Navalyn: Milliyetçilikten liberal kahramanlığa
Rusya’ya dönüşünde tutuklanması üzerine ülkede son yılların en büyük protesto gösterilerine neden olan Aleksey Navalyn aslında kim? Sanıldığı gibi özgürlük yanlısı mı? Yolsuzluğa karşı mücadele ettiği iddiasındaki Navalyn’in Putin karşıtı oligarklarla ilişkisi ne? Etnik nüfusun yoğun olduğu bölgelere devlet desteğine karşı çıkan Navalyn gerçekten sosyal adaletçi mi?
Almanya dönüşü tutuklanmasıyla Rusya’da büyük bir protesto dalgası başlatan Aleksey Navalyn’den hep “Putin ya da Kremlin muhalifi” olarak söz edilir ama gerçekte nasıl bir muhalif olduğuna ilişkin bilgilerimiz çok da net değil. Navalyn gerçekte kimdir? Muhalifliği hangi esaslara dayanıyor? Sanıldığı gibi özgürlüklerden yana mıdır türü sorulara verilmiş kapsamlı bir yanıt olmadı pek.
Aleksey Sakhnin tanınmış bir Rus aktivisttir. Ülkesindeki Sol Cephe’nin de üyesidir. 2011-2013 arası Putin karşıtı protesto hareketinin liderlerinden biriydi. Bir ara İsveç’e göç etmek zorunda kaldı. Sonra yeniden sol muhalif bir gazeteci olarak Rusya’ya döndü. Uluslararası İlerici Konsey’in de üyesi olan Sakhnin, ABD’de yayınlanan sosyalist Jacobin dergisinde “Alexei Navalny Adında Bir Rus Milliyetçisi Nasıl Liberal Bir Kahraman Oldu?” başlıklı hayli ilginç bir yazı kaleme aldı. Onun makalesinden de yararlanarak Navalyn necidir, ne değildir özetlemeye çalışayım.
“Modern Rusya'daki çoğu politikacı gibi”, diyor Sakhnin “Navalyn’in dünya görüşü sağcı, liberal piyasa ideolojisinin tamamen egemenliği altında şekillendi”. 2000 yılında liberal Yabloko partisine katılan Navalyn o yıllarda, klasik bir neoliberaldi. Bu radikal bir özelleştirme taraftarı olmak, sosyal yardımların azaltılmasını istemek, devletin küçültülmesini desteklemek, sermayenin “özgürlüğünü” savunmak demek. Ancak, sosyalist kimi değerlerin toplumda hala güçlü bir biçimde yer alması, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in güçlü devlet fikrinin geniş kitlelerce destek görmesi gibi nedenlerden ötürü neo liberal politikaların Rusya’da başarılı olma ihtimali pek mümkün olmadı. Ayrıca Rus kamuoyunun büyük bir bölümünün gözünde neo liberalizm yoksulluğu, adaletsizliği, eşitsizliği, hırsızlığı sembolize ediyordu. Batı yanlısı liberal ideoloji, halkın gözünde parlaklığını yitirdikten sonra, egemen sınıfın da ilgisini kaybetti. Başlangıçta bu politikaları uygulamaya niyetlenen Vladimir Putin'in ardından Rus yetkililerle, oligarklar kendilerini “Rus devletinin vatanseverleri” olarak ilan ettiler.
NAVALYN’İN DÖNÜŞÜMÜ
Böyle bir siyasal iklimde Navalyn de kısa bir süre sonra , 2000'lerin sonlarında, milliyetçi bir figür olarak ortaya çıktı. Aşırı sağcı Rus yürüyüşlerine katıldı, “yasadışı göçe” savaş açtı, hatta ülkenin güneyindeki yoksul, etnik azınlık nüfuslu özerk bölgelere yönelik hükümet yardımlarına “Kafkasya'yı Beslemeyi Durdur” kampanyası ile karşı çıktı. Ancak Navalyn, küçük milliyetçi "führerler" arasında kaybolmadı. Onu, radikal sağcı altkültürün sınırlarının çok ötesinde bir kahraman yapan özel bir boşluk buldu: Ülkeyi kemiren yolsuzluklar. Devlete ait büyük şirketlerde küçük miktarlarda hisse satın alarak, yolsuzluk belgelerine erişti, yüksek profilli araştırmalar yürüttü, sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı. Ancak bazı kesimler Navalyn'in rakip finansal-endüstriyel gruplar arasındaki "medya savaşlarında", çeşitli sermaye gruplarından destek aldığını, o grupların rakiplerini tehlikeye atan bilgileri kendisine verdiğini ileri sürdü. Öyle ya da böyle yolsuzluklarda devletin yetersizliği temasını ustaca zihinlere kazıyan Navalyn orta sınıf mensuplarının sempatisini topladı. Yolsuzluğu kendi başarılarının önünde bir engel olarak gören büyük şirketlerin yöneticileri, iş adamları, Navalyn’in destekçisi oldu, ona mali destek sağladı.
2011-13'te Rusya, parlamento seçimlerine hile karıştırıldığı iddialarına, Putin'in cumhurbaşkanlığına dönüşüyle artan otoriterliğine karşı bir protesto hareketlerine katılmasına rağmen Navalyn’in burada liderlik yapabildiği söylenemez. Çoğunlukla Moskova ile büyük şehirlerdeki orta sınıf insanlardan destek almasına rağmen işçi sınıfı başta olmak üzere yoksul çoğunluk ona hiç güvenmedi. Söz konusu yıllarda yapılan gösterilerde solcu değerlerin Rusya'da hâlâ etkisinin olduğu ortaya çıktı. Bu protestolarda binlerce kişi kızıl bayraklar altında gösteri yaptı. O dönem Sol Cephe lideri Sergei Udaltsov, Rusya'nın en popüler politikacılarından biri oldu. Navalny'nin en yakın yardımcısı Leonid Volkov, Rus seçkinlerini Putin’e karşı bir zafer için ikna etmek gerektiğini dile getirdi o sıralar. Bunun için de sermaye karşıtı sol müttefiklerden kurtulmak gerekiyordu. Böylece Navalyn muhalefet koalisyonunu böldü, solcu liderler hapse atıldıklarında onlar adına herhangi bir girişimde bulunmadı.
Ancak Navalny, 2011-13 protestolarından önemli bir ders aldı: Sağcılığın, milliyetçiliğin değil, solculuğun halk desteği getirdiğini kavrayınca, bİr zamanlar sosyal yardımlara karşı olduğunu unutup çıktığı ülke içi mitinglerinde devlet çalışanları ile emeklilerin maaşlarında artış talep etmeye başladı. 2010'lu yılların ortalarında kurduğu İlerleme Partisi programında emeklilik yaşını yükseltme gereğini ilan etmişti. Sosyal-popülist taktikler işe yaradı: Navalyn’i destekleyenlerin sayısı arttı. Buna paralel olarak Navalyn, yolsuzluğu tanımlamak için kullandığı dili değiştirdi. Şimdi devletin verimsizliğini sosyal eşitsizlik kadar dile getirmiyor. Rus oligarklarla yetkililerin lüksünü sıradan insanların yoksulluğuyla karşılaştırıyor.
Navalny’nin 20 Ocak'ta yayınladığı belgesel bir haftada 91 milyondan fazla kişi tarafından izlendi. Oysa belgeselde çok az “yeni” vardı. Örneğin çevreciler belgeselde belirtilen Putin’in Karadeniz kıyısındaki 1.5 milyar dolarlık sarayını 2010’da ortaya çıkarmıştı. Ancak filmin başarısı, daha çok Putin yanlısı çoğunluğa hitap etmiş olmasıydı.
OLİGARKLAR NEDEN SEVİYOR?
Almanya'da tedavi edildiği hastanede Başbakan Angela Merkel tarafından ziyaret edildi Navalyn. Batı ile Soğuk Savaş’ın yanı sıra, artan yaptırımlar nedeniyle Rus oligarşisi ciddi zorluklarla karşı karşıya kaldı. Onların gözünde Navalyn, Batı ile çatışmanın tırmanmasını durdurulabilecek hatta tersine çevrilebilecek bir figüre dönüştü. Kremlin, Navalyn'in seçkinlerin bir kısmının zımni desteğini aldığından her zaman şüphelenmiştir. 2012'de liberal muhalefetin bazı liderlerinin yazışmaları yayınlandı. Bunlarda bir grup önde gelen oligarkın Navalyn'i finanse ettiği ileri sürüldü. Navalyn’in her yeni girişimi benzer şüpheleri besledi. Kim ona özel bilgiler, materyaller sağlayabilir? Putin'in sarayıyla ilgili film, ülkenin en üst düzey seçkinlerinin yaşamına dair pek çok detayı gösteriyor. Peki bu muhalif, Başkan’ın lüks yatak odasına bakmayı nasıl başardı?
Navalyn için sosyal eşitsizliğe eleştiriler yöneltirken iktidarı kendine düşman kılmaması da önemli. Bu nedenle, sosyal popülizminin çizgiyi aşmamasına dikkat etti uzun zaman. Putin'in çevresinin lüksüne yönelik keskin eleştiri, onu radikal toplumsal taleplere asla yöneltmedi bu yüzden. Navalyn, 1990'ların özelleştirmesinin veya milli gelirin emekçiler lehine yeniden dağıtılmasının sonuçlarının gözden geçirilmesine karşı çıkıyor. En çok kabul ettiği şey, bazı oligarkların 1990'larda el konulan mülklerini meşrulaştırmak için ödemeleri gereken küçük bir “tazminat”.
Bunun neleri içerdiğini anlamak için, benzer bir adımın 1997'de İngiltere'de Tony Blair tarafından atıldığını belirtmek gerekir. Konulan bir vergi 1980'lerde özelleştirilen şirketlerin sahiplerini etkiledi (İngiliz Havalimanları Kurumu, British Gas, British Telecom, British Energy, Centrica). Bu önlem, Margaret Thatcher’ın neoliberal politikalarının sonuçlarını pekiştirdi, mülkiyetin, gücün zenginlere doğru radikal bir şekilde yeniden dağıtımını meşrulaştırdı. Rusya'da 2012'de benzer bir politikanın uygulanmasını öneren ilk kişi Vladimir Putin oldu, ancak bu politikalar hiçbir zaman gün yüzüne çıkmadı. Şimdi, bu fikir Putin’in en büyük muhalifi Alexei Navalyn tarafından savunuyor. Bu, toplumsal eşitsizliğe ciddi bir itirazı olmadığını gösteriyor.
Navalny’nin Rusya’ya dönüşü, Hollywood’a yakışır bir drama ile maceralı da olsa ayrıntılı bir operasyondu. Ölümün eşiğinden dönen arketipik kahraman, halkına bir “Victory” (düşük bütçeli bir havayolu şirketinin adıdır) uçağı ile geri döner. Zalim hükümdarın muhafızları tarafından hemen ele geçirilir, özgürlüğünden mahrum bırakılır. Tabii ki, kahraman hemen dikkatleri üzerine çeker ardından siyasi mücadele gelir. Toplumda, şu son büyük protestolara rağmen ciddi bir karşılığı yok Navalyn’in. Buna rağmen büyütülmesinde Putin yönetiminin hatalarının da payı mevcut.
Eylül 2021'de Rusya parlamento seçimleriyle karşı karşıya. Hükümet için bunlar çok önemli - Putin 2024'ten sonra da Cumhurbaşkanı olarak devam edecekse, tamamen sadık bir parlamentoya ihtiyacı var. Bu nedenle yetkililer, Navalyn ile destekçileri de dahil olmak üzere rejimin radikal muhaliflerinin seçimlere katılımını engellemek için her şeyi yaptı. Yalnızca sadık partilerin/adayların katılmasına izin verilecek, yani, mevcut sosyo-politik düzenin temellerine meydan okumayanlara. Navalyn, hapse girmeden önce, destekçilerini sokağa çıkmaya teşvik ederek medya sermayesini nakde çevirdi. Kremlin tarafından yazılan seçim planlarının seyri değişti.
Artık kimse partilerle, parti programlarıyla ilgilenmiyor. Sokaklardaki tüm mücadele Navalyn ile bağlantılı. Yirmi yıllık durgunluğun ardından, tüm değişim umudu artık bu isme eklenmiş durumda. Bu değişikliğin ne anlama geldiği tartışılmıyor. Hem Batı ülkelerinden, kesinlikle ABD’den, ülke içindeki Putin karşıtı oligarklardan aldığı destekle büyüyor adı ama Rus yoksulları için pek bir anlam ifade etmiyor Navalyn adı. Rusya’ya o bölgede daha önce başka ülkelere yapıldığı gibi, hangi renkte olduğunu şimdilik bilemediğimiz bir “devrim” dayatılıyor. Navalyn bunun için büyütülmüş bir figür olarak Rus siyaset sahnesinde yer almış bulunuyor.
Mustafa K ERDEMOL
En Çok Okunan Haberler
- Hayatını kaybetti!
- Mansur Yavaş'tan TBMM'ye flaş çağrı!
- TÜİK ekim ayı enflasyon verilerini açıkladı
- AKP’li vekilin PKK yöneticisiyle fotoğrafı gündem oldu!
- 'Erken seçim' çağrısı: CHP tarih verdi
- Serdar Ortaç son malını da satışa çıkardı!
- 'Atatürk ile Cumhuriyet ile bayrak ile...'
- İşte Belediye Başkanı'nı öldüren saldırganın ifadesi!
- İşte sıfır faizli kredi veren bankalar…
- AKP'den kayyum için ilk açıklama