyor.

Yayınlanma: 25.03.2016 - 20:26
Abone Ol google-news

Öğretmen Hasan Ocak'ın gözaltında işkenceyle öldürülmesinin üzerinden tam 21 yıl geçti. Cenazesi, 21 yıl önce bugün, Beykoz'da ormanlık alanda köylüler tarafından bulundu. Ailesi her yerde ararken, onu,kimsesizler mezarlığına gömdüler. “21 yıldır faillerin peşindeyiz” diyor ağabey Hüseyin Ocak. 21 yıl sonra, Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında savcıya ifade verdi. Adliye önünde Cumhuriyet'in sorularını yanıtladı.

Hüseyin Ocak, dava açılacağına dair hiçbir umudunun olmadığını söyleyerek, gazetemize şunları anlattı: “Savcılıkta yıllardır bilinenlerin tekrarını yaptık. Asıl amacımız kayıpların karanlık dehlizlerde kaybolmasını engellemek. Biliyoruz ki Hasan’ı geri döndürme şansımız yok. Belki bu karanlığa karşı bir duvar örebiliriz. Burada Hasan’ın işkence edilmiş, parçalanmış cesedini gördük. Buraya gelmek bize zulüm geliyor ama peşini bırakmamaya çalışıyoruz, buna katlanarak.



Nasıl kayboldu?

Savcı 'Nasıl kayboldu, kimle yaşıyordu, kimden şüpheleniyorsunuz' diye sordu? Savcılar daha önceden 'dosyayı bilmiyorum' diyorlardı. Daha sonra tayinleri çıkıyordu. Yeni savcının da sorduğu sorulardan çok umutlu değiliz, bir sonuç çıkarabileceğini düşünemedim. Öldürülmesinin emniyetle bağlantılı olduğunu söyledik. Ne kadarını araştırır bilemiyoruz. Bugün kan gölüne dönenen bir ülkede, kayıpların aydınlanacağına inanmıyoruz. Bu sorun, barış ortamında, demokrasi ile yönetilen bir ülkede çözülür. Toplumda da geçmişle yüzleşme isteği olmalı. 'Karanlık dehlizlerde kaybolan insanların yitip gitmesini istemiyoruz' diyen insanların çoğalması gerekiyor. Oluru yok ama tarihe bir not düşüyoruz şu anda, yaptığımız şey bu.

Hasan'ın güzelliği...

Hasan ile hem dost, hem kardeş, hem yoldaşız. Kardeşlikten önce dostluğumuz çok önemliydi. Her akşam saz çalardık, türkü söylerdik. Beraber sinemaya, tiyatroya giderdik. Hala hepsi hatırımda. En son beraber yemek yemiştik, belki tavla oynamıştık… Hasan yaşamı seven bir insandı. Ruhi Su’nun türkülerini çok iyi söylerdi. Güzel saz çalan dünya güzeli bir insandı… Daha önce de gözaltına alındı. Çok küçüktü daha... Ters askıda ağzında biriken kanı tükürdüğünde, bir işkencecinin suratına gelmişti. Daha çok işkence görmüştü. Polisin, istediğini alamadığı için ona kini vardı. Emniyet Genel Müdürü, 'bu tıfıl çocuktan mı bilgi alamadınız' demiş. TİM şefi Hasan'ın dakikalarca boğazını sıkmış, sallamış havada… Aylarca yutkunamadı. Dirençliydi, öğretmen olduğu için de insanları eğitmeyi seven bir insandı. 21 yıldır bizi sokağa döken, peşinden koşturan da onun bu duygusu, bu güzelliğiydi.”

Türkiye'nin yaşam hakkı ihlalinden mahkum olduğu AİHM davasını anımsatan Ocak, AİHM'den, gelen soruya, savcının verdiği yanıtı hiç unutamdığını söyledi: “O savcı, 'Türk polisinin adam öldüremeyeceğine, işkence yapamayacağına, insanları gözaltında kaybedemeyeceğine olan inancımla takipsizlik kararı verdim' diye yanıt verdi. O polislerin hiçbirini dinlemeden bu yargıya vardı. Aynı ruh şimdi de var.”

İstense dava açılır

Ailenin avukatı Gülseren Yoleri de “Savcının sorduğu sorulara göre sanki bu dosya ilk defa önüne gelmiş gibiydi. Sanki bu dosyada 21 yıldır suçlular hiç işaret edilmemiş, sanki Hasan'ı gözaltında gören olmamış. Beykoz'da bulunup, kimsesizler mezarlığına defnedilirken, devlet sanki kayıp olduğunu bilmezmiş... Somut adres gösterin ki ben işlem yapayım noktasında bir mantık var” dedi. Ocak'ın emniyette gözaltına alındığına dair somut verilerin olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “Bir Emniyet yetkilisi 'gözaltında durumu iyi değil' diyor. Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu'nun sorusuna gelen ilk yanıtta, 'gözaltına alındı, bırakıldı' deniyor... Savcılık hiçbir şeyi somut veri kabul etmiyor. Önünde hem AİHM dosyası var hem de 21 yıllık soruşturma dosyası... İstenirse dava açılabilir ama bu zihniyetle gerçek orta çıkmaz. Direnç var.” Görgü tanıklarına rağmen bir dava açılmamasının aynı zamanda çok moral bozucu olduğunu dile getiren Yoleri, “İnsanlığa karşı o suçları işleyen zihniyetin, suçlular korunarak, araştırılmayarak, faillerin ortaya çıkması engellenerek bir anlamda hala korunduğunu görüyoruz. Aşılması noktasında umudumuzu dünyadaki örneklere bakıp korumaya çalışıyoruz. Bu er geç olmak zorunda. Unutturmama adına sürdürülen mücadele de bu örneklerden ilham aldı. Şu an umutlu bir şey söylemek yakın tarih açısından imkansız görünüyor” dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler