Münevver Karabulut cinayetinde 'kayıp 700 bin avro' davasında karar çıktı

Haklarında dava açılan 6'sı polis 8 sanık, 6'şar bin lira adli para cezasına çarptırıldı, 1 sanık ise beraat etti.

Münevver Karabulut cinayetinde 'kayıp 700 bin avro' davasında karar çıktı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 16.01.2018 - 16:00

Münevver Karabulut'un öldürülmesiyle ilgili olarak katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun evinde cinayet günü bulunan bir miktar parayı (700 bin Euro) tutanaklara geçirmedikleri ve güvenlik kamerası görüntülerini yeterince incelemedikleri iddiasıyla haklarında dava açılan 6 polis memuru ile görüntüleri sildikleri öne sürülen 3 site görevlisinin yargılandığı dava karara bağlandı. 3 hakimin değiştiği ve 8,5 yıl süren davada mahkeme heyeti, 6'sı polis 8 sanığı 6'şar bin TL adli para cezasına çarptırdı. Bir sanık ise beraat etti. Şikayetçi Karabulut Ailesi'nin avukatı Rezan Epözdemir, “Karara itiraz ederek, hukuki süreci istinaf Mahkemesi'ne taşıyacağız" dedi.

25. DURUŞMA YAPILDI

Küçükçekmece 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen 25. duruşmada taraf avukatları hazır bulundu.
 
“MÜVEKKİLLERİM TİTİZ ARAŞTIRMA YAPMIŞLARDIR"

Duruşmada esas hakkındaki savunmasını yapan tutuksuz sanıklar T.K., G.K., İ.K. ve M.D.'nin avukatı “Müvekkillerim suçla ilgili görevlendirildikleri yerde titizlikle araştırma yapmışlar ve tutanağa bağlamışlardır. Ayrıca benim müvekkillerim güvenlik kameralarının bulunduğu yerde bilgilerinin yetebildiği noktada çalışmalarını yapmışlardır. İsnat edilen suçlamalarla ilgili müvekkillerimin hiçbir kusuru bulunmamaktadır. Suçun unsurları oluşmamıştır. Müvekkillerimin beraatına karar verilmesini talep ediyorum" dedi. Diğer sanıkların avukatları da müvekkillerinin beraatını talep etti.
 
“SANIKLAR MADDİ GERÇEĞİN ORTAYA ÇIKMASINA YARDIMCI OLMADILAR"

Karabulut Ailesi'nin avukatı Rezan Epözdemir de, polis memurlarının cezalandırılmasını talep ederek, sanıkların maddi gerçeği ortaya çıkmasına yardımcı olmadıklarını ve adaletin tecellisine katkı sunmadıklarını savunarak, lehe olan hükümlerin uygulanmamasını talep etti.  

POLİS SANIKLAR 6'ŞAR BİN ADLİ PARA CEZASINA ÇARPTIRILDI 

Davayı karara bağlayan mahkeme, tutuksuz polis memuru sanıklar G.K., İ.K. T.K., M.D., A.B.D. ve S.A.'nın üzerine atılı "Görevi kötüye kullanma" suçunun sabit olduğunu belirtti. 6 polis sanığı 1'er yıl hapis cezasına çarptıran mahkeme, sanığa verilecek cezaların gelecek yaşamları üzerindeki olası etkilerini de dikkate alarak iyi hal indirimi uyguladı ve cezayı 10'ar aya düşürdü. Sanıklara verilen kısa süreli hapis cezaları, sanıkların sosyal ve ekonomik durumu ve kamu görevlisi olmalarını da dikkate alan mahkeme, ekonomik ve şahsi durumlarını da göz önünde bulundurarak, sanıkları 6'şar bin TL adli para cezasına çarptırdı. Mahkeme, sanıklara verilen para cezalarını da ertelemedi. Tutuksuz sanıklar U.Y. ve Y.P.'yi “Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan da aynı gerekçelerle 6'şar bin TL adli para cezası veren mahkeme, para cezalarını ertelemedi.
 
BİR SANIK BERAAT ETTİ

Öte yandan, tutuksuz sanık R.İ. ise “Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatına karar verildi.
 
REZAN EPÖZDEMİR: HUKUKİ SÜRECİ İSTİNAF MAHKEMESİ'NE TAŞIYACAĞIZ 

Davanın ardından DHA'ya konuşan Karabulut Ailesi'nin avukatı Rezan Epözdemir, “Yaklaşık 8,5 yıllık hukuki mücadelenin sonucunda zaman aşımına 2 ay kala mahkemenin mahkumiyet kararı vermesi son derece önemlidir. Bununla birlikte sanıklara “görevi kötüye kullanma", “suç delillerini yok etme gizleme veya değiştirme" suçlarından verilen 10 aylık hapis cezaları ertelenmemiş, fakat adli para cezasına çevrilmiştir. Bu yönüyle bu karar müvekkilleri ve kamu vicdanını rahatsız etmiştir. Karara itiraz ederek, hukuki süreci İstinaf Mahkemesi'ne taşıyacağız" dedi. 

İDDİANAMEDE OLAY ŞÖYLE ANLATILDI

İddianameye göre olay şöyle oldu: 3 Mart 2009 tarihinde Münevver Karabulut öldürüldü. Olayın ardından polis memurları cinayetin şüphelisi Cem Garipoğlu'nun ailesiyle kaldığı Bahçeşehir'de bulunan villaya hareket etti. Jandarmaya da haber veren polis memurları ikamette arama yaptı. Polis memurları, bu aramalar sırasında miktarı net olarak tespit olunamayan, ancak makul bir rakamın üzerinde olduğu belirtilen yabancı parayı tutanağa geçirmedi. Arama yapılan villanın güvenlik kameralarının olay tarihinde kayıt yaptığı ancak bu kaydın 7 Mart 2009 tarihinde silindiği, görüntülerin CD ya da DVD'ye aktarılmaya çalışıldığı, bir kısmının da geri dönüşüm kutusuna atıldığı tespit edildi. Polis memurlarının villaya ait kamera kayıtlarını yeterli düzeyde incelemedikleri, kameraların çalışmadığı, bozuk olduğu yönünde 4 Mart 2009 günü polis memurları S.A. ve G.K. tarafından tutanak düzenlendi. Yine aynı memurlar tarafından 5 Mart
2009 günü güzergah üzerindeki kameralarda ise görüntü bulunmadığına dair ikinci bir tutanak düzenledi. Villaların yöneticiliğini yapan U.Y. ile site görevlileri Y.P. ve R.İ. da kameradaki görüntüleri silerek yok etti. Soruşturma sonunda savcılık, polis memuru sanıklar G.K., S.A.,T.K., M.D., İ.K., ve A.D. hakkında "Görevi kötüye kullanmak" suçundan 1'er yıldan 3'er yıla kadar, site yöneticisi ile görevlileri U.Y., R.İ., ve Y.P. hakkında da "Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan 6'şar ay ile 5'er yıl arasında hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. Yapılan yargılamada ifade veren sanık polislerin bir kısmı parayı görmediklerini, bir kısmı da söz konusu parayı Tülay Garipoğlu'na verdiklerini anlattı. Polislerden bir kısmı yine güvenlik kameraları ile herhangi bir bilgisi olmadığını söylerken, bir kısmı da villa görevlisinin villayı gösteren iki kameranın 2 senedir bozuk olduğunu, kayıt yapmadığını söylediğini aktardı. Diğer site görevlisi 3 sanık da kamera görüntüsünü silmediklerini belirtti.

BİLİRKİŞİ RAPORU ALINMASINA KARAR VERİLDİ 

İfadelerin alınmasının ardından mahkeme, güvenlik kamerası kayıtlarının silinip silinmediği ve teknik sürecini nasıl yapıldığına ilişkin soruşturma ve kovuşturma aşamasında alınan raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi için dosyanın TÜBİTAK'a gönderilmesine karar verdi. TÜBİTAK,  "Yoğunluk sebebi ile inceleme için ayırabilecek ehliyetli personellerinin bulunmadığını" gerekçe göstererek dosyayı iade etti. İstanbul Teknik Üniversitesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi de konu ile ilgili uzman bulunmadığı gerekçesiyle dosyayı iade etti. Dosya son olarak 11 Aralık 2015 tarihinde Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığı'na gönderildi. Ancak Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığı da 80 GB kapasiteli DİSK'in dosya kapsamında gönderilmemesinden ötürü inceleme yapılamadığını bildirdi. Söz konusu 23. duruşmada da hard disk bulunamadığı ve bilirkişi raporu hazırlanamadığı tutanaklara geçti.  

CEZAEVİNDE ÖLÜ BULUNMUŞTU

Cinayetin işlediği 3 Mart 2009 gününden sonra 197 gün kaçan Cem Garipoğlu, 17 Eylül 2009 günü avukatıyla birlikte teslim olmuştu.  24 yıl hapis cezasına çarptırılan Garipoğlu, 10 Ekim 2014 tarihinde de Silivri'deki kapalı cezaevindeki koğuşunda ölü bulunmuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler