Müziğe âşıklar...

Azeri, İranlı ve Türk müzisyenlerden oluşan No Land grubu, kuruluşundan bu yana zor zamanlar geçirse de istikrarını koruyor

Yayınlanma: 28.04.2019 - 21:28
Abone Ol google-news

2016 yılında çıkardıkları “Aramızda” albümüyle ilgileri üzerine çekmişti No Land grubu. Azeri, İranlı ve Türk müzisyenlerden oluşan grup, farklı kültürlerden gelmelerine atıfla kendilerine “No Land” ismini seçmişti. İlk albümlerindeki “Düşünme Kaybolursun” ve “Niye Bele Uzundur Bu Yollar” şarkıları Spotify’da milyonun üzerinde dinlenme sayısına ulaştı. Bir yıl sonra yayımladıkları tekli “Üzüme Bax” şarkısıyla da beğenilen grup, şubat ayında çıkardıkları “Pusulası Kaybolmuş” albümüyle de uzun soluklu bir grup olacaklarının sinyallerini veriyor.

Grup üyeleri Sahand Lesani ve Çağatay Vural ile bir araya geldik... Vural, genelde grupların kurulma süreçlerinin sancılı olduğunu ama kendilerinin bunu yaşamadığını söyleyerek, kimi buldularsa gruba uymasının büyülü bir şey olduğunu ifade ediyor. Lesani de ilk günden beri istikrarlı olduklarını belirtiyor. İranlı müzisyen, gitgide daha da rahat ettiklerini söylüyor. İlk 5 senede tek kuruş para kazanmadıklarını dile getiren Lesani, “İnsanlar paraya yönelik hareket ederken sen bambaşka bir şey yapıyorsun. Sadece duygular var ortada” diye konuşuyor.
Grup üyeleri, artık yaptıkları müzikten az da olsa para kazanmaya başladıklarını ifade ediyor. Lesani, müziğini yapabilmek için istemediği bir dükkânda çalışmak zorunda kalmış. Keza, grubun üyelerinden Hazal Akkerman da vapurda müzik yapıyorken, No Land sayesinde para kazanmaya başlayınca artık o işi bırakmış. Vural, “Önceliğimiz her zaman No Land” diyor.

‘Gizli bir isyan’
Son yıllarda çok sayıda genç grupla karşılaşıyoruz. Yeni bir jenerasyon var. No Land de onlardan biri. Acaba Vural ve Lesani bunu neye bağlıyor? “Gizli bir isyan” diyor Vural ve ekliyor: “Anaakım dışında müzik yapma eğilimi her zaman vardı. Birtakım tekellerin elinde olan pop müzik, dağıtıcılarıyla birlikte bir ağ oluşturduğu için bu şansa veya birisi keşfederse duyulurdu. Şimdi mecralar çok, örneğin akşam şarkı yapayım sabah Spotify’a koyabilirim... İnsanlar artık klişelerle şekillenmiş suni popu sevmiyorlar.”

Müzik sektöründe tutunabilmek zor. Örneğin televizyon izleme oranları hâlâ çok yüksek. Daha fazla kişiye ulaşmanın yolu televizyona çıkabilmek. No Land bu konuda ne düşünüyor? Sahand Lesani, karamsar bir şekilde yanıtlıyor: “Biz azınlığa hitap eden gruplarız. Geçen gün yürüyordum, bir kafeden Büyük Ev Ablukada’nın şarkısını duydum. O an ‘Biz Kadıköy’e müzik yapıyoruz ya’ diye düşündüm.” Vural da Anadolu’ya açılmak istediklerini belirtiyor. “Gidip orada belki 10, belki 20 kişiye çalmak ama o ruhu yakalamak istiyoruz” diyen Vural’a Lesani destek çıkıyor ve Türkiye’nin eksi hanesine yazılabileceğini düşündüğü fikrini açıklayarak, “Alkol ve müzik sürekli bir arada. Bu, çoğu insanı müzikten uzaklaştırıyor. Alkol müziğin simgesidir gibi bir algı var” diye konuşuyor. Vural da “Neden her yaşta müzisyen gelip No Land dinleyemiyor” diye soruyor. Grup, menajerleri Erhan Taş aracılığıyla Anadolu’daki gençlik festivallerine ve üniversitelere ulaşmaya çalışıyor.

“No Land’in bundan sonraki hedefleri ne” diye sorduğumuzda Vural kendi adına, “Daha çok müzik yapmak, daha çeşitli müzik yapmak. No Land’i yaşatmak” diye açıklıyor. Grup için ise yurtdışında konser verme, turneye çıkma hedefleri olduğunu söylüyor. Severek dinledikleri gruplar, isimler kimler sorusuna Lesani kendi ülkesinden örnekler veriyor: “Damahi, Pouya Mahmoodi.” Türkiye’den ise “Can Güngör, Nilipek, Birsen Tezer...”

Grup üyeleri

Vokal-keman: 
Kamil Hajiyev, 
Geri vokal -çello: 
Hazal Akkerman, 
Elektrik gitar: 
Sahand Lesani, 
Akustik gitar/bas: 
Çağatay Vural, 
Trompet: 
Oğuzcan Bilgin,
Davul: 
Can Kalyoncu-
Yağız Nevzat İpek

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler