O eski halinden eser yok şimdi

Noel Işıkları yine dükkanları, caddeleri, evleri süslüyor ama o bilinen canlılık yok.. .Sadece ışıklandırmalar değil, tüm Noel ritüelleri aslında 19. yüz yıl ürünüdür. İlk Noel şarkıları yirmi yıl arayla 1823 ile 1843’te bestelenmiştir, örneğin...

Yayınlanma: 27.12.2020 - 15:53
O eski halinden eser yok şimdi
Abone Ol google-news

Salgın tabii ki İngiltere’yi de kötü etkilemiş. Londra’da örneğin, Noel öncesi o bilinen canlılık pek kalmamış. Her yılbaşında Thames nehri boyunca kurulan platformlardan yapılan havai fişek gösterilerinin bu yılbaşı olup olmayacağı da henüz kesinleşmiş değil. Eğer olmazsa (ki olmamalı), bu, 2020’nin aslında hiç yaşanmamış yıl olduğu anlamına gelecek benim için iyice. Çünkü 2020’yi öyle kabullenip rahatlatmış durumdayım kendimi.

Ama tüm sessizliğine rağmen, Noel ışıklandırmalarından vazgeçilmiş değil.Caddeler, cadde üzerindeki işletmeler, mahalle arasındaki evler yine harika Noel ışıklarıyla dolu. Şaşırtıcı gelebilir ama sanıldığı gibi, İngiltere’de gelenekselleşmiş de olsa çok uzun bir geçmişi yoktur bu ışıklandırmaların. Kökeni tabii pagan kültürüne dayalı. Karanlık zamanlarda yaşamın devamlılığını simgelemek için belli dönemlerde ateşler yakılır, sokaklar geceler boyu aydınlatılırdı. Elektriğin icadından yüzlerce yıl önce.

19. yüzyıl ürünü

Sadece ışıklandırmalar değil, tüm Noel ritüelleri aslında 19. yüz yıl ürünüdür. İlk Noel şarkıları yirmi yıl arayla 1823 ile 1843’te bestelenmiştir, örneğin.  Yeşil kıyafetli Noel Baba çizimleri, (orijinali yeşildi, kırmızıya bürünmesi Coca Cola reklamında kullanılmasındandır) 1862'de çıkmıştır halkın önüne. Şu Noel ağacı bile öyle çok eski değildir. İngiltere Kraliçesi Victoria'nın eşi Prens Albert, nereden gelmişse aklına, 1841'de bir çam ağacı koymuş saraya. On beş yıl kadar sonra, 1856’da da dönemin ABD Başkanı Başkan Franklin Pierce da Beyaz Saray'a getirtmiş bir tane. Eh, onlar yapınca halkın benimsemesi de zor olmamış.

Noel ışıklandırmaları işte bu çam ağacıyla bağlantılı. Birilerinin de aklına ağaca yanan mum asmak gelmiş. İyi de, bu son derece tehlikelidir, yangınlara yol açmıştır. 19. yüzyıl İngilteresinde, Amerikasında Noel’de yangın vakalarına çok sık rastlanırdı bu yüzden. Şu Thomas Edison elbette mucit falan ama ticareti de iyi bilen bir “tüccar”dı nihayetinde. Hayli fırsatçı tutumları olmuş, o nedenle pek de sevilmemiştir derler, Edison için. Ampulü bulunca tabii, bunu evlere satmak için bir de firma kurmuş. Bir de sıkı dostu bir dostu vardı; Edward Hibberd Johnson adında. Çok mu çok bağlı olduğu Edison’un aklında ne varsa onları paraya çeviren bu zattır.  


İngiltere’de Noel ışıklandırmaları nedense geç başlamıştır, 1954’te yani. Nedeni de son derece ticaridir aslında. Londra’nın her zaman şık Regent Caddesi’nde esnaflar ürünlerini sergilemek amacıyla o yılın Noel’inde dükkanlarını ışıklandırmaya başladılar.

Asıl amaç ticaretmiş

Çok geçmeden Johnson'ın aklına parlak bir fikir gelir. Edison’un ampullerini çok satmanın yolunu buluştur. Mucitin dükkanının vitrinine döner bir kaide üzerine yerleştirdiği çam ağacına 80 tane kırmızı, beyaz, mavi ampul bağlayıp, jeneratör yardımıyla yakar. Tabii, iş bilen adamdı, hemen Detroit Post and Tribune'den bir muhabire haber verir. Bir gün sonra gazetenin usta yazarı W.A. Croffut köşesinde bu “Noel Ağacı”nı yazar. Johnson’ın ışıkları gerçekten de zamanının ötesindeydi, elektrik henüz rutin olarak mevcut değildi, çok da pahalıydı. Satışa etkisi olmuş mu olmamış mı bilemem ama ağaca ampül bağlama adeti başlamıştır artık. 1894'te Başkan Cleveland de Beyaz Saray’daki Noel ağacına ampüller koyunca, artık benimsenir toplumca.  O gün bugündür bu adet sürer.

Işıklı ilk bina

İngiltere’de, ABD’de olduğu gibi, elektrik 1880'lerde evlere, işyerlerine girmeye başladı. Elektrik ışıkları da yaygınlaştı tabii. Olur da Londra’ya gelir, Soho’daki Savoy Tiyatrosu’nu bulursanız bilin ki burası dünyada elektrik ışıklarıyla aydınlatılan ilk binadır. Buna rağmen İngiltere’de Noel ışıklandırmaları nedense geç başlamıştır, 1954’te yani. Nedeni de son derece ticaridir aslında. Londra’nın her zaman şık Regent Caddesi’nde esnaflar ürünlerini sergilemek amacıyla o yılın Noel’inde dükkanlarını ışıklandırmaya başladılar. 1959'da Oxford Caddesi Noel ışıklarının en iyi sergilendiği yer oldu. Hala öyledir.

Çevreciler çok haklı olarak ışık kirliliği yarattığı için karşılar. “Yılda topu topu bir ay geceleri yanıyor o ışıklar, ne sakıncası olur?” diyenler de mevcut. Ben de aslında çevreciler gibi düşünüyorum tabii.

Çevreciler karşı

Noel ışıklandırmalarına çok önem veren bir kenttir Londra. İhtişamı arttırmak için ışıklar her yıl ünlüler tarafından kalabalık törenlerle resmen açılır. Bu “açışlar” genellikle bir heyecan yaratmak, insanları bir araya getirmek, Noel alışverişine başlamak için düzenlenir. Ancak başka amaçlar için de kullanılabilirler. Örneğin, 2016'da, Londra'nın merkezindeki Soho bölgesinde, Berwick Street Market'i özelleştirme planlarına karşı yöre halkı o yılın Noel’inde ışıklandırmaları protesto içeren figürlerle donattı. Ben de pek severim. Noel dönemi Londra olağanüstü güzel olur.

Tehlikesi yok mu hiç. Var tabii. Çevreciler çok haklı olarak ışık kirliliği yarattığı için karşılar. “Yılda topu topu bir ay geceleri yanıyor o ışıklar, ne sakıncası olur?” diyenler de mevcut. Ben de aslında çevreciler gibi düşünüyorum tabii. Işık kirliliği konusunda farkındalık yaratmak için kurulan Globe At Night'a göre, aşırı dış mekan aydınlatmasının gezegen üzerinde çok sayıda olumsuz etkisi var: her şeyden önce, gece vahşi yaşam ekosistemini bozuyor, enerji israfı yapıyor. Her ne kadar Toronto Üniversitesi profesörü Danny Harvey'e göre Noel ışıkları LED (ne olduğunu sormayın, bilmiyorum) olduğu için artık çevreye çok fazla zarar vermiyor da olsa içim pek rahat değil bu konuda.

Sessiz sokaklarda akşam karanlığı çökmüş Londra caddelerinde yürürken “ışığın” hiç eksilmesin insanlık dedim bir yandan. Eğer eksikse ne büyük talihsizlik. Kafası karanlık olanı hiçbir ışık aydınlatmaz çünkü.

Herkese mutu yıllar şimdiden.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler