Müslüman Uygur Türkü bir kadının hayatını anlatan manga internette fenomen oldu

Çin'de kendisine şiddet uygulandığını ve işkence gördüğünü söyleyen Uygur Türkü bir kadının hayatını anlatan çizgi roman (manga), internette viral oldu. Çeşitli dillere çevrilen "Başıma Gelenler" adlı çizgi roman, son iki günde tam 2,5 milyon kişi tarafından izlendi. Tokyo'dan Ilgın Yorulmaz yazdı.

Müslüman Uygur Türkü bir kadının hayatını anlatan manga internette fenomen oldu
Abone Ol google-news
BBC Türkçe
Yayınlanma: 26.11.2019 - 15:53

Çin'de kendisine şiddet uygulandığını ve işkence gördüğünü söyleyen Uygur Türkü bir kadının hayatını anlatan çizgi roman (manga), internette viral oldu.

Çeşitli dillere çevrilen "Başıma Gelenler" adlı çizgi roman, son iki günde tam 2,5 milyon kişi tarafından izlendi.

Japon kadın manga çizeri Tomomi Shimizu'nun resmettiği çizgi roman, Çin'in kuzeybatısındaki Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde yaşayan Müslüman Uygurların gönüllü eğitim ve çalışma adı altında maruz kaldıkları muameleye karşı dünya kamuoyunda artan tepkinin son halkası oldu.

"Watashi no mi ni okita koto" adlı Japonca orijinalinden "What has happened to me" adıyla başta İngilizce, Çince ve Uygurca olmak üzere değişik dillere çevrilen çizgi roman, 29 yaşında genç bir anne olan Mihrigül Tursun'un, şartların Uygurlar için şimdikine kıyasla nispeten daha iyi olduğu 2017 yılında Çin'de yaşadığı akıl almaz ama gerçek olaylara dayanıyor.

Kendi anlatımına göre, Mısır'da evlenen ve bu evlilikten üçüz bebeği olan Tursun, bebekleri ailesine göstermek için 2015 yılında Sincan'a gidiyor.

Ancak daha Urumçi Havaalanı'na iner inmez elleri kelepçelenip üçüzleri elinden alınıyor. Ne suç işlediğini bile bilmeden kaldığı hapishaneden bir gün izin alıp bebeklerini görmeye hastaneye gittiğinde üç oğlundan birinin öldüğünü öğreniyor ve cesedi kendisine teslim ediliyor.

Ölen oğlu ve hayatta kalan diğer iki oğlunun boyun bölgesinde ufak yara izleri olduğunu fark edip sorduğunda ise bebeklerin boyundan beslenmeleri için bu işlemin yapıldığını öğreniyor.

Daha sonra Sincan'ın Çerçen Vilayeti'nde çalışmaya giden Tursun'a bir gün bir telefon geliyor ve Çin emniyeti tarafından, kendisi teslim olmazsa arananlar listesine konulmakla tehdit ediliyor.

İşkence ve kısırlaştırma

Mangada, çaresiz teslim olan Tursun'un, üç gün boyunca işkenceye uğradığı, yabancı ülke bağlantılarının sorulduğu anlatılıyor. 50 kişinin kaldığı ufak bir hücrede 24 saat ışık açık halde yaşamak zorunda bırakılıyor, sürekli Çin Komünist Partisi propagandası izlettirilip Çince şarkılar söylemeye zorlanıyor.

Tursun'a ayrıca her gün rızası olmadan içeriği belirsiz iğneler enjekte ediliyor, daha sonra bu iğnelerin kısırlaştırma amaçlı olduğunu anlıyor.

Üçüncü defa tutuklandığında artık öleceğini düşündüğü anda, çocuklarının çifte vatandaşı olduğu Mısır hükümeti devreye giriyor ve çocuklarını Mısır'a götürmesine izin çıkıyor. Ancak Çin hükümeti, Tursun'un iki ay içinde çocuklarını Mısır'da bırakıp Çin'e geri dönmesini sağlamak için Sincan'da kalan 26 akrabasını hapse atıyor.

Büyük heyecanla döndüğü Mısır'da Tursun bir başka kötü haber alıyor: Eşi de Tursun'un peşinden onu aramaya gitmiş ve aynı şekilde Urumçi Havaalanı'nda yakalanıp 16 yıl hapse mahkum olmuştur.

Mısır'dayken Çinliler Tursun'u sürekli rahatsız edip ülkeye dönmesi için baskı yapıyorlar, hatta yeteneklerine uygun bir iş vaat ediyorlar. Baskılara dayanamayan Mısır hükümeti Uygurları sınır dışı etmeye başlayınca Tursun son çare olarak ABD Büyükelçiliği'nden yardım istiyor.

Tursun'un sığınmacı olarak kabul edildiği Amerika'da bile Çin'in tacize devam ettiği ve ülke içinde üç defa yer değiştirmek durumunda kaldığı belirtiliyor. Tursun şu an hala ABD'de yaşıyor.

"En büyük oğlum öldü, ne olursa olsun geri gelmeyecek. Ben de tüm cesaretimi toplayıp başıma gelenleri tüm dünyaya anlatmaya karar verdim" diyor.

Tursun'un hikayesinin anlatıldığı manga adlı çizgi roman türü, Japonya'nın dünyaya tanıttığı bir anlatım biçimi. Kolay okunan formatı ve sade dili sayesinde çok daha büyük kitlelere hızla erişebiliyor.

Çin'de Uygurların eğitime tabi tutulduğu kamplar
Getty Images

'Çin Belgeleri'

Önceki hafta Çin Komünist Partisi (ÇKP) içinden sızdırılan belgelere dayandırılan ve basında geniş yer bulan haberlerde, Çin'in gönüllü meslek edindirme kampları olarak tanıttığı merkezlerin, aslında beyin yıkama amacıyla kurulmuş kamplar olduğuna dair güçlü deliller bulunduğu ifade ediliyor.

Amerikan New York Times gazetesi, ÇKP'den sızdırılan ve partinin Müslüman Uygur Türklerine yönelik olarak uygulanacak politikalarla ilgili direktiflerinin sıralandığı belgeleri yayımlamış, 400 sayfadan fazla olan belgelerden, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in, Komünist Parti üyelerine, "Sincan'da terörle ve bölücülükle mücadelede kesinlikle merhamet göstermeyin" sözlerini aktarmıştı.

Çin Komünist Partisi ise belgelerin sahte olduğunu öne sürüyor. Yetkililer, Uygur Türklerinin, radikal eğilimlerle mücadele kapsamında "dil öğretim merkezlerinde" eğitim gördüğünü söylüyor. Pekin yönetiminin "eğitim kampı" adını verdiği tesislerde, yaklaşık 1 milyon Müslüman Uygur Türkünün tutulduğu sanılıyor.

Ancak, "Başıma Gelenler" adlı çizgi romanda anlatılan Mihrigül Tursun'un hikayesinin "Çin Belgeleri"nin ortaya çıkışından iki ay önce resmedildiği anlaşılıyor; eve çıktığında bile iki kamp görevlisinin aynı evde onunla beraber kalması ve 24 saat takip altında tutulması gibi sıkı önlemlerin hem belgelerle hem de kamplardan çıkabilenlerin ifadeleriyle uyuştuğu belirtiliyor.

https://youtu.be/4kXBH21-dxM


BBC Türkçe
Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon