‘Musul konusunda kendimize güveniyoruz’
Rus Büyükelçi’den sonra, Irak’ın Ankara Büyükelçisi Al Alawi, Türkiye’nin uluslararası hukuka uygun hareket etmesini istedi.
Türkiye’nin Aralık 2015’te Başika’ya asker sevkiyatıyla gerilen Bağdat-Ankara arasındaki ilişkiler, Ankara’nın Fırat’tan sonra Musul’a operasyon düzenleyebileceği söylemiyle daha da tırmandı. İşte bu gerginlik sırasında Irak Büyükelçisi Hisham Al Alawi, Türkiye’nin düzenleyeceği bir operasyona karşı olduklarını açıkladı. Ankara’ya 4 ay önce atanan Büyükelçi Al Alawi, ilk kez Cumhuriyet’e konuştu. Büyükelçi’nin sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
-Darbe girişiminin ardından izlenimlerinizi paylaşır mısınız?
Türk insanın sokaklara çıkarak tepki göstermesinden demokrasilerini, demokratik kurumlarını savunmasından çok etkilendik. Benim görüşüme göre demokrasi Türk toplumu için de herhangi bir toplum için de çok önemlidir. Bir diğer olumlu gelişme de siyasi partilerin gösterdiği tepkilerdi; farklılıklarını bir kenara bıraktılar; bir araya geldiler ve hükümetle birlikte çalıştılar. Ve sanırım bu birliktelik barış ve istikrarın yeniden inşasında önemli oldu. Bölgedeki bazı çatışmaların çözümünde rol oynaması gerektiğinde Türkiye’ye önemli bir ülke olarak bakılıyor; ki bunun içerisinde Suriye de var, terörle mücadele de var.
Gerginlik hâlâ sürüyor'
-Başika’daki son durum nedir?
Gerginlik henüz çözülmedi. Özellikle de son birkaç hafta içerisinde bazı açıklamalar, röportajlar oldu gerginliğin seviyesini daha da artırtı. Buraya geldiğim 4 aydan beri bu tip gerginlikleri önlemeye çalışıyorduk. Türkiye’nin KBY (Kürdistan Bölgesel Yönetimi) ile de karmaşık bir ilişkisi var, detaylı olarak incelenmeli. Irak hükümeti, KBY ile birlikte çalışmakta ve aramızdaki farklılıkları çözmekte kararlı. Petrol ve gazın Ceyhan üzerinden ihracında, DAEŞ ile mücadelede onların olası askeri katkıları elbette önemli. Ama biz Türkiye’nin doğrudan bölgesel hükümetle veya Ninova vilayetindeki eski yetkililerle temasa geçmesinin doğru olduğuna inanmıyoruz.
-Yani kim?
Bildiğiniz gibi son ziyaretler oldu; Mesut Barzani, Nuceyfi buradaydı. Mesela Nuceyfi Irak hükümetine danışmadan geldi...
-O zaman iki hükümet arasında doğrudan bir kanal olmadığını anlıyorum?
Bazı toplantılar oldu son zamanlarda ama bunlar bizim istediğimiz gibi sorunların çözümü ile sonuçlanmadı. Elbette bu diyalogları yeniden artırmalıyız. Belki de bunu daha üst seviyede sürdürmeliyiz. Bu nedenle de ben Dışişleri Bakanımızın Türkiye’yi ziyaret etmesi çabalıyordum. Eylül’ün 7’sinde gelmesi için çalıştık ama Dışişleri Bakanınız burada değildi. Ben şimdi önerilecek zamanı bekliyorum. İki hükümmetin en üst seviyede doğrudan temasa geçmesi önemli. Bağlantısızlar Hareketi için Venezüella’dayken iki bakanın görüşme imkanı vardı. Ne yazık ki New York’tayken de bizim başbakanımızla Erdoğan arasında görüşme olamadı
‘Hızlı çözüm gerekiyor'
-Talepte bulunan oldu mu?
Bizim başbakanımız yapılan son açıklamalardan memnun değildi o yüzden de talepte bulunmadı. Bizim hükümetimiz en üst düzeyde temasların olmasını ve Türkiye ile en üst düzeyde çalışmayı çok istiyor bu meseleri çözmek için. Gerçekten inanıyoruz ki bu konular ne kadar hızlı çözülürse bu ilişkiler için çok daha iyi olacak.
-Ama Irak askeri güçleri arasında da bölünme var mı?
Bu artık geçmişte kaldı. Son 18 aydaki olumlu gelişmeleri artık dikkate almak zorundasınız. Bizim güvenlik güçlerimizin Anbar’da, Selahaddin’de ya da birkaç gün öncesinde Şarkad ilini nasıl özgürleştirdiğine bakın. Kendimize Musul’u yeniden oldukça kısa zamanda kontrol edebileceğimiz konusunda çok güveniyoruz. Ama bizim ihtiyacımız olan başarılı bir operasyonun ardından durumu nasıl yöneteceğimiz konusunda uzlaşmak. Bu nedenle de yerel insanları sürece dahil etmek önemli.
- Sizin sözlerinizden Türkiye’ye Musul’dan uzak durun, yapılanma sürecinde gelin diyorsunuz?
Sadece operasyon için değil. Operasyon sonrasındaki süreç için de birlikte çalışmaya ihtiyacımız var. Biz bölgeyi, Musul’u yeniden kontrol etmekte çok kararlıyız. Ama bunu mümkün olan en az hasar ve kayıpla yapmak istiyoruz. Ve başarılı bir operasyonun ardından şehri yeniden inşa etmek için birlikte çalışmayı istiyoruz.
-Yani Musul operasyonunda Başika’dakiler de rol almasın diyorsunuz?
Bunun Irak’ın veya bölgenin kesinlikle çıkarına olmayacağına inanıyoruz. Koalisyon tarafından verilecek bir hava desteğini memnuniyetle karşılarız. Dostlarımızın eğitim, donat, istihbarat paylaşımı veya danışma konusunda verebileceği her şeyi memnuniyetle karşılarız ama konu sahada askeri birliklere geldiğinde bunun bölgenin çıkarına olacağına inanmıyoruz
-Türkiye’nin Cerablus operasyonunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Endişeli misiniz?
Bizim Irak’taki deneyimlerimiz gösteriyor ki bir ülkede yabancı askeri müdahaleler birçok olumsuz sonuçları beraberinde getiriyor. Biz bunu Irak’ta, 1991’de ve 2003’te birçok şekilde açıkça gördük. Suriye’deki çatışmaya geldiğimizde, biz Suriye halkının daha fazla hesap sorma ve demokratik bir sisteme ulaşmak için haklı mücadelesini gerçekten destekliyoruz. Ama dış müdahalenin Suriye veya diğer ülkelerin çıkarına olmayacağını en başından söyledik.
-O zaman terörle mücadele ne olacak?
Konu terörle mücadeleye geldiğinde bölgedeki ülkeler birçok şekilde birlikte çalışabilir; çabalarını IŞİD, Nusra ile savaşta en üst düzeye getirebilir. Ama bu uluslararası hukuka uygun şekilde yapılmalı; BM kararlarına uymalı ve bölgedeki diğer hükümetlere danışılmalı.
‘Başika'yı çözmeliyiz'
-PKK konusunda Türkiye’ye işbirliği mi öneriyorsunuz?
Olumlu ortam ve karşılıklı güveni yaratmak için Başika konusunu tamamen çözmemiz gerek. Bu PKK, DAEŞ söz konusu olduğunda daha fazla işbirliği yapmamız için gerekli.
-Terörizmle mücadele için yeni bir anlaşma mı öneriyorsunuz?
Terörle mücadelede iki ülkenin ortak çabalarını pekiştirecek yeni bir anlaşma. Sadece PKK hakkında konuşmak yeterli değil; elbette DAEŞ ve diğer tehditlere de işaret etmeli bu anlaşma. Başika’daki askeri varlıktan söz ettiğimizde bu sadece iki ülke arasında gerginliğe neden olmuyor; bizim güvenlik ve terörle mücadelede daha yakın ve etkin bir şekilde çalışmamızı da engelliyor.
.-Ama Türkiye bölgeyi terk etmeyeceğini açıkladı ...
İstedikleri açıklamayı yapabilirler ama tamamen farkına varmalılar ki bu iki ülke arasındaki gerginliğin artmasıyla sonuçlanır ve bizi terörle mücadelede işbirliği yapmaktan uzaklaştırır bu zor bir coğrafyada.
-Başika’dakilerin DAEŞ ile mücadeledeki katkısı nedir?
Irak hükümeti başından beri Türkiye’nin Başika’daki askeri varlığının DAEŞ ile mücadelede herhangi bir olumlu katkısı olmadığını açıkça belirtti. n Erdoğan’ın sözleri ve Başika ile ilgili kaygılarınızı Dışişleri’ne ilettiğinizi anlıyorum. Her görüşmemizde bu mesajı veriyoruz farklı şekillerde.
En Çok Okunan Haberler
- Futbolda pis kokular yükseliyor
- CHP’de çelişen başkanlara uyarı
- AKP’li vekilin PKK yöneticisiyle fotoğrafı gündem oldu!
- 'Erdoğan bize göre tek seçenektir'
- TÜPRAŞ'ta patlama: 12 kişi yaralandı
- Serdar Ortaç son malını da satışa çıkardı!
- 'Atatürk ile Cumhuriyet ile bayrak ile...'
- Hekimlerin istifaları hızlandı
- İşte sıfır faizli kredi veren bankalar…
- 'Erken seçim' çağrısı: CHP tarih verdi